♧ 10 ♧

8.4K 734 218
                                    

Odada duyduğu fısıltılarla gözlerini araladığında annesi ile Jongin'i konuşurken bulunca uzandığı yerden doğruldu. Bu defa  serumlar yoktu.

" Dinlenebildin mi? İyi misin?"

" Hımm. İyiyim. Sen?!"

" Bende durumlar daha iyi sanırım. Bizimkiler gelene kadar iyiyim. Onlar gelince ortalık karışacak ve o zaman bayılarak bir odada biraz istirahat etmeyi düşünüyorum. "

" Nasıl? "

" Boşver biz yaşlı kurdu ziyaret edelim."

Jongin yataktan kalkmaya çalışan  KyungSoo'nun koluna girdi.
KyungSoo diğerinin yakınlığından tedirginlikle kendini geri çekince Jongin yerini anneye verdi. Kapıyı açtı.

KyungSoo'ya her zaman labirent gibi görünen bir kaç hastane koridoru ve üniteden geçtikten sonra bir odanın önünde durdular. Jongin kapıyı açmadan önce onları uyardı.

" KyungSoo sakın kendini bırakma. Yüzü biraz solgun, bir kaç sargısı ve biraz da teknik kablolar var üzerinde. Endişelenecek bir durumu yok. Özür de dileme."

KyungSoo başı ile onu onayladığında, Jongin odanın kapısını açtı. Odaya girdiklerinde baygın gözlerle ve solgun teni ile kendilerine bakan yaşlı kadını görünce KyungSoo annesinin elini daha sıkı tuttu. Aklına kendi büyükannesinin şeker hastalığı yüzünden eksik olmayan hastane yatışları da gelince güçlükle yatağın yanındaki  sandalyeye bıraktı kendini.
Yaşlı kadının elini tuttuğunda yorgun bakışları kendisini bulunca içinde yükselen hıçkırıkları güçlükle bastırdı.
Konuşmak için ağzını açacak olduğunda titreyen dudaklarının engeli ile sustu. Sızlayan gözlerini başka yöne çevirse de ellerinin arasındaki soğuk elin varlığı ağlama hissini bastırmasına engel oluyordu.

Jongin diğerinin zorlandığını görünce sandalyesini diğerinin sandalyesinin önüne, yatağın yanına çekti. KyungSoo'nun gözlerini yakaladığında ona cesaret vermek için söze önce başladı.

"Bizi korkuttun Kyungin. Yaşlı kurt seni!
Ayıp değil mi bu yaptığın?"

Kadın güçlükle yutkunup torununun gözlerine baktı.

" Azraille prova yaptık. Nasıl olsa ölmeyecek miyiz?"

Jongin beklenmedik sözlerle gözlerini KyungSoo'nun gözlerinden çekti.
Söylenecek sözler bir anda tükenivermişti.

" Asmayın yüzünüzü yaşıyorum işte hala.
Daha ne kadar yaşarsam artık. "

KyungSoo yanan kirpik uçları ile bakışlarını odada başka yerlerde gezdirirken endişe ile kendilerini izleyen Kaira'yı görünce göz kapakları ile savuşturduğu yaşlar bir hücumla bendi geçip yanaklarına yürüyünce dili de çözüldü.

" Büyükanne bundan sonra seni ben ziyarete gelirim. Sen ne zaman istersen bir çağrınla koşar gelirim."

Yaşlı kadın elini çevreleyen avuçları sıktı.

" Ne kadar zaman gelip gidebilirsinki Kyungie? Kendi evin, ailen, okulun var. Gün gelecek başkası ile bir yuvan olacak. Jongin'in de öyle. Ben yine en sevdiklerimden uzak kalacağım. Ziyaretlerinizi beklemekten başka elimden bir şey gelmeyecek. Belki o kadar ömrüm olmayacak bile."

We Got MarriedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin