27.bölüm | Fırtına Damlaları

10.8K 770 53
                                    

Albina Desire'ı da alıp Jone'la birlikte deniz kenarına sessiz ve yalnız kalacakları bir yere gittiler. Hava hiç olmadığı kadar soğuktu. Albina'ya yıllarca karın içinde yaşadığı yeri, beyaz renkten ve dondurucu soğuktan başka bir şey olmayan o dağın başında geçirdiği zor günleri dün gibi hatırlıyordu. Akrepol'e gelince yaşadıklarını göz önüne alırsa hayatı daha kolaydı ama seçim yaparsa yine de Akrepol'ü seçerdi. Orada doğmuştu ve orada yaşamak istiyordu.

Jone'un karşına oturduğunda boğazını temizledi. "Neden bana yardım ediyorsun?"

"Ben sadece doğrunun ve güçlünün yanında olmak istiyorum. Tek lafınla tüm imparatorluğu bir araya getirdiğinde yanında olmam lazım."

Albina'nın yüzünde sevinçten uzak ve hüzünlü bir gülümseme belirdi. "O bahsettiğin imparatorluk benim aileme ihanet etti."

"Baban yanlış insanlara güvendi. Onun yaptığı hataya düşmeyeceksin."

"Bunu bilemezsin."

"Biliyorum çünkü ben de sana yardım edeceğim."

"Senden neden yardım isteyeyim?"

Jone Albina'nın omzunu sıyırdı ve işaretini gözler önüne serdi. "Senin işaretini kılıç kullanırken küçük bir açıklıkla gördüm. Bu işareti büyücüler hariç kimse tanıyamaz. Seni bulduğumda öldürmem gerekiyordu ama yapmadım. Onlar bana bile ihanet etmişti. Büyücülere hizmet ederek hata yaptığımı biliyordum ama ortada doğru yoktu, sen ortaya çıkana kadar. Büyücülere bir mesaj gönderdim. Aradıkları kişinin çok iyi korunduğunu ve eşkâlini yazdım. Mavi gözlü, koyu kahverengi saçlı, genç bir kız olarak anlattım. Senden şüpheleri çektim. Saçların açık olduğu için senden şüphelenmediler ama şüphelendikleri kızı öldürdüler." Albina, Jone'un Lia'yı kastettiğini anladığında o günü hatırladı. Kan gölüne dönmüş zemini, soğuk tenini hatırladı. "Beni kolyemle tanıdılar. Liadorf'da da o kolye vardı o gün."

"Taht kolyesi sende mi? O kolyeyi kimse görmemeli, Albina. Yoksa hemen anlarlar. Gerekirse bir yere göm."

"Sadece bende yok, Desire'ın boynunda da var."

"Nasıl bunu düşünmezsin? Neyse ki Desire'ın yanına kimse yaklaşmıyor. Ya biri görmüşse?"

"Desire'ın tüyleri kolyeyi saklıyor ve boynunun altında olduğu için gözükmüyor. Birinin gördüğünü sanmıyorum. Fark edilmiyor."

"Yine de bunu göze almamalısın."

"Desire'ı sarayın dışında tutarsam sorun olmaz. Kolyeyi çıkartmayacağım; ne Desire'dan, ne kendimden." Jone başını iki yana salladı. "Liadorf öldüğünde, tüm büyücüler son Erom üyesinin öldüğünü düşündüler. Ben ise sana yakın olmak için Dimitri'nin yanına gittim ve kaldığım odadan şikayet edip kendimi senin kaldığın odaya aldırttım. Sonuç olarak senin hayatını kurtardım ve savaşacağın kişiler hakkında çok şey biliyorum. Bana ihtiyacın var."

"Söyle o zaman. Savaşı kimler açacak? Ne zaman açacak?"

"Büyücüler ve katiller saldıracak ama zamanını tam olarak bilmiyorum. Hazırlıklar en son devam ediyordu. Büyük bir donanma hazırlıyorlar."

"Ne kadar büyük?"

"Emin ol, çok büyük."

∆∆∆

Albina eğitim alanına geldiğinde etrafına bakmaya başladı. Rodrigo'yu arıyordu. Bunu yaparken sürekli göz geze geldiği insanlara kaşlarını çattı. Albina'ya imrenerek bakıyorlardı. Nedenini anlamasa da kafasına takmadı. Arkasına döndüğünde Loras karşısında dikiliyordu. Albina Loras'ı gördüğünde şaşırdığı için bir adım geriledi ve derin bir nefes aldı. "Loras?"

GİRİFT : YöneticilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin