33.bölüm | Şeytanın Gülüşü

9.7K 733 132
                                    

Albina şaşkınlıkla karşısında ki kadına bakıyordu. Yıllardır annesi sandığı bu kadını görmeyeli bir yıl geçmişti bile. Genç ve kızına göre farklı görünümünün sebebini artık biliyordu Albina. Küçüklüğünden beri saklamıştı gerçeği ondan fakat neden sakladığını bilmiyordu. Öğrenmek istiyordu.

  Hamilton büyüttüğü kızına sevgiyle bakıyordu; ne kadar büyüdüğüne, ne kadar güçlü gözüktüğüne... Hem görünüm olarak hem davranış olarak değişmişti. Yüzü incelmiş, saçları uzamış, vücudu şekillenmişti. Heyecanla parıldayan gözlerini ciddiyet almıştı. Albina büyümüştü. Her yaşadığı olayla biraz daha büyüyordu. Önüne gelen her engelle daha da güçleniyordu.

Loras genç kadının yanına gitti. "Ob Hamilton, işte kızınız. Sizden aldığımdan farklı gözüküyor, değil mi?"

  Hamilton yüzüne yerleşen gülümsemesiyle Albina'ya doğru ilerlemeye başladı. Albina ona özlem ve kırgınlıkla bakıyordu. Onu büyüten kişiydi; kan bağı olmasa da annesiydi. Ne olursa olsun gerçekleri benden saklamamalıydı diye düşündü. Albina'yı kollarından tutup gerçekliğini tarttı ardından sıkıca sarıldı. Albina onu görmenin etkisini daha üzerinden atamamışken sarılmanın verdiği şaşkınlıkla kımıldayamadı, konuşamadı.

Ob Hamilton kızından ayrıldığında içtenlikle gülümsedi. "Çok büyümüşsün." Albina ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Onunla konuşup konuşmama konusunda emin olamadı ama konuşmak istiyordu. Öz olmasa da annesini özlemişti. Ona ihtiyacı vardı. "Sen ise hala çok gençsin."

Hamilton kızının koluna girdi ve Loras onları takip ederken geminin çıkışına yönlendirdi. "Demek kızım Kraliçe olacak."

Albina hüzünle güldü. 'Kızım' kelimesini duymayalı çok zaman olmuştu. "Evet. Olaylar öyle gelişti."

"Senin için endişelendim."

"Ben de."

Albina Hamilton ile konuşurken dertsiz geçirdiği çocukluğunu hatırlıyordu. Güzel anıları olmuştu. Bu anıları hatırlamak güzeldi. Albina Loras'a bir bakış attı. Onunla yalnız kalmak istiyordu. Loras anlayışla gülümsedi ve yanlarından ayrıldı.

"Keşke birbirimize daha açık olsaydık Ob Hamilton." 

Hamilton Albina'ya kısa bir bakış attı. "Öğrendin demek."

"Neden sakladın?"

"Her şeyi senin için yaptım."

"Nasıl benim için yaptın? Gerçekte kim olduğumu bilseydim kendimi koruyabilirdim."

"Hayır, koruyamazdın. Bunu öğrenmemen gerekiyordu. Gücünü öğrenirsen kullanırdın."

"Güçlerimi deniyorum ve farkında olmadan kullandığım zamanlar da oluyor. Onlara sahipsem kullanmayı da öğrenmeliyim." Hamilton Albina'yı da durdurdu. Tam gözlerinin içinde bakıyordu. "Hata yaptın! Ölüm oyununu kazanmak için güçlerinden haberdar olmaman gerekiyordu."

"Nasıl yani?"

"Güçlerini kullandıkça onlara alışırsın ve hassasiyetin artar. Hiç haberin olmasaydı sadece bir Korns olarak kalabilirdin. Nasıl öğrendin?"

"Annemle babamı gördüm. Annemin elinden beni alıp götürdüğünü, peşimizden gelen kaplanı... Hatıraları görüyorum."

"Bu imkansız. Gens kanı taşısan da böyle bir gücün olamaz." Hamilton konuya açıklık getiremeyince başka bir konuya geçti. "Etrafın düşmanlarla çevrili. Şimdi de babanı öldüren adamın oğluyla evleniyorsun. Sen ne yapıyorsun böyle?"

GİRİFT : YöneticilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin