Rodrigo yavaşça zindana indiğinde karşısında bir sürü muhafız buldu. Yüzüne sahte bir gülümseme takındı. "Kral Anton bir kızı istedi. Galiba aradığını buldu."
"Sizi neden göndersin ki?"
"Ben kraliyet üyesiyim. Bu imparatorluğu ayakta tutmak benim görevim. Size kendimi kanıtlamak zorunda da değilim. Kızı getirin."
Muhafızlar birbirlerine bakıyorlardı. Şaşırmışlardı. Rodrigo ise kararlılıkla bakıyordu. Muhafızlardan biri öne çıktı. "Hangi kız?"
"Jone adında bir kız."
Muhafızlardan bir diğeri oradan uzaklaştı ve hücrelerin arasında dolaşmaya başladı. Kısa sürede kollarından tutulup getirilen Jone oldukça harap haldeydi. Rodrigo Jone'un kolundan tutup götürürken arkasından bir kaç muhafız takipe düşmüştü. Ne Rodrigo ne de Jone sesini çıkartmıyorlardı. Mahzenden çıktıklarında Rodrigo Jone'a baktı ve zihnine konuştu. "Gizli kayanın oraya doğru hızlıca, görünmeden kaç. Sakın birine gözükme."
Rodrigo Jone'u öne doğru ittiğinde Jone hızla koşmaya başladı. Arkasına kısa bir bakış attığında Rodrigo çoktan kılıcını çekmiş muhafızlarla savaşıyordu. Önüne döndü ve saraydan hızla çıktı. Etrafına baktığında az ileride etrafta gezinen bir muhafız gördüğü an durdu. Saklanacak bir yer aradı. Sarayın kenarında dikilmiş olan çalılığa baktığında hızla kendini aralarına attı ve yavaş yavaş geriye doğru yerde süründü. Tam ayağa kalktığı sırada biri ağzını kapadığında Jone çırpınmaya başladı. Kendisini tutan kişinin gücü Jone'u hayrete düşürmüştü. Öyle bir sarmıştı ki bedenini kıpırdayamıyordu bile. "Benim. Sakin ol."
Jone Logan'ın sesini duyduğunda durdu. Hızla atan kalbi sakinleşirken Logan Jone'u yavaşça bıraktı. Jone Logan'a döndüğü an omzuna vurdu. "Beni ne kadar korkuttun haberin var mı?"
"Beni gördüğünde çığlık atacaktın. Yakalanmak mı istiyorsun?" Jone bakışlarını kaçırdı ve etrafına bakınmaya başladı. Ardından Logan'a baktı tekrardan. "Ne işin var burada? Gitmiş olman gerekiyordu."
"Seni ölüme terk edemezdim. Seni götürmeye geldim."
"Rodrigo az önce beni mahzenden kaçırdı ve gizli kayanın oraya gitmemi söyledi. Albina orada olmalı. Onun yanında olmalıyım."
"Hayır. Benimle geleceksin. Katiller bizi geri çağırdı. Eğer gitmezsek ne yaptığımızı anlayacaklar. Büyücüler yine Albina'nın peşine düşecek. Gitmek zorundayız."
"Sen git. Ben gelmiyorum."
"Sensiz gitmem Jone. Bunu aklına yaz."
"Albina ile konuşmam lazım."
"Tamam ama sonra gideceğiniz buradan."
Jone yola koyulduğunda Logan onu takip etti. Birlikte gizli kayanın oraya gittiklerinde kapıyı çaldılar. "Albina. Biziz."
Kapı açıldı ve Albina ikisini de içeriye aldı. Albina Logan'ı gördüğünde şaşırmıştı ama bir şey demedi. "Rodrigo nerede?"
"Bana kaçmamı söyledi. Muhafızlarla uğraşıyordu en son."
Albina bir yere oturdu ve Logan'a baktı. "Sen nasıl girdin içeriye?"
"Benim yeteneklerimi hafife alıyorsun."
"Daha önce bahsetmedin."
"İnsanlar ben ne istersem onları görür."
Albina etkilenmişti. Büyücülerin ilginç yetenekleri vardı, kendisi gibi. Albina da artık gücünün farkındaydı. Geç olsada gücünü kullanmıştı. "Sınavda bir hava patlaması yarattım."
Logan ve Jone şaşkınlıkla bakakaldı. "Bu inanılır gibi değil." Albina verdikleri tepkiye anlam verememişti. Bu normal bir durumdu. O da koruyucu kanına sahipti sonuçta. "Neden böyle bir tepki verdiniz ki? Ben de sizin gibi büyücüyüm. Bir güce sahip olmam gerekiyor."
Jone açıklama yapacakken kapı hızla açıldı ve içeriye Rodrigo girdi. Albina da ayağa kalktı ve Rodrigo'nun yanına gitti. "Ne oldu?"
"Şüphelenmeleri an meselesi. En kısa zamanda gitmek zorundayız."
"Biz gelmiyoruz." Rodrigo Logan'a döndü. Onu gördüğüne şaşırmıştı ama açıklama yapması için bekledi. Aynı bakışları Albina da sergiliyordu. "Ne demek bu?"
"Katillerin yanına gidiyoruz. Çağırıldım. Jone olmadan da gidemem. Bizden şüphelenirlerse peşimize düşecekler. Uygun bir zamanda yanınıza gelmeye çalışacağız. Planlarını size haber edebiliriz. İşinize daha çok yararız."
Albina ve Rodrigo birbirlerine baktılar. Nereye gideceklerini ikisi de bilmiyordu. Rodrigo yavaşça nefesini verdi. "Tamam. Siz sadece hayatta kalmaya bakın. Haber göndermek için hayatınızı tehlikeye atmayın. Yolunuz açık olsun." Albina kaşlarını çattı. "Nasıl kaçacaksınız?"
"Herkese Jone'u ölmüş gibi göstererek. Bu sayede peşimize düşmeyecekler." Jone Albina'ya baktı ve gülümsedi. Belki de son defa bakıyorlardı birbirlerine. Albina'nın geriye kalan tek dostu da gidiyordu. Sıkıca sarıldılar. "Hoşçakal, Jone. Kendine iyi bak."
"Sende ve kendinin farkına var. Düşündüğünden daha güçlüsün."
Logan ve Jone gittiklerinde Albina ve Rodrigo tek kalmışlardı. Albina düşünceliydi. "Biz nasıl gideceğiz?"
"Aklo yardım edecek. Bir gemi ayarlıyor. Buraya yakın bir yere getirecek. Biz de binecek ve gideceğiz."
"Peki nereye gideceğiz?"
"Bunu daha düşünmedim ve düşünmek için epey vaktimiz var."
"Burada böylece bekleyecek miyiz?"
Rodrigo cevap vermedi. Aklında sadece Albina'yı buradan götürmek vardı. Anton çok kan dökecekti. Böyle bir şey yapacağını tahmin ediyordu. O yüzden Albina'yı sınavdan sonra odasından bir kere olsun çıkarmamıştı. Tek kalan Albina idi. Herkes onu arıyordu. "Albina, ben dönene kadar buradan asla ayrılmayacaksın."
"Yine nereye?"
"Mega ile vedalaşacağım. Sen de biraz dinlen." Albina başı ile onaylayıp bir köşeye yattı ve Rodrigo'nun gidişini izledi. Tek başına kaldığında hızla ayağa kalktı ve merdivenleri tırmandı. Rodrigo'nun kendisini çalıştırdığı büyük kayanın üstüne çıktığında ellerine baktı ve odaklandı. Sınavda yaptığı şeyi yeniden deneyecekti.
Ellerini kaldırdı ve havayı kontrol ettiğini düşünerek hızla indirdi fakat bir şey olmamıştı. Sinirle nefesini üfledi. Dışarıdan biri görse salakça hareketlerine gülebilirdi. Kendisi de aynısını düşünüyordu. Aynı şeyi tekrar tekrar denedi ama yine bir şey olmamıştı.
Albina iyice sinirlendi ve eliyle havaya bir tokat atarcasına salladı. Hava birden etrafa saçıldığında Albina'nın üzerinde olduğu kaya sarsılmıştı. Denizde küçük bir dalga oluştu. Albina donup kalmıştı. Tahminleri doğruydu. Yeteneği ortaya bir şekilde çıkmıştı. "Yaptım..."
Albina kayanın üzerinde oradan oraya yürüyor ve bununla ne yapacağını düşünüyordu. Jone'un da dediği gibi düşündüğünden daha güçlüydü. Başarabilir miydi? Akrepol'ün başına bir lider olarak geçebilir miydi?
Rodrigo'nun dönmesini beklemeye başladı. Ona dediğini hayal etti. Yüzünün alacağı hali az çok tahmin ediyordu. Önce gözlerini kısacak ve doğruluğunu Albina'nın gözlerinde tartacaktı. Gerçeği gördüğünde ise gözleri heyecanla parıldayacak ama tek bir mimiği bile değişmeyecekti.
Gizli kapının hızla açıldığını duyan Albina derin bir nefes aldı ve merdivenleri hızlı adımlarla inmeye başladı. Bu güçle ne yapacağını ondan iyi kimse bilemezdi. Sonunda kapının olduğu kapalı kısma geldiğinde yüzünde bir gülümseme kapıya baktı ama gördükleri gülümsemesini anında götürmüştü. Kalbi hızla atıyordu çünkü korkuyordu. "Lanet olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT : Yöneticiler
FantasyDünya'nın bilinen bir dengesi vardı. Yöneticiler zekaları ve farklı renkteki gözleriyle ayrılan varyeteleriyle bir kıtada; Koruyucular doğayı kontrol ederken bir kıtada; Katiller doğuştan savaşçı olmalarına rağmen derilerini hiçbir silah delemediği...