Medya; Loras
Albina hızla arkasını döndü ve Loras'a baktı. Neden öyle bir şey dediğini anlamıştı ama bunu beklemiyordu. Bütün salon aralarında konuşuyordu. Resmen kaos çıkmıştı.
Loras hızlı adımlarla Albina'nın yanına ilerlemeye başladı. Bakışları onda daha önce görmediği kadar ciddiydi, delip geçiyordu. Bakışlarında kararlılık vardı. Babasının ona direttiği şeyleri giyen üslup yok olmuştu. Salaş gömleğinin önü yarıya kadar açıktı. Zincir kolyeleri ve parmaklarına dizdiği yüzükleriyle bir kralın asaletinden daha çok serserilik hakimdi.
Loras'ın nefesleri kesik kesikti. Alnından ter akıyordu. Dimitri'den gelen haberle iki günlük mesafeyi bir günden az sürede gelmişti. Uyumamış, dinlenmemişti. Sürekli at üstünde hızla yol almıştı. Halinden yorgun olduğu belliydi. Albina'nın yüzünü avcunun içine aldı. Albina'nın kirden siyahlaşmış teninde mavi gözleri açık havadaki berrak deniz gibiydi. O haliyle bile güzeldi. Dolgun dudaklarına baktı Loras. Elini Albina'nın beline koydu ve kendine çekip öpmeye başladı; hiç tereddüt etmeden, aniden ve isteyerek.
Albina bunu beklemediğinden donup kalmıştı. Kımıldayamıyordu. Loras Albina'yı öpmeye devam ederken bütün salon birbirine girdi. Tüm konuşmalar, çığlıklar, ıslıklar havada uçuşuyordu. Kimse bunu beklemiyordu. Kimse ne olduğunu bilmiyordu.
Loras yavaşça Albina'dan ayrılmadan dudaklarına son bir buse bıraktı ve geri çekildi. Tüm sesleri de Kral Anton susturdu. "Susun!" Tüm salon bir anda sustu. Albina hala şaşkınca Loras'a bakıyordu. Loras Albina'nın ellerini sıkıca tuttu. "Evlen benimle."
Albina'nın ağzı açık kalmıştı. Rodrigo sadece babasına bakıyordu. Ondan bir açıklama bekliyordu ama alamıyordu. Albina ve Loras'a baktığı gibi bakışlarını kaçırması da bir olmuştu. Sinirle sıktığı ellerini Anton'un bakışlarını hissedince gevşetti. Albina ise Rodrigo'nun tepkisine bakamayacak kadar şaşkındı. Loras kendisine evlenme teklifi etmişti herkesin içinde. Ne diyeceğini bilmiyordu. Kendine gelmek için gözlerini hızla kırpıyordu. Böyle bir şeyin düşüncesi bile aklına gelmemişti.
Albina neler olduğunu anlayamazken Dimitri'nin sesini zihninde duydu. "Loras'ın teklifini kabul et. Tüm bunlar bir oyun. Kral Anton'u ikna etmenin zor olduğunu biliyordum. Sırf zevk verdiği için seni öldürebilirdi. İşimi şansa bırakamazdım. Bende tek kaçış yolunun bu olduğunu düşündüm ve Loras'la konuştum."
Albina her şeyi o an kavradı. Dimitri istediği şeyi yapmış ve her ne kadar kabul etmek istemese de yine kendi başına halledememiş, başkası hayatını kurtarmıştı. O ise bunu kendi yapmak istemişti, kimsenin yardımını almadan.
Albina düşünmeye başladı. Kendi hayatı için Loras'la evlenmek her ne kadar Albina için kabul edilebilir gözükse de Loras'ın tarafından kötü bir anlaşmaydı. Ama istemeseydi kabul etmezdi diye düşündü. Herkes susmuş Albina'nın cevabını beklerken Albina Rodrigo'ya kısa bir bakış attı. Rodrigo farklı bir yöne bakıyordu. Albina şaşırmamıştı, umurunda değildi. Hiç olmadığını da yakın zamanda öğrenmişti.
Albina Loras'a döndüğünde kararını vermişti. "Evet. Seninle evlenirim."
Salon tekrar birbirine girerken Albina krallara döndü. Hepsi şaşkındı. Özellikle de Kral Anton donup kalmıştı. Oğlu birine evlenme teklifi etmişti ve bu hareketin hiç oğluna göre bir şey olmadığını biliyordu. Oğlu her zaman özgür ruhlu olmuş ve bütün sorumluluklardan kaçmıştı. Şimdi ise evlenmek gibi büyük bir sorumluluktan bahsediyordu. Kral Anton bunun peşini bırakmayacaktı. Salonu tekrar susturdu. "Böyle bir durumda ikinizin de suçsuz olduğu ortaya çıkmıştır. Evlenme konusuna gelince; oğlum bu kızı istiyorsa o zaman bana ve aileme hazırlıkları yapmak düşer."
Yargılama hiç tahmin edilemeyen bir yere gelmişti, özellikle Albina için. Aldığı karara hala şaşkındı. Her ne kadar evliliği sahte olsa da sonuçta geri dönemeyecek bir karar almıştı. Bu karardan başka çaresi belki de yoktu ama en son istediği şey başına geliyordu. Yeniden hayatının iplerini kaybediyordu. Herkes o iple uğraşırken, kesip bağlarken o sadece izliyordu. Elinden başka bir şey gelmiyordu.
İnsanların kötü bakışlarına maruz kalıyordu. Umurunda olduğu söylenemezdi. Onun düşündüğü evliliğiydi. Kral Anton'un oğlu ile evlenmek intihar demekti. Dimitri onu ölmekten kurtarıp ölüme atmıştı. Bunu onunla bir an önce konuşmalıydı.
Albina etrafına bakarken yavaş yavaş boşalan salonun çıkışında Rodrigo'yu gördü. Taht odasından çıkarken arkasına dönüp Albina'ya bakmış ve göz göze gelmişlerdi. Rodrigo yine ifadesizdi. Düşüncelerini kendine ördüğü duvarların ardına saklıyordu. Albina bu duvarın ötesini göremiyordu, artık görmek de istemiyordu. Rodrigo önüne dönüp salondan çıkarken hemen ardından Dimitri de çıkmıştı. Albina Dimitri'yi takip ederken onu durduran Loras oldu. "Babam seni yarın akşam yemeğe davet etmemi söyledi."
Albina tahtında oturan Kral Anton'a baktı. Ona yukarıdan bakıyordu. Dinlediğini bilerek ve gözlerinin içine bakarak konuştu: "Beni merak ediyorsa neden olmasın?" Albina arkasını dönüp gitmeye başladığında Loras Albina ile ayrılacakken Kral Anton oğlunu yanına çağırdı. Loras normalde onu dinlemezdi ama bu işte karşısına çıkmasını istemiyordu. Arkasını dönüp babasının yanına ilerledi. "Bir şey mi oldu?"
"Olmadı mı? Neler döndüğünü bana anlatacaksın."
"Evleniyorum baba. Her zaman istediğin şey bu değil miydi? Oğlumun olması gerekiyordu. Ben de evleniyorum işte."
∆∆∆
Albina taht odasından çıktı ama Dimitri ortalıkta gözükmüyordu. Etrafını dinlemeye karar verdi. Doğru sesi duymayı umdu.
"Nasıl istiyorsan öyle yap!" Albina Rodrigo'nun sinirli sesini duyunca kaşlarını çattı. Merak etmişti ister istemez. Sesin geldiği yöne ilerlerken Rodrigo'yu Dimitri ile konuşurken buldu. Rodrigo sinirle duvara vurdu ve oradan uzaklaştı. Olanları anlamaya çalışırken Rodrigo'nun gitmesiyle hızla Dimitri'nin yanına ilerledi ve şüpheyle baktı. "Neler oluyor?"
Dimitri Albina'yı görmesiyle gergin bir gülüş sergiledi. "Ne zaman geldin? Görmedim." Albina Dimitri'nin ifadesiyle tek kaşını kaldırdı ve ellerini göğsünde birleştirdi. "Benden ne saklıyorsun?"
"Hiçbir şey. Sadece Rodrigo'yu görüp sinirlenmeni istemedim."
Albina anlamış gibi baktı ve direkt konuya girmeye karar verdi. "Neden böyle bir şey istedin Loras'dan? Sahtelikten, yalan dolan içinde yaşamaktan bıktım. Bu yalana doğduğumda istemeden dahil oldum ve sizin yüzünüzden bu yalanı devam ettiriyor, yalanın üstüne yalan söylüyorum. Nasıl bir durumdayım sence? Sonucu ölüm bile olsa dürüst bir sondu benim için."
"Senin için bir son yaratmamı beklemiyordun herhalde. Senin bir görevin var bunun için her şeyi yapacaksın."
Albina sinirle kafasını tuttu. Bu sorumluluk fazlaydı ona. Hiçbir savaş tecrübesi yoktu, strateji sahibi değildi, yönetmeyle alakalı hiçbir şey bilmiyordu. Bunları öğrenecek zamanı olmamıştı. Yapması gereken çok şey vardı ama her şey tepetaklak olmuştu. Planın dışına çıkmışlardı. Albina ne yapacağını, nasıl yapacağını bilmiyordu. Artık yalnızdı bu yolda. Onu motive edecek kimse yoktu artık. Güç bulduğu birisi yoktu. Rodrigo tüm bunları elinden almıştı. Ona sahip olduğu için kendini şanslı hisseden Albina artık onu tanıdığı güne lanetler okuyordu. Yaşadığı hayatı boyunca hiç bu kadar pişman olmamıştı. Albina orada daha fazla duramadı ve hızla ayrıldı.
Saraydan çıktığında kaplanı Desire'ı gördüğünde ona doğru koşmaya başladı. Artık tek ona sahipmiş gibi hissediyordu. Onsuz çok uzun zaman geçirmek zorunda kalmıştı elinde olmadan ve onu çok özlemişti. Kaplanına doğru koşarken Desire Albina'yı fark etmesiyle o da koşmaya başladı. Kısa sürede birbirlerine ulaştıklarında ikisi de üstlerine atlamış ve yere düşmüşlerdi. Beyaz kaplan yüzünü yalarken Albina gülüyor, kaplanının yumuşak kürkünü okşuyordu. "Seni çok özledim, Desire. Biliyor musun? Evleniyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT : Yöneticiler
FantasíaDünya'nın bilinen bir dengesi vardı. Yöneticiler zekaları ve farklı renkteki gözleriyle ayrılan varyeteleriyle bir kıtada; Koruyucular doğayı kontrol ederken bir kıtada; Katiller doğuştan savaşçı olmalarına rağmen derilerini hiçbir silah delemediği...