15.bölüm | His

13K 949 180
                                    

Yönetici kralları ve aileleri onlar için ayrılan yere oturduklarında en son evlenecek çift geldi. Onlar da yerlerinde oturduklarında düğün başlamıştı. Sabah eğlence olacak, ardından düğün merasimi ve akşam da küçük bir eğlence daha olacaktı. Düğün başladığında krallar ayağa kalktı ve Gens kralı konuşmaya başladı. "Ben Gonzales krallığından, altıncı Gens kralı Gregeor Gonzales."

Kral Gregeor koyu saçlı, esmer ve yapılı bir adamdı. Oğlu Rodrigo, biricik kızı Mega ve sevgili eşi Mya hemen yanındaydı. Gonzales ailesi dışarıdan bakılınca korkutucu gözükseler de aslında sıcakkanlı, nazik ve bir o kadar da zekiydiler. Gonzales krallığı güneyde yer alan Gens bölgesinin en büyük krallığıydı. Krallıklarının simgesi siyah bir bayrakta kırmızı bir ağaçtı. Ağaçlar güneyde oldukça fazlaydı ve oldukça büyük. Gonzales krallığının kalesinin etrafı kırmızı ağaçlarla çevriliydi. Simgesini de o ağaçlardan almıştı.

Gens kralı Gregeor Gonzales oturduğunda Korns kralı ayağa kalktı. "Ben Hernadez krallığından, yedinci Korns kralı Anton Hernadez."

Kral Anton, sarı saçlı ve beyaz tenliydi. Oğlu Loras babasına görünüş olarak benziyordu ama davranışları çok farklıydı. Kral Anton, zeki olduğu kadar acımasız biriydi. Loras ise özgür ruhlu, merhametliydi.

Hernadez krallığı kuzeyde bulunan krallıkların en büyüğüydü. Hernadez krallığına kuzeydeki göz derlerdi. Kuzeyde hiçbir krallık Hernadez krallığından habersiz bir şey yapamazlardı. Anton buna izin vermezdi. Her yerde adamları vardı. Oldukça kurnaz bir adamdı. Krallığının simgesi de büyük mavi bir gözdü.

Kral Anton da oturduğunda Okins kralı ayağa kalktı. "Ben Andersan krallığından beşinci Okins kralı Ryan Andersan."

Kral Ryan kahverengi saçlı beyaz tenli bir adamdı. Doğudaki krallıkların en büyüğüydü. Simgeleri güneşti. Andersan krallığı en büyük krallıktı. Çok sayıda askeri vardı.

Akrepol ise batıda, bütün krallıkları yönetiyordu. Kendi bölgelerinin kralları burada imparatorluğu yönetirken diğer yandan kendi krallıklarını yönetiyorlardı. Bütün insanları bir arada tutup huzuru sağlamak oldukça zordu.

Krallar yerlerine oturduklarında Gens kralı Gregeor ellerini çırptı. Müzikler çalmaya devam etti. Düğünde çeşitli gösteriler yapılıyordu. Her şey güzel gidiyordu. Herkes mutluydu.

Adela mutluydu, bütün arkadaşlarıyla birlikte eğleniyordu ama düğünde ki büyücüler avlarını -Adela'yı- arıyorlardı. Arıyor, ama bulamıyorlardı çünkü bir işaret yoktu. İşareti göremiyorlardı.

Büyücüler etrafta dolaşıp duruyorlardı. Akşama kadar da böyle devam etmişti. Düğün çoktan olmuş ve akşamki eğlenceye geçilmişti. Sarayın büyük salonunda herkes çalan şarkıyla dans ediyordu.

Lia ve Hena'yı ikizler çoktan dansa kaldırmıştı. Adela da onları izliyor ve gülüyordu. İkizler dans edemiyor ve Lia ile Hena'yı deli ediyorlardı. Adela onlara gülmeye devam ederken görüş açısına bir el girdi. Rodrigo Adela'ya elini uzatıp dansa çağırıyordu. Adela tekrar güldü. "Seninle dans edebileceğimi gerçekten düşündün mü? Ayağımda yara var farkındaysan. Gerçi olmasa da senle dans etmezdim."

"Adela sözümün dinlenmemesini sevmem."

Rodrigo Adela'nın belinden tutup birden dansa kaldırdı. Rodrigo tek elini Adela'nın eliyle birleştirip diğer eliyle belini kavradı ve Adela'yı hafif kaldırdı. Adela da mecburen elini Rodrigo'nun omzuna koyduğunda Rodrigo Adela ile yavaşça dans etmeye başladı.

Adela hala Rodrigo'ya kırgındı. Yaptıklarını unutamıyordu. Dedikleri aklından çıkmıyordu. Olanlar yine Adela'nın aklına gelince başka yöne baktı. Ona bakmak istemiyordu ama Rodrigo gözlerini Adela'dan hiç ayırmıyordu ve bu onu huzursuz ediyordu. Ona çekiliyor gibiydi. Sonunda dayanamayıp Rodrigo'ya baktı. Rodrigo Adela'ya o kadar yoğun bakıyordu ki Adela'nın kalp atışları oldukça hızlanmıştı. Kırmızı gözleri salonun hafif karanlık odasında siyah gibi gözüküyordu. Gözlerini hafif kısmıştı ve tam gözlerine bakıyordu. Yaptıklarını bilmese ondan etkilendiğini sanırdı. Belini sıkıca tutan Rodrigo'nun eli, Adela'yı biraz daha çekti. Neredeyse dudak dudağa gelmişlerdi. 

Rodrigo Adela'nın kalp atışlarını kendinde bile hissediyordu. Yeteneğini kullanmasına gerek yoktu. Rodrigo bir süre Adela'nın kalp atışlarına odaklandı ve onun kalbini hissetti. Bunun çok güzel olduğunu düşünüyordu. Hızlı hızlı ve heyecanla atan kalbine erişebilmek mükemmel bir duyguydu onun için. Adela'nın mavi gözlerinin içine bakmak uçmak gibiydi gökyüzünde. O gökyüzünde uçmak ve o gökyüzünün bilinmezliği içinde kaybolmaktı.

Adela için de kırmızı gözler ateşti. Onu yakan ama sıcaklığı hissetmesini sağlayan tek gözlerdi. Adela bu ateşi istemediğini biliyordu ama sanki gittikçe ateşe çekiliyordu. Her geçen gün daha fazla yanıyordu.

Rodrigo başını yavaşça Adela'nın alnına yasladı. Adela derin bir nefes aldı. Bir şeyler hissediyordu ve bu yanlıştı. Onu istiyor olamazdı. Başını iki yana sallarken Rodrigo yanağını yanağına yasladı ve onu durdurdu. Yanağıyla yanağını okşarken kulağına eğildi ve günlerdir söylemek istediği şeyi sonunda kelimelere döktü. "Özür dilerim dediklerim için, gerçek değillerdi."

İkisi de gözlerini açıp birbirlerine baktılar. Adela ister istemez gülmüştü. Rodrigo'nun ondan özür dilediğine inanamıyordu. Tüm olanları iki kelime silmeyecekti belki ama artık hatırladığı tek şey o sözler olmayacaktı. Rodrigo'yu biraz tanıdıysa kimseye özür dilecek kadar değer vermezdi. Onu öpmüştü ve bunu istediğini biliyordu. O sözlerle üstünü kapatmaya çalışmıştı ama itiraf etmişti.

Adela ve Rodrigo'nun nefesleri birbirlerine karışıyor, aralarında çok az olan alanda dönüp duruyordu. Rodrigo Adela'nın güldüğünü görünce bir süre dudaklarına baktı; dolgun ve heyecanla kızarmış dudaklarına. "Neden güldün?"

"Teşekkür ederim. Buna çok ihtiyacım vardı."

"Neye?"

"Dediklerine... Gerçek sana."

Bu sefer Rodrigo da güldü. Adela Rodrigo'ya şaşırarak baktı. İlk defa içtenlikle güldüğünü görüyordu. Güldüğünde kısılıp küçülen gözlerine baktı. Bembeyaz dişlerine, yanağında ki oluşan küçük çukura baktı. Onun bu halini her zaman yakalayamayacağını bildiğinden Rodrigo'nun her zerresini dikkatle inceledi.

Adela ve Rodrigo bir süre daha dans etmişti ama Adela yorulup ayağı sızlamaya başladığında Rodrigo onu yavaşça oturttu ve bıraktı. Adela Rodrigo'dan ayrılmak istememişti ama bir şey de yapmadı. Ne diyeceğini bilmiyordu. Aynı şekilde Rodrigo da bir şey demedi. Adela'ya bir süre baktı ve gitti.

Adela kıpırdamadan öylece oturdu. Düşününce aslında Rodrigo'yla kısa bir süre dans ettiğini fark etti ama buna rağmen en güzel dansı bu olmuştu. Zaten bir erkekle ettiği tek dansı da buydu. Olanlar ona hayal gibi geliyordu. Rodrigo benden özür diledi dedi içinden.
Rodrigo benden özür diledi! Sırıtmaya başladı. Dışarıdan gören ona gülebilirdi. Komik gözüküyordu.

Saat epeyce geç olmuştu. Eğlence hala devam ederken Adela yavaşça ve ayağına dikkat ederek çıkışa yöneldi. Çabuk yorulmuştu. Ayağını iyileşmeden zorlamıştı.

Dışarıya çıktığında bir süre sessiz koridorda yürüdü. Ayağı sızlıyordu. Kendini çok yorgun hissediyordu. Bir süre sonra duvardan destek alarak ilerlemeye başladı. Duvarda asılı bir mumluğa boynunda ki kolyesi takıldığında bir süre kolyesini oradan çıkarmakla uğraştı. Sonunda kurtardığında ilerlemeye devam etti.

Kapıya ulaştığında yavaşça kapıyı açtı. Adela'nın dışarıya çıkmasını engelleyen ise güçlü bir elin kapıyı hızla kapaması olmuştu ve bu eli Adela tanımıyordu. Adela'nın aklına yine o gece gelince yutkundu. Kalbi hızlı hızlı atarken yavaşça arkasını döndü.

GİRİFT : YöneticilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin