Adela hızla Kral Anton'un odasına ilerlerken birinin onu odasının içerisine çekmesiyle Adela Kral Gregeor ile karşı karşıya geldi. Kırmızı gözleri ateş atıyordu. Adela'yı sarsmaya başladı kendine getirmek için. "Konuştuklarımızı ne çabuk unuttun. Anton salak biri değil. Odasına giremeden ölürdün. Delirmişsin sen. Az önce iki muhafızı öldürdün, farkında mısın? Nasıl bu kadar düşüncesiz davranabilirsin?"
Gregeor Adela'nın elindeki hançeri almaya çalışıyordu ama Adela bırakmıyordu. O da en az onun kadar sinirliydi. Gözleri delice bakıyordu. Hançer kabzasından değil namlusundan tutmuş sıkıyordu. Eli çoktan kesilmiş, akan kanlar yerde küçük bir gölet oluşturmuştu. Kendini ancak öyle durdurabiliyordu. Gregeor acımadan Adela'nın elindeki hançeri çekip aldı ve bir köşeye fırlattı. Adela tepki bile vermemişti. Kanla dolan yumruğunu sıktı. "Babamı öldüren Anton'du."
Gregeor eşinin uyanmaması için Adela'yı kolundan tutup odasından çıkardı ve Rodrigo'nun odasına soktu. Adela'nın bakışları boşluğa bakıyordu. Gözlerinin önünde tekrar tekrar canlanan görüntü ile gerildi. Gregeor onu koltuğa oturttu. Karşısına da kendi geçti. "Sakin ol ve ne olduğunu anlat?"
"Babamın nasıl öldüğünü gözlerimle gördüm."
Gregeor Adela'nın gördüklerinden haberdar olduğu için sorgulamadı. O gün yaşananları çok net hatırlıyordu. Elinden hiçbir şey gelmemişti. Kendi eşi dahil olmak üzere Adela'nın annesini, babasını da koruyabilmişti. Bu yüzden Adela'yı elinden geldiğince koruyacaktı. "Bakışlarında Rodrigo'yu görüyorum. En az onun kadar sinirli bakıyorsun ama Rodrigo ne kadar öfkelenirse öfkelensin ya da ne kadar üzülürse üzülsün hiç aklının önüne duygularını koymaz. Hep de kazanır. Sen de öyle yapmalısın."
"Rodrigo üzüntüsünü çok uzun süredir yaşıyor. Bununla yaşamayı öğrenmiş. Ben her şeyi yeni öğreniyorum."
"Haklısın ama merak etme, atlatacaksın. Yalnız değilsin."
O sırada banyodan çıkan Rodrigo'ya baktı Adela. İçinde onu kemiren yalnızlık duygusuna darbe inmişti ve öfkesi yerini acıya bırakmıştı. Boğazı düğümlendi. Yutkunurken canı yanıyordu. Rodrigo'nun anlamayan bakışlarına dolu gözleriyle karşılık veriyordu. Yaptıkları sahne sahne gözünün önünde canlanıyordu. Muhafızları öldürmüştü. Bakışları kanla kaplanmış kıyafetlerine kaydı. Bakışlarını kaldırdığında Rodrigo'nun da izleri incelediğini gördü. Başını iki yana salladı. Eski hayatını artık kaybetmişti. Önüne kim çıktıysa ezip geçmişti. Masum insanları öldürmüştü ve öfkesi öyle derindi ki yaptıklarından pişmanlık duymuyordu. Yine olsa yine aynı şeyi yapacağının farkındaydı. Şeytanıyla tanışmıştı ve artık hep yakasında olacaktı.
Gregeor oğlunu gördüğünde ayağa kalktı. "Ben muhafızlarla ilgileneceğim. Sen de onunla ilgilen, lütfen."
Gregeor odadan çıktığında Rodrigo Adela'nın karşısına oturdu. Elini yanağına koydu ve göz yaşlarını sildi. Gözlerini kapatıp hislerine odaklandı. İçi savaş yeri gibiydi. Hızla geri çekti. Kendi duygularından onunkileri ayıramamıştı. Aynı şeyleri hissediyorlardı. Ne yapacağı hakkında bir fikri yoktu çünkü kendisini iyileştirememişti. Onu sakinleştiremezdi. Ayağa kalktı ve kestiğini elini temizleyip sarmak için gerekli olanları getirdi. Geri dönüp işini hallettiğinde arkasına yaslandı. "Anlat."
Adela akan burnunu çekti. "Babamın nasıl öldüğünü gördüm. Anton'u öldürmeye gidiyordum. Bana engel olacak muhafızları öldürdüm. Tam odasına gidiyordum ki baban durdurdu."
"Babam bir de bana sinirli diyor."
Rodrigo Adela'yı kendine çekti ve tek elini beline sardı. Ona diyeceği bir şey yoktu. Teselli edemezdi. Bundan sonra onu gözünün önünden ayırmayacaktı. Kendisini uçurumdan atmıştı bir kere. Bundan dönüşü yoktu. Bambaşka biri olacağının biliyordu. Onu hata yapmaktan uzak tutmaktan başka elinden bir şey gelmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT : Yöneticiler
FantasyDünya'nın bilinen bir dengesi vardı. Yöneticiler zekaları ve farklı renkteki gözleriyle ayrılan varyeteleriyle bir kıtada; Koruyucular doğayı kontrol ederken bir kıtada; Katiller doğuştan savaşçı olmalarına rağmen derilerini hiçbir silah delemediği...