"Albina!"
Albina tüm o kargaşanın içinde Rodrigo'nun sesini duyduğunda hızla gözlerini açtı. Karşısından kocaman bir ateş topu kendisine doğru geliyordu. Arkasındaki adam hızla kaçmıştı. Rodrigo Albina'nın görüş açısına girdi ve tam önünde durdu. Albina kıpırdayamıyordu. Şoktaydı. Hiç durmaksızın titriyordu.
Ateş topu üzerlerine doğru gelirken Rodrigo elini ateş topuna doğru kaldırdı. Toptaki ateş üzerinden çekilip kıvrılarak Rodrigo'nun avucunun içinde toplanmaya başladı. Yüzünü yakmaya başlayan ateş Rodrigo'yu hiç etkilemiyor gibiydi. Savrulan saçlarının ardında ona kısa bir bakışını gördü. "Benimle kal."
Rodrigo önüne döndü ve üzerine gelen, ateşten arınmış kütleye elindeki ateş topunu tüm hızıyla fırlattı. Öyle sert vurmuştu ki üzerlerine gelen kütle yönünü şaşırmış, parçalanmıştı. Ortaya çıkan enerji hem Rodrigo'yu hem Albina'yı peşinden sürüklemiş, geriye doğru savurmuştu. Yağan yağmurla yumuşayan toprakta taklalar atarak sonunda durduklarında Albina'nın boğazında olan ip sıkışmış ve nefesini kesmişti. Rodrigo hızla savrulduğu yerden kalktı ve Albina'nın yanına koştu. Elleri Albina'nın boynundaki ipi kavradı ve onu ölümün eşiğinden çekip aldı.
Albina derin bir nefes aldığında hem öksürüyor, hem titriyor, hem de ağlıyordu. Yaşadıklarını artık kaldıramıyordu. Ne ölebiliyor ne de yaşayabiliyordu.
Rodrigo Albina'nın yüzünü avcunun içine aldı. "Sakin ol Albina. Geldim, buradayım. Seni asla bırakmam."
Albina hala kendinde değildi. Ölecekti ve buna o kadar inanmıştı ki hala yaşadığına inanmıyordu. Göz yaşları görüşünü kapatmıştı ama bazı sesler yavaş da olsa kafasında yer etmişti. Sonunda Rodrigo'nun kırmızı gözlerini gördüğünde gerçekten yaşadığını fark etti. Ona endişeyle bakıyordu. Albina bu bakışlarda başka bir şey daha görüyordu. Elini Rodrigo'ya doğru uzattı, yanağına koydu. Sadece görmüyordu artık aynı zamanda hissediyordu. Önünde bir duvar yoktu, sözlerine ihtiyacı yoktu. Elleri Rodrigo'nun yüzünü okşadı ve fısıldadı. "Sensin."
"Evet benim. Benim..."
"Gitmeliyiz!"
Albina Raena'nın sesini duyduğunda etrafına baktı. Rodrigo ve Albina yerdeyken Raena, Aklo ve Mega onları koruyordu. Rodrigo Albina'yı tek seferde kaldırdı ve hızla uzaklaştırmaya başladı. "Bizi koruyun!" Diğerleri de onları takip ediyordu. Albina ise tüm bunların olduğuna inanamıyordu. Yapayalnız ölmek üzereyken ona kalkan olan insanlarla kaostan uzaklaşıyordu. Yalnız değildi ve hiç olmamıştı.
İlk başta Rodrigo vardı. Her daim kendisini korumuştu aslında. İçinde bir his vardı, görmemeyi tercih ettiği bir gerçek belki de. Albina Rodrigo'nun omzuna koydu başını ve kokusunu içine çekti. Hiçbir şey umurunda değildi o an. Ona olan nefreti yok olmuştu. Bir şey vardı. Ne olduğunu çözemiyordu ama öğrenecekleri olduğuna emindi. Farkındaydı; artık beliren bir şey vardı onda. Tanıdığı adam oradaydı. "Gerçekten sensin."
Rodrigo Albina'yı saraydan çıkardı ve Desire'ın üstüne oturttu. Ardından kendi arkasına geçti. Desire hızla koşmaya başladığında Raena, Aklo ve Mega da onları takibe koyuldu. Rodrigo Albina'nın ensesini öptü ve kokusunu içine çekti. "Her şey geride kaldı. Seni buradan götürüyorum."
"Nasıl kurtuldun?"
"Aklo geldi sona anda. Katillerin donanmasını görmüş."
"Şimdi ne yapacağız?"
"Bir planım var. Sen bunları düşünme."
Albina kafasını Rodrigo'nun göğsüne yasladı ve kendisini götürmesine izin verdi. Sıcacık omzunda uyuyakaldı kısa sürede.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT : Yöneticiler
FantasíaDünya'nın bilinen bir dengesi vardı. Yöneticiler zekaları ve farklı renkteki gözleriyle ayrılan varyeteleriyle bir kıtada; Koruyucular doğayı kontrol ederken bir kıtada; Katiller doğuştan savaşçı olmalarına rağmen derilerini hiçbir silah delemediği...