Rodrigo, Adela'ya doğru ilerliyordu. Kırmızı gözleri güneşle parlıyordu. Esmer teni gözlerini daha belirgin bir hale getiriyordu. Yüzünde gergin bir hava vardı. Kaşları düz bir çizgi gibi uzanıyordu. Kirli sakalı yüzüne olgunluk katmıştı. Dağınık siyah saçları ise onun aslında daha genç biri olduğunu kanıtlıyordu. Uzun boyluydu. Vücudunun kaslı olduğu belliydi. Açık kolları geniş omuzlarını ortaya çıkarmıştı.
Adela için sanki zaman durmuştu. Rüyalarında giren, aklından çıkmayan ve tüm bunlara rağmen bu çocuğa ilk defa bakmak garipti. Bu sefer hiç olmadığı kadar canlıydı ve o kırmızı gözler ilk defa gerçekten onu buldu. Adela'nın hızla atan kalbi daha çok hızlandı. Bu duyguyu anlayamıyordu. Heyecan mıydı? Korku muydu? Yoksa inanamamazlık mıydı? Tesadüf müydü bilmiyordu. Neden rüyasında onu gördüğünü bilmiyordu.
Adela ona öyle bir bakıyordu ki Rodrigo ilk defa gördüğü bu kızın neden öyle baktığını özellikle anlamaya çalıştı. Aklını okumak için ona bakmaya devam edip odaklandı.
Adela başında bir ağrı hissetti. Nedenini çözmeye çalışırken Dimitri, Adela'yı çağırdı. Adela bakışlarını Rodrigo'dan çekip Dimitri'nin yanına gitti.
"Hadi çalışalım."
Adela silah kullanma konusunda o kadar heyecanlanmıştı ki her şeyi unutmuştu. Sadece ok kullanmayı biliyordu. O da ne kadar doğruydu emin değildi. Ne üzerinde çalışacaklarını merak etti. Tam silah duvarına yönelecekti ki ne olduğunu anlamadığı hafif baş ağrısı geçti ve kendini tutamayıp arkasını döndü. Rodrigo da o sırada gitmişti. Adela bir an duraksadı. Başındaki ağrının sebebinin o olup olmadığını kestiremedi. Aklını okumaya çalışmış olabilirdi. Belki de kuruntu yapıyordu. Ona sormalı mıyım? diye düşündü. Sonradan vazgeçti.
Ne diyeceğim?
"Rüyalarıma giriyorsun."
Saçmalık."Sana önce uygun silah bulalım. Neyle başlamak istersin?"
Adela duvarda asılı ok ve yayı eline aldı ilk önce ama aklı Rodrigo'da kalmıştı. Tekrar arkasını döndü. Etrafı inceledi. Ortadan kaybolmuştu. Nereye gitti?
Dimitri Adela'ya seslendi ve hedefi ona gösterdi. Adela oku yaya yerleştirip gerdi.
"Tutuşun yanlış. Kolunu biraz daha kaldır. Dik dur."
Dimitri Adela'ya duruşunu gösterirken Adela yayı gerdi ve hedefi ayarlamaya çalıştı.
"Adela hedef sadece cansız iken sabit durur. Kendini çok geriyorsun. Bırak ok hedefini bulsun."
Doğru duruşu gösterdiğinde Adela oku bıraktı. Ok insanı andıran kuklanın omzuna saplandı.
"Yeterli değil. Unutma hayatta kalmak için en iyi değil. En iyinin de iyisi olmalısın."
Adela birkaç atış daha yaptı. Sadece bir kere hedefi tam ortasından vurmuştu. Gerilmişti. Aklını toparlayamıyordu. Atış yapamıyordu. Onu düşündükçe kalbine sanki bir şey saplanıyordu. Durmadan rüyasında dedikleri aklına geliyordu. Tehlikede miydi?
"Pekala farklı bir silah deneyelim."
İkinci olarak küçük bıçaklar aldı eline. Bunların nasıl kullanılacağını bilmiyordu. Dimitri Adela'ya nasıl atacağını öğretti. Adela pozisyonunu aldı. Bıçağı tersten tutup kendine yaklaştırdı. Ardından sertçe fırlattı. Korkuluğun tam kafasından vurduğunda Dimitri biraz şaşırdı. "Çabuk öğreniyorsun. Son olarak kılıcı deneyelim."
Dimitri iki tane tahta kılıcı getirdi ve göz kırptı. "En az zararla başlayalım."
Adela kılıcı eline aldığında göründüğünden çok daha ağır olduğunu fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT : Yöneticiler
FantasyDünya'nın bilinen bir dengesi vardı. Yöneticiler zekaları ve farklı renkteki gözleriyle ayrılan varyeteleriyle bir kıtada; Koruyucular doğayı kontrol ederken bir kıtada; Katiller doğuştan savaşçı olmalarına rağmen derilerini hiçbir silah delemediği...