45.Bölüm\Sakin

7.5K 485 214
                                    

Bölüm Şarkısı: Çağatay Akman-Gece Gölgenin Rahatına Bak. (
Multimedya; İki tatlış Miray ve Dicle.
~~~~~~

Londra maceramız biraz kısa sürmüştü ama dolu dolu ve güzel geçmişti.
Tekrar Türkiye'ye dönmek zorunda kalmıştık. Normalde direk Kıbrıs'a geçecektik ama teyzem yani Miray'ın annesi ayağını kırınca mecburen döndük.

Bir hafta falan oldu döneli.
Batın Kıbrıs'a bensiz gitmişti. Teyzem de Miray da bizde kalıyorlardı.

Daha doğrusu bize taşınmışlardı.
Miray'ın babası denecek o herif teyzemle kavga ederken itmiş ve teyzem de ayağını kırmış.

O kadar sinirliyim ki o adama!

Teyzem de uzun zamandır anlaşamadıklarını söyleyip duruyordu bu da son damla olmuştu.

Yanımıza taşındılar. Miray okul kayıtlarını bizim okula aldı.
Artık bizimle yaşayacaklar kısacası. Teyzem her ne kadar başka bir ev tutmak istese bile kırık bacağı ile onu bırakmadık. İyileştikten sonra kendisi bilirdi ama şu an bir yere gidemezlerdi.

Miray neşeli halinden ödün vermiyor teyzemi de neşelendiriyordu.

İçine beslediği baba kinini annesi için bir kenara bırakmıştı.
Sürekli şebeklik yapıp mutlu gözükmeye çalışıyordu.

"Ya bırak şunu!"

Şimdi de Arya ile uğraşıyordu.
"Kızım kopracaksın bebeğimin başını!" diye bağırdı Miray.

"O benim." diye cevap verdi Arya da ona.

Onların bu haline göz devirip telefonu elime aldım.

Batın ile iki saattir konuşmuyorduk.
İki çalıştan sonra açıp, "Efendim güzelim." dedi.

"Nasılsın Batı'm?" diye sordum.

"İyiyim işte aynı."

Aslında "aynı" diyordu ama ben ne anlamda dediğini anlamıyordum çünkü gittiğinden beri bana hiçbir şey anlatmıyordu.

Ne gayrimeşru halasından ne de dedesinin ona yapması için verdiği işlerden.

Hiçbirinden bahsetmiyordu.

"Keşke orada olsam." diye sızlandım.

"İki gün sonra bende geleceğim güzelim."

"Neden oradasın ki anlatsana."

Yine umutsuzca sordum ama beni geçiştireceğini biliyordum.

"Dedem ve babamın işleri işte. Sen takma kafana geleyim bir süprizim var."

Ben demiştim geçiştirecek diye.

"Ne süprizi?"

"Dedem çağırıyor görüşürüz sonra."
Suratıma telefonu kapattığı gibi kalakaldım.

"Uyuz uyuz uyuuuz!"

Yatağıma atladım ve tepindim.

"Uyuzsun Batın uyuuz! Köpek! Öküz!"

Yatakta bir iki kere tepindim.

"Biri bana seslendi galiba."

Yataktan direk doğrulup kapıya baktım.

"Ya adisin pisliksin!" diye bağırdım. Yataktan kalkıp ona doğru koştum.

"Çok kötüsün." dedim kucağına atlarken.
Bacaklarımı beline dolayıp dudaklarından öptüm.
Kapının girişinden içeri girip odamın kapısını kapattı.

Çam Kozalağı "Hırçın"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin