25.Bölüm\Sigara

10.2K 649 115
                                    

Multimedya: Ege ve Nida
Bölüm şarkısı:  One Direction-I Would
~~~~~~~~

''Dicle aç gözlerini! '' diye bağırdı derinlerden bir ses. Duyamıyordum.

''Dicle!'' diye bağırdı tekrardan. Nefes almıyordum.

İlk defa ismim ile sesleniyordu Batın bana 'Dicle' diyordu Hırçın'ın aksine.

''Dicle.''

Kirpiklerim birbirine yapışmıştı açamıyordum gözlerimi.

''Aç güzelim gözlerini aç! ''

Yavaşça gözlerimi araladım. Bembeyaz bir odadaydım. Batın başımda dikiliyordu dolu gözleri ile. Ben hala nefes alamıyordum. Elindeki ilacı boğazıma doğru sıktıktan sonra yavaşça doğrulttu beni.

Sımsıkı sarıldım ona.

''Arya.'' diye fısıldadım aynı zamanda ağlarken. Gitmiş miydi bizden ölmüş müydü sahi?

''Rüyaydı, rüyaydı sadece. ''

Tüylerim ürperirken olayları kafamda bir bir canlandırdım. Hiçte rüya gibi değildi. Yere yığılıyordum. Nefessiz kalıyordum. Rüya değil gibiydi. Ölüyordum...

''Rüyaydı.'' diye tekraradı saçlarımı okşarken. Daha sıkı sarıldım ona. Bu odaya ne zaman gelmiştim ben? En son koridordaki koltuklarda Batın'ın omzuna yaslanmıştım başımı. Uyuya kalınca beni buraya mı getir mişti?

''Batın o nasıl?'' diye sordum. Ne kadar zamandır uyuyordum? Kardeşim canı ile savaşırken ben uyuyordum.

''Ameliyattan çıktı. Yoğun bakım odasına aldılar. Akşama doğru normal odaya alacaklar.'' dedi. Ondan ayrıldım. Yoğun bakım odasından onu görebilirdim dimi?

Görebilirdim. Gösterirlerdi.

''Görebilirim onu dimi?'' diye sordum. Başını salladı. Görebilecektim minik bedenini.

Yataktan kalkıp beraber koridora çıktık. Geceye göre daha kalabalıktı hastane. Sabah olmuştu. Koridorun sonunda Toprak'ı gördüm. Bana doğru geldi. Güvenli kollarını belime sardı abim.

''Keşke gece haber verseydiniz güzelim.'' dedi benden ayrılırken. Aklıma bile gelmemişti ki o an. Batın'ı bile ben çağırmamıştım. Kapının önüne yığıldığımda Miray çağırmıştı.

Cevap vermedim. Herkes buradaydı. Çağan, Karen, Azra, Kutay, Emir, Ege...

Hepsi buradaydı hepsi.

Emir de takıldı gözlerim. Yoğun bakım yazısına bakıyordu. Düşünüyordu. Üzülüyordu. Buse'yi hatırlıyordu. Yok yok unutmamıştı ki hatırlasın. Bir an bile çıkmıyordu Buse aklından. Yapabileceği bir şey yoktu ve o çaresizce yoğun bakım odasına doğru bakıyordu.

Yoğun bakımın önüne geldim onlara minnettar bakışlarımı yolladıktan sonra. Camdan baktım.

Minik bedenine kendinden büyük kablolar bağlıydı. Kendinden büyük bir bilgisayar vardı baş ucunda kalp atışlarının gösterildiği. Her nefes aldığında çıplak bedeni hareket ediyordu. Bu görüntü her ne kadar acı verici olsa da gülümsedim. Yaşıyordu.

Annem geldi yavaş adımları ile babamın kollarında. İkisi de perişandı.

Camdan baktılar kardeşimin minik bedenine.

Umut vardı gözlerinde.

Doktor vardı içeride.

Arya'nın değerlerine bir göz attıktan sonra odadan çıkıp yanımıza geldi.

Çam Kozalağı "Hırçın"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin