Serkan dedikleri adamın kollarının arasındaydım bir eliyle silahı diğer eli ile de boynumun altını tutuyordu. Ben tepkisizce olanları izliyordum. Batın bana bakıyordu baya endişeli gözüküyordu. Ne ara hepsi içeri doluşmuştu algılayamıyordum. Karen Çağan'a tutunmuş ağlıyordu.
Batın korkuyordu sanki. Melih de Batın gibi bakıyordu bana endişeli ve korku dolu gözlerle.
Ben... Ben durumun ciddiyetine yeni yeni varıyordum. Başımdaki adam etrafa tehditler savuruyordu. Birden silahı polislere doğru tuttu sonra tekrar başıma doğru tuttu ve bağırmaya başladı.
"Yaklaşmayın. Beynini dağıtırım!"
Ben titremeye başlamıştım. Nefes alış verişim düzensizleşti. Adam başımda sürekli bağırıyordu ama ben anlayamıyordum. Sanki gözlerim kararıyordu. Nefes alamıyordum.
Sakin olmaya çalıştım. Batın'ın sesini duydum.
"Hırçın bana bak birazdan buradan çıkacağız tamam mı bak bana sakin ol nefesini düzene sok. Hepimiz buradayız bak." diye bağırdı.
"Söz ver." diye fısıldadım gözlerimden yaşlar akarken."Söz veriyorum. Seni buradan çıkaracağım. Ben çıkaracağım. Söz veriyorum."
Batın söz verirse tutardı. Batın hep sözlerini tutarmış gibi geliyordu.
Başım dönüyordu. Ne dediğini yarım yamalak anlıyordum bu başımdaki adamın. Batın buraya doğru gelmeye çalışıyordu ama Çağan izin vermiyordu. Kutay Batın'a bağırdı.
''Adamın elinde silah var ya Dicle'ye zarar verirse ? Biraz sakin ol.'' Adamın ellerinden tutmaya çalışıyordum çünkü boğazımı sıkıyordu ve nefes alamıyordum. Serkan polislere doğru dönüktü.
Melih'e doğru baktım. Buraya yaklaşmaya çalışıyordu. Serkan onu görmüyordu ama her an görebilirdi. Melih'in neden Serkan ile buluştuğunu bilmiyorum ama şu an aşırı endişeliydi ve beni kurtarmak için her an bir hamle yapacakmış gibi duruyordu.
Ölecek miydim ?
Bilmiyorum ama ilk defa böyle büyük bir korku yaşıyorum. Ağlayamıyorum da artık. Ellerim buz kesmişti. Korkudandı çünkü hava soğuk değildi. Ayaklarım titriyordu. Kendimi sıkmaktan yorulmuştum.
Şu an düşünüyorum da burada ölsem arkamdan çok üzülürler mi?
Annem ve babam mahvolurdu zaten. Arya hatırlamazdı belki. Büyüyünce sadece bir ablası olduğunu ve öldüğünü bilirdi sadece fotoğraflardan tanırdı ablasını.
Eski arkadaşlarım üzülürler miydi? Yoksa iki gün sonra unuturlar mıydı? Çocukluk arkadaşım Mine. O da dayanamazdı sanırım içine kapanırdı. Buraya taşınacağımızı öğrendiğimde ikimizin de gözleri ağlamaktan şişmişti. Burada yeni taşındığım yerdekiler yani şu karşımda bana endişeli gözlerle bakan yeni taşındığım bu şehirdeki bu güzel insanlar ne hissedecekti ?
Melih? Vicdan azabı çeker miydi? Eğer vicdanı varsa tabi.
Karen, Azra ne düşünürlerdi? Ya Kutay, Çağan ve Emir onlar ne hissederdi? Çok koyar mıydı onlara bu kadar kısa sürede aralarına aldıkları kişinin yokluğu? Yeni tanışmamıza rağmen ben çok alıştım onlara, onlar da bana.
Peki Batın ne hissederdi? Batın'ı neden onlardan ayrı düşündüm bilmiyorum ama Batın da bana garip ve farklı hissettiren şeyler var. O denizde gözlerine baktığım anda hissettiğim bir şey.
Artık dayanamıyordum. Bacaklarım tutmuyordu on beş dakikadan fazla bu halde bekliyordum kimse bir şey yapmıyordu. Bu adam başımda sürekli bir şeyler söylüyordu polisler ise sürekli telsizle bir şeyler yapıyordu. Serkan'ı ikna etmeye çalışıyorlardı ama sonuç değişmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çam Kozalağı "Hırçın"
Teen FictionBu hayatta her şey insanın istediği gibi gitmeyebilir. Zorluklarıyla var çünkü hayat. Dünya da ki insanların kötülüğünden gerçek anlamlı hayatı yaşayamayabiliriz bazen. İşte bu kitap, her kötülüğe, her kırıklığa, her iyiliğe rağmen pes etmemeyi aş...