30.Bölüm\Barınak

9.8K 561 75
                                    

Multi, Hırçın.
Bölüm Şarkısı; Sıla - Saki

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Öpemiyorum ne zamandır seni."

"Çok büyük bir şey zaten." dedim gözlerimi devirip aynı zamanda da kollarından kurtulmaya çalışıyordum. Arkadan sarılıyordu bana.

"Batın öğretmenler odasındayız herhangi biri geldiğini ve bizi gördüğünü düşünsene. Kötü olur hadi bırak. "

Direk beni bırakınca biraz şaşırdım ama bir hocanın gelme ihtimalini düşünüp direk kapıya yöneldim. Kapıdan çıkıp direk bizim sınıfa gittim. Batın da peşimden geliyordu.

Sınıfa girdim.

"Hadi ya. Ne bu kimse kalmadı mı bu okulda?"

Sınıfın kapısı kapandı.
"Yokmuş demekki."

"Olsun gelebilirler. "

Sırama oturdum. Sınıfta sadece ikimiz vardık ve ben onun gözlerine bakamıyorum.

Tam karşıma oturup beni izlemeye başladı. Ben de mal mal durmamak için çantamdan tüm her şeyi yazdığım Çam Kozalağı günlüğümü çıkarttım.

O beni izlerken yazı yazacaktım.

"Ne yazıyorsun?"
Kafamı kaldırıp uzun kirpikli yoğun bakışlı çocuğa baktım.
Biraz baktım. Baktım ve yine baktım sonra yazmaya devam ettim.

"Önemli bir şey değil. Sıkıldım hadi bir şeyler yapalım."
Günlüğü kapatıp çantama geri koydum.

Ayağa kalktım.
"Ne yapmak istersin?"

"Bilmem."

Sınıftan çıktık. Öğle tenefüsü olduğu için çoğu herkes ya yemek yiyordu ya da farklı şeyler ile ilgileniyorlardı.

"Yapmamız gereken bir şey var." dedi. Elini uzattı. Bende tuttum.
"Okuldan kaçsak sorun olur mu?"

"Olmaz."
Aslında büyük sorun olurdu. Devamsızlık almış başını gidiyordu. Ama ben bunu gayette kurşun yarasının üzerine atabilirdim.
Çünkü Batın ile vakit geçirmek her şeyden daha mükemmeldi.

Yaklaşık on dakika sonra HırÇam'ın önündeydik. Elimizde boya kutuları ve bir sürü farklı sarmaşık tohumları ile beraber.

Sinirle mahvettiğim o duvarlara baktım.
İçim acıdı. Mahvolmuştu işte.

Ama şu an bunu düzeltmeye gelmiştik.

Hava güneşliydi. O yüzden çabuk kuruyabilirdi duvarlar.

Çamurla mahvettiğim HırÇam yazısının olduğu duvarı boyadık ilk önce.

Sonra kurumasını beklerken sarmaşık tohumlarını diktik.

Yaza doğru büyürmüş. Yani Batın öyle dedi.

Kuruyan duvara tekrar HırÇam yazdık.

Ve bunları yaparken aşırı eğleniyorduk.

Bu çocukla vakit geçirmek gerçekten mükemmeldi.

Her şey tamam olduğu zaman Batın'ın kafasına fırlattığım anahtarı yatağın altında buldum ve aldım.

Nasıl bir sinirdir o öyle?

İçeri geçtik ve yerdeki o çok sevdiğim minderlere oturduk. Ben Batın'ın önünde oturuyordum. Başımı göğsüne yasladığım için arkadan sarılıyor gibi oluyordu bana.

Çok huzur vericiydi.
Farklıydı.

Bir süre öyle oturup konuştuk.
Bazen o beni sinir etti bazen de ben onu.

Çam Kozalağı "Hırçın"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin