5.Bölüm\Çam Ayısı

15.3K 1K 169
                                    


Gözlerimi ışığa alıştırmak ister gibi kısık kısık araladım. Uzun zamandır karanlığa alışan benliğim ışığa kavuşunca hali ile garipsedim.
Etrafıma bakındım.

"Anne?"
Annem uyandığımı görünce oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi.
"İyi misin birtanem?"

Saçımı okşadı.
"İyiyim."
Yüzümdeki oksijen maskesini çıkarttım.
"Çok koşmuş, bayılmışsın. Arkadaşların hastaneye getirmiş seni. Beni aradılar."
Nefes alış verişim rahattı. Oksijen maskesini tamamen çıkartıp yana koydum.

"Annecim, bilmiyor musun sen de o kadar koşuyorsun?" diye sordu.
Öksürdüm bir iki kere.
"Mecbur gibiydim."

Babam içeri girdi. Beni uyanmış görünce gülümsedi.

"Hırçın kızım da uyanmış."

Güldüm bu dediğine.
O da Batın gibiydi. Çoğu zaman Hırçın derdi bana.

"Okulun ilk günü Dicle. Helal kızım."

İkimizde güldük.
"Uyanınca çıkabileceğimizi söylemişti doktor." Üzerimde kıyafetlerim vardı. Muhtemelen sadece oksijen takviyesi yapıp kendime gelmemi sağlamışlardı. Çok da önemli bir şey olmamıştı yani.

"Çıkmadan önce doktor ile konuşacakmışsın."

Başımı salladım. Kolumdaki serum bitmişti.
Gelen hemşire serumu çıkardı. Bende üzerimi toparladım.
Dağılan saçlarımı annemin verdiği tokayla toplayıp ayağa kalktım.

O sırada kapıdan içeri, Batın, Çağan, Karen, Kutay ve Azra girmişti.

"Nasılsın?" diye sordu Karen.
"İyiyim teşekkür ederim." dedim gülümseyerek.

"Çok korkuttun bizi." dedi Batın. Tekrar gülümsedim.
"Çok büyütülecek bir şey değil ya. Klasik astım hastası olan bir kızın koştuğunda oluşabilecek bir atak."

Tekrar yatağa oturmuştum ki doktor girdi içeri.
"Hiç de öyle değil küçük hanım. Birkaç saniye daha nefes alamasaydın, beyninde hasar oluşabilirdi."

Elindeki dosyayı yanıma koydu.
"Onun için, koşmak kesinlikle yasak. Ki bu hep yasaktı ama sen pek tınlamıyordun anlaşılan. Hızlı yürümek bile yasak. Nefes almanı zorlaştıracak her hareket yasak. Astım ilacın her daim yanında olmak zorunda. Allah korusun ucuz atlattın."

Doktor bunları söylerken ben de alışık olduğumuz cümleleri dinlemiyordum. Hepsi aynı şeyi söylüyordu çünkü.

"Benim hatam biraz da, o koşmak istememişti.  Ben astım olduğunu bilmiyordum." diye söze atladı Batın.

"Evet, arkadaşlarını da uyaralım, koşacaksanız kucağınıza alın küçük hanımı."

Dalgaya vurması ortamı yumuşattı ve herkes güldü.

"Şimdi çıkabilirsin. Ama ayda bir kontrollerin varmış bundan önceki yaşadığın yerde. Buraya alıyoruz kayıtlarını. Her ay kontrole geliyorsun. Seninki doğuştan gelen ileri düzey bir astım olduğu için kesin çözüm olarak tedavi yok. Ama bunu ne kadar azaltabilir, hafifletebilirsek kardır."

Bu dediklerine daha bir güldüm.
"Hepiniz aynısınız, yani doktorlar olarak. Bunları ezbere biliyorum artık. Sıkıldım. Gidebilir miyim?"

Kalktım yataktan.
"Gidebilirsin tabii. İyi günler."

Hep beraber hastaneden çıktığımızda Emir'i gördüm kapıda bekliyordu. Girmemiş nedense hastaneye.
"Geçmiş olsun." dedi bana. Sadece gülümsemekle yetindim.
Diğerleri evlerine dağılırken, Batın bırakmak istemedi. Bizimle beraber geldi.
Neden bilmiyorum. Babam da karşı çıkmadı kendini suçlu hissediyor diye.
Bizim eve geldik. Babam işlerinden sıyrılıp gelmişti hastaneye.  Tekrar dönmesi gerekti işlerinin başına. O da alnımdan öpüp gitti özür dileyerek.

Çam Kozalağı "Hırçın"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin