Umay çayını içen Seçkin'e bakıyordu. Adam ülke dışındaki bir turnuvaya katılacaktı. Bu da birkaç gün olmaması demekti. Kocasını özleyecekti. "Neyse ki hala birkaç saatimiz var" dedi Umay moral bulmaya çalışarak. Biraz daha zaman geçirebilirlerdi.
Nida ile doktora gidecek sonra hemen kocasına geri dönecekti. Seçkin çayını içip "Harika çocuğumuzdan bir haber yok mu?" diye sordu. Umay başını olumsuzca salladı. Bir ayı aşkın süredir çocuk yapma çabaları devam ediyordu. Ancak bir sonuç yoktu. En azından Umay öyle düşünüyordu.
Genç adam ayağa kalkan eşine baktı. "Nida ile doktora gidip hemen geri geleceğim" dedi. Seçkin ayağa kalkıp "Üö saate kalkıyor uçak" diyerek karısına uzun bir öpücük verdi. Umay bu uzun öpücük karşısında nefesini tuttuğunu fark etmemişti.
Seçkin geri çekildiğinde "Seni özleyeceğim" dedi gülümseyerek. Umay hırkasını alıp "Daha çok özlersin deniz adam!" diyerek dil çıkarıp evden çıktı. Seçkin tekrar koltuğa oturup kendi kendine güldü. "Deli" diyerek gülmeye devam etti.
Leyla karşısındaki Alper'e baktı. Bir süredir onu göremiyordu. Şimdi ona bakarak özlem gidermeli miydi? Bir hafta önce Nida'nın taktiği ile işe geri dönmüştü. Böylelikle sevdiğini her gün görebiliyordu. Ancak Alper ile eskisine oranla çok daha az konuşuyorlardı. Hatta Alper, Leyla'ya bakmamak için özel bir çaba sarf ediyor gibiydi.
Genç kadın bunu düşününce istemsizce üzülerek devirdi. Karşılıklı bir aşk yaşamayacaktı. Bunu artık kabullenmeliydi.
"Leyla Köroğlu" diyen adamla dış kapıya doğru bakan Leyla, Alper'in de kapıya doğru baktığını hissetti. Kapıya doğru ilerleyip "Buyrun" dedi.
Adam elindeki çiçekleri Leyla'ya uzatıp "Bunlar size geldi. İmza alayım" dedi. Leyla beyaz gülleri alıp adamın uzattığı kalemle imza attı.
"Teşekkürler" diyerek gülümsedi. Nida işi iyi biliyordu. "Bu ne?" diyen hemen arkasındaki sese döndü Leyla.
Genç kadın Alper'e bakıp "Çiçek" dedi sakin ses tonuyla. Ancak Alper sakin gibi durmuyordu. Sanki çiçeği alıp fırlatacaktı. Alper çiçeğe bakıp iç çekti. Eski yerine geri gidip işine devam etmeye başladı.
Leyla çiçekle birlikte koltuğa oturup kartı eline aldı. Nida ablanın notunu merak ediyordu. Notu okuyup çiçeği masaya koyup kahve hazırlama bahanesi ile mutfağa geçti. Alper'in notu okuyup okumayacağını, en azından tepkisini merak ediyordu. Kapının arkasına geçip adamı izleyen Leyla, Alper'in etrafı kontrol edip çiçeğe doğru gittiğini gördü. O an kalbi mutluluktan hızlanmıştı. Orada ölebilirdi. Yaşadığı bu an ona umut olacaktı.
Nida arkadaşının arabasına binip gülümsedi. "Az önce Leyla'dan mesaj geldi." diyerek "Alper nota bakmış" diye ekleyerek konuşmasını sonlandırdı. Umay zafer kazanmış gibi "Evet! Dayanamayacağı belliydi" diyerek arabayı sürmeye başladı.
"Bebeğimiz bugün nasıl?" diye sordu Umay arkadaşının karnına bakıp. "Şimdilik uslu teyzesi" diyen Nida gülümsedi.
Umay kesinlikle arkadaşına özeniyordu. Gülümseyerek saate bakan Umay zamanın hızlı ilerlediğini fark etti. Seçkin'e kesinlikle yetişmeliydi.
Seçkin bavulunu hazırlamaya başlamıştı. Ufak siyah bavuluna birkaç tişört ve eşofman koymuştu. Genç adam iç çekerek duvarda asılı duran fotoğrafa baktı. Gitmek istemiyordu. Aklı Umay da kalacaktı. Üstelik bebek için çalışmaları gerekiyordu. Bir haftalı aksaklık genç adam için sorundu. Seçkin iç çekerek "Dayanman gerekecek deniz adam" diyerek kendi kendine konuştu.
Evli olmaya alışmıştı. Umay'a alışmamak mümkün değildi. Ona her baktığında gözlerinin gülüyor olduğunu görmek güzeldi. Sanki ona verilmesi bir hediye gibiydi. Genç adam daha mutlu olamayacağını düşündü. Verdiği kararlar onu mutluluğa götürmüştü. Bavulunu alarak odadan çıkıp mutfağa geçip buzdolabını açtı. Keyifli bir şekilde şarkı mırıldanıp yiyecek bir şeyler hazırladı. Saat hızla işliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Adam
General FictionKalplerden Ritimler Serisi 2- Ünlü basketbolcu Uygar Türkmen'in kardeşi olmak elbette zordu. Umay Türkmen bunu çok iyi biliyordu. Bilmediği şey ise abisini hiçte sevmeyen, kibirli ve bir o kadar da bencil, yüzmede rekorlar kıran milli yüzücü Seçkin...