Nida botlarının bağcıklarını kontrol ederek Onur'un arabasına bindi. Genç çift dağda yürüyüşe çıkacak farklı bir aktivite yapıp önemli deneyimler edineceklerdir. "Birkaç kez gittim. Yine de çok iyi bildiğim söylenemez" diyerek Onur'a baktı. Hava oldukça güzel, dağ yürüyüşü için harika bir zamandı. "Merak etme haritamız var. Üstelik bir sürü konaklama yeri var"dedi Onur.
Genç kadın tepsiyi yemekle dolduran adama baktı. "Seçkin'i bekleyecek kadar tok değilim"diyen Kaan'a gülümsedi Umay. Adam çeşitli yemeklerden birer tabak alarak masaya doğru yürüdü. Umay ise onu takip etti. Masaya oturan Kaan'a bakıp genç adamın karşısına oturdu.
"Seçkin ile nasıl bir ilişkin var?"diye soran Kaan ile Umay "Fotoğrafçısıyım" diyerek öne atıldı. Adam çorbasını yudumlarken "Demek fotoğrafçısın."dedi. Umay güldü. Kaan kesinlikle Seçkin'den çok farklıydı. "Evet. Peki ya sen?"diye sordu Umay rahat bir şekilde.
"Pilot" dedi Umay'a bakarken. Genç kadın ilk kez bir pilot ile karşılaşıyordu. Üstelik o oldukça genç biriydi. "Oldukça zor bir meslek."diyerek devam etti Kaan.
"Dünyanın neredeyse her yerine seferlerim oldu. Ve uçarken zaman çok çabuk geçiyor"dedi. Umay kollarını masaya koymuş meraklı bir şekilde Kaan'ı dinlerken adam mesleğini tüm ayrıntısı ve zorluklarıyla anlatıyordu.
Nida arabadan inmiş, hazırlanıp çantasını giyen Onur'u izleyip kendi çantasını takmıştı. Onur ise arabayı kilitleyip ormana giriş kapısına doğru yürüdü. Ormanı geçip dağa çıkacak olan çift yan yana yürüyordu. Nida elindeki haritayı Onur'a gösterip gülerken Onur hafızasını yoklayıp bildiği yola doğru yöneldi. Nida ise sevgilisini takip ederek konuşmakla yetindi.
Umay, Kaan'ın seyahat maceralarını dinlerken birden adamın sözünü böldü. "Avustralya? En çok oraya mı seyahat ediyorsun?"diye sordu. Kaan başını sallayıp ağzındaki lokmayı yutup "Evet. Güzel bir yer bazen orada kaldığım oluyor"dedi.
"Twelve Apostles Beach'a gittin mi ya da Sydney'e?"diye sordu Umay. Her fotoğrafçının çekmek istediği manzaraları Kaan'ın görebilme ihtimali Umay'ı heyecanlandırdı.
"Sydney evet."diyerek yanıtladı Kaan. Genç adam yemeğini bitirdiğinde bahçeye açılan kapıya doğru yürüdü. Umay, Seçkin'in hala gelmemesinden dolayı tereddütle bahçeye çıktı. Kaan gölgedeki masalardan birine oturup Umayın da oturmasını bekledi. Genç kadın oturup etrafına baktı. Uzun saçları yüzünün önüne gelirken Kaan'ın verdiği kahve siparişi ile sohbet devam etti.
Çektiği bazı manzara fotoğraflarından söz ederken Kaan gittiği yerlerde beğendiği manzaraları anlatıyordu. Adam birden kendisine gelen mesaj ile sohbete ara verdi. "Bir arama yapmam gerekiyor"dedi ayağa kalkıp. Umay onu başıyla onayladı.
O sırada Seçkin toplantıdan çıkmış,çekilen yüzlerce fotoğraftan sonra restauranta doğru yürümüştü. Gözleriyle masaları süzüp, kaşlarını çatarak bahçe kapısına doğru yürüdü. O sırada konuşması biten Kaan masaya oturdu tekrardan. "Sanırım Seçkin biraz daha gelmezse gideceğim."diyerek kahvesini yudumladı.
Umay ve Kaan konuşurken Seçkin konuşan çifti görmüş yavaş adımlarla masaya doğru yürümeye başlamıştı. Giyimiyle dikkat çekiyordu. Seçkin etrafa bakarak dikkatli adımlarla masaya yürüdü. Kaan gelen Seçkin'i görünce "Sonunda" diyerek ayağa kalktı.
Umay arkasına doğru dönüp gelen adamı görür görmez hızlıca yerinden kalktı. Seçkin, Kaan ile el sıkışıp sarılmış, kuzeninin yanındaki Umay'a ise kısa bir bakış atmıştı. "Kuzen biliyorum yeni geldin, görüşemedik ama gitmem gerek. Uçuştan yeni geldim ve eve uğrayamadım"diyen Kaan Umay'a doğru döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Adam
Ficção GeralKalplerden Ritimler Serisi 2- Ünlü basketbolcu Uygar Türkmen'in kardeşi olmak elbette zordu. Umay Türkmen bunu çok iyi biliyordu. Bilmediği şey ise abisini hiçte sevmeyen, kibirli ve bir o kadar da bencil, yüzmede rekorlar kıran milli yüzücü Seçkin...