Bölüm 10

41.2K 2.2K 75
                                    

Umay alışmış olduğu büyük binadan içeriye girmiş hızlı adımlarla soyunma odasına yönelmişti. Umay  Seçkin'i bulmalı ve telefonunu ondan almalıydı. Soyunma odasının kapısının önüne gelen Umay yüzüne yapışan saçlarını geriye doğru atıp kapıyı tıklattı. İçeriden ses gelmeden soyunma odasına giren Umay odanın boş olmasıyla havuzların bulunduğu kısıma doğru yürüdü.

Seçkin'in kişisel fotoğraflarına bakmamasını dileyip endişeden ölüyordu. Abisinin fotoğraflarını bulursa Uygar'ın emekleri boşuna gidecekti. Havuzlara teker teker göz atan Umay Seçkin'i bulamamıştı. Belki de bugün geç gelecekti Seçkin. Umay her zamanki sandalyesine oturup beklemeye başladı.

Nida uykulu gözlerini kendine gelen mesaj ile ile açtı. Gerinerek yatakta doğrulup telefonuna uzanıp mesaja baktı. Onur'dan gelen günaydın mesajı güne enerjik başlaması için bir neden olmuş Nida'yı gülümsetmişti. Yataktan kalkıp kıyafet seçmek için dolabını açtı. Bugün spora gitmeyecek olması Nida'yı üzse de Umay ile dedikodu yapacak olmak  mutlu ediyordu.

İstediği kıyafetleri seçip saçlarını topladı. Aynada kendine bakıp gülümseyerek dünü düşünüp mutlu oldu.

Onur erken gelen küçük öğrencilerini çalıştırmaya başlamış,sert yumruklar attırmaya çalışıyordu. Öğrencilerine sert yumruğun nasıl atılması gerektiğini gösterirken hemen yanında bulunan kum torbasına sert bir yumruk geçirdi. "Evet arkadaşlar sırayla yapalım" diyerek geriye çekilen ve yumruk atmaya başlayan öğrencilerine bakan Onur gülerek yumrukları onaylıyordu. Yavaş yavaş dolan spor salonun da Onur'u yoğun bir iş günü bekliyordu.

Umay bir süredir Seçkin'i bekliyordu. Oturduğu yerden kalkıp müdüre gitmeye karar verdi. Makinesini koluna takıp müdürün odasına gitmek için havuz kenarlarından geçti. Gerçekten Seçkin hala gelmemişti. Derin bir nefes alarak müdürün odasına girmeye hazırlandı. En azından Seçkin'i aratabilirdi.

Gülümseyerek kapıyı tıklatıp içeriye girerek müdürünün güler yüzlü ifadesiyle yerine oturdu. "Bir şey mi oldu Umay?"diye soran müdürüne anında cevap verdi.

"Seçkin Bey ne zaman gelecek?"diye sordu Umay. Müdür gülümseyerek "Sana söylemedi mi? Dün arayıp bugün gelmeyeceğini söyledi"dedi Vedat Bey. Umay'ın endişesi bu cevapla artıp ne diyeceğini bilemez hale gelmişti.

"Acaba...evinin adresini alabilir miyim?"diye sordu Umay çekinerek. Vedat Bey önündeki küçük not kağıtlarından birini alıp bir şeyler yazdı. Kağıdı Umay'a uzatan Vedat Bey "Emin ol evde daha huysuz. Dikkatli ol"dedi.

Umay gülümseyerek başını salladı. Hızlı adımlarla müdürün odasından çıktı. Telaşını belli eden yürüyüşüyle havuzların bulunduğu kısımdan çıktı. Umay'ın aklında iki şey yankılanıyordu. "Ya öğrendiyse? Ya abimi öğrendiyse?"soruları heyecanlanmasına neden oluyordu.

Umay koşar adımlarla binadan çıkıp arabasına yöneldi. Nefes nefese kalarak arabasına binen Umay derin bir nefes aldı. "Sakin ol Umay. Reddeceksin. Fotoğrafları görmediyse sorun yok."diyerek kendini teselli etti. Arabasını çalıştırıp GPS'e aldığı adresi girdi.

Seçkin salonda koltukta oturmuş elmasını yiyip televizyona bakıyordu. Hemen yanında Umay'ın telefonu ve kendi telefonu duruyordu. Genç kadın sabah birkaç kez aranmış, Seçkin bu aramaları yine yanıtlamamıştı. Eli Umay'ın telefonuna giden Seçkin kendini geri çekip telefonu almamaya karar verdi. Dünden beri aklındaki sorular artmış Seçkin'i uyutmamaya başlamıştı.

Umay'ın soyadı Türkmendi. Peki Uygar Türkmen'in kardeşi olabilme olasılığı var mıydı? Seçkin'in aklına Umay'ın Uygar ile ilgili dedikleri geldi. 'Evet ancak başarılı olmak sadece hedeflerin gerçekleşmesiyle olmaz. Uygar ve seni ayıran önemli bir fark var' diyen biri Uygar ile yakın olmalıydı. Uygar'ın ailesini sır gibi sakladığını biliyordu Seçkin. Ancak sevemediği tek sporcunun sakladığı kız kardeşinin onun fotoğraflarını çekiyor olma ihtimalini de düşünmek istemiyordu.

Deniz AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin