Umay dışarıdaki sıcak havaya göz gezdirip önündeki işine koyuldu. Antalya'dan geleli birkaç gün olmuş,çektiği fotoğrafları çıkarma işini bugüne ertelemişti. Umay çıkardığı birkaç fotoğrafa baktı. Seçkin'in muazzam duruşunu yine yakalamış olan Umay parmağıyla fotoğrafa dokundu. Genç adam havluyla saçlarını kurularken çekilen fotoğrafta Umay, Seçkin'in saçlarına dokundu. Merak ediyordu. Seçkin'in bir güneşi andıran sarı saçları yumuşak mıydı? Umay içindeki bu merakı engellemeye çalışıyor ancak merakı daha fazla artıyordu.
Nida gözlerini ringe dikmiş dövüşü izliyordu. Genç kadın kıvırcık saçlarını her zamanki gibi toplamış meraklı gözlerle Onur'un vuruşlarını izliyordu. Adamın kol kasları Nida'nın dikkatini çekerken Onur işine odaklanmış bir şekilde karşısındaki öğrencisine nasıl vurması gerektiğini söylüyordu. Nida gülümseyerek onu incelerken Onur'un kaslı kolları tarafından sarılmak istedi birden. Bu düşünce ile başını iki yana sallayıp kendine kızdı. Onur'un fiziği mükemmel olabilirdi ancak bu neden Nida'yı etkiliyordu? O hiçbir zaman bu tür şeylere dikkat etmezdi ama Onur'un her özelliği neden Nida'nın dikkatini çekiyordu?
Onur dövüş bittiğinde öğrencisinin başını okşayıp ringden indi. Genç adam bir başka öğrencisinin uzattığı havluyu boynuna sarıp toplanan öğrencilerine ne yapmaları gerektiğini açıklamaya başladı. O sırada Nida dudak büzerek kendi antreman alanının bulunduğu yerden Onur'un sırtına bakıyor, öğrencileriyle anlaşma şekline hayran olmadan edemiyordu. Onur herkese antremana başlama işaretini yapıp genç kadının bulunduğu tarafa döndü.
Nida'ya doğru bir adım attığı sırada Onur'un yardımcısı adamı dışarıya çağırdı. Nida bunları izlerken Onur hızlı adımlarla dışarıya doğru yöneldi. Genç kadın dövüş için elini sararken merakına yenik düşüp yavaş adımlarla Onur'un gittiği yere doğru yürüdü. Onur'un sesini duyup olduğu yerde durup dinlemeye başladı. Yaptığı bu hareketle Nida'nın kalbi heyecanla çarpmaya başladı.
Seçkin arabasından inip tam karşısındaki stüdyoya girdi. Sıcak havada ince bir tişört giymeyi tercih etmiş,fotoğraflarını almak için Umay'ın stüdyosuna gelmişti. İçeriye giren Deniz Adam etrafa baktı sakince. Sessizlik tüm stüdyoyu kaplamışken sadece Seçkin'in spor ayakkabısının sesi yankılanıyordu.
Umay hazırladığı fotoğraflarla karanlık odadan çıktığında adam tam karşısındaydı. Sanki heyecandan dili tutulmuş gibi bir şey söyleyememiş, sadece Seçkin'e bakmakla yetinmişti. "Fotoğraflar benim mi?"diye soran Seçkin ile Umay kendine gelmiş hızla adamı yanıtlamıştı.
"Evet"dedi elindeki poşeti genç adama uzattı. Seçkin poşeti alırken "Yarın İstanbul'a gideceğimizden haberin var değil mi?"diye sordu. Umay heyecanla "Gerçekten mi?"diye sordu.
"Öğlen uçakla gideceğiz"sözüyle Umay'ın içinde tarifi belli olmayan bir mutluluk patlaması yaşandı. Genç kadın belki abisini görebilirdi. Umay, Seçkin'e dikkatle baktığında terlemiş olduğunu gördü. "Imm...Soğuk bir şeyler ister misin?"diye sordu tereddütle.
Seçkin onun beklemediği bir şekilde nazikçe başını salladı. Umay, genç adamın başına bir şey düştüğünü ya da ölümcül bir hastalığa yakalandığını düşündü. Seçkin bugün iyi tarafından kalkmıştı. Belki de Umay'a her gün daha fazla alışıyordu. Önceden hazırladığı limonatayı bardağa doldurup adama getirdi.
Seçkin stüdyoda bulunan koltuklara oturmuş bardağı eline almıştı. "Aslında buraya seninle bir şey konuşmaya geldim fotoğrafçı kız"diyerek Umayı da oturmaya teşvik eden Deniz Adam onun oturuşunu izledi.
Onur karşısındaki bayana "Hanımefendi katılmak istemenizi anlıyorum ancak bir tane kadın üyemiz var. Yeni bir kadın üyeyle ilgilenmek benim için oldukça zor."dedi nazikçe. Karşısındaki kadın ısrarla "Lütfen bir yer daha açabilirsiniz"diyerek genç adamı dinlememezlik ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Adam
General FictionKalplerden Ritimler Serisi 2- Ünlü basketbolcu Uygar Türkmen'in kardeşi olmak elbette zordu. Umay Türkmen bunu çok iyi biliyordu. Bilmediği şey ise abisini hiçte sevmeyen, kibirli ve bir o kadar da bencil, yüzmede rekorlar kıran milli yüzücü Seçkin...