Bölüm 22

43.7K 2.4K 182
                                    

Umay çantasını sıkıca tutup gözlerini Seçkin'den kaçırdı. Abisini nasıl öğrenmiş olabilirdi? Düğünden olabilir miydi? "Abim değil"dedi yine de Umay itirazını sürdürerek. Seçkin Umay'a bir adım yaklaştı.

"Konuşmalıyız" dedi ve bir elini cebine koydu. "İşim olduğunu söyledim Seçkin ve saçmalıklarını dinlemeyeceğim"dedi Umay zor da olsa arkasını döndü.

Seçkin bu sefer zafer dolu bir ses tonuyla "10 Şubat 1990 Uygar'ın doğum günü."dedi ve devam etti. "Senin doğum günün 4 Mart 1992"dedi Seçkin ezberlediği onca şey şimdi işe yaramıştı.

"Bu kardeş olduğumuzu mu gösteriyor?"dedi Umay ancak Seçkin elindeki bilgileri söylemeye devam etti. Umay kabul edene kadar söyleyecekti. "Büyük abin Ulaş 20 Haziran 1980" dedi ve beklediği gibi Umay kaşlarını çatarak Seçkin'e baktı. Kaşlarını çatsa da aslında şu an çok korkuyordu.

Seçkin ise Umay'ın güzel yolla değil zor yollarla burada kalacağını tüm gece boyunca düşünmüş aylar öncesinden bildiği tüm bilgileri ortaya dökmüştü. "Şimdi benimle bir kahve içmeye ne dersin Umay Türkmen?"dedi Seçkin zafer kazanma edasıyla. "Hayır. Kahve falan içmeyeceğim!"diyerek stüdyodan çıkıp arabasına doğru ilerleyip arabasına bindi. Seçkin buna itiraz etmedi. Çünkü Umay geri gelecek ve tüm gün konuşacaklardı.

Umay, telaşla araba sürüyordu. Stüdyodan uzaklaşınca kenarda durarak elini başına götürdü."Allah'ım ne yapacağım?"diyerek düşünmeye başladı. Belli ki Seçkin'in belgeleri vardı. Ya bu belgeleri medyaya verirse o zaman ne yapardı? Belki de gidip onunla konuşmalıydı. Hayır eğer onunla konuşursa onu gerçekten affederdi ve yine aptal Umay olmaya başlardı.

Peki Seçkin neden konuşmak için bu kadar ısrar ediyordu? Ona karşı duyguları mı vardı? Hayır Seçkin'in ona ilgi göstereceğine kendisi dahi inanmıyordu. Umay arabasını çalıştırıp Nida'nın evine sürdü. Nida onun en iyi,en sadık akıl hocasıydı. 

Nida ise yatağından yeni kalkmış Onur'un talimatları gereği sabah sporu için hazırlıklar yapıyordu. Eşofmanını giyip saçını tuttu. Kıvırcık saçları kabarık duruyordu. Şişesini ve kulaklığı ile birlikte telefonunu alan Nida kapıyı açıp evden çıktı. Hem koşu yapacak hem de spor salonuna gidip Onur'u görecekti. Birkaç adım attıktan sonra arabadan inen Umay'ı görüp gülümsedi.

"Umay"diyen Nida'ya baktı Umay. Hızlıca adımlarla arkadaşının yanına gidip Nida'ya sarılan Umay "Özür dilerim. Dün onu görmeye hazır değildim"dedi ve geri çekilip arkadaşına baktı.

"Sorun değil şapşal. Ben biraz ileri gittim sanırım"dedi Nida ve gülümsedi. "Nida şimdi bana yine yardım etmelisin"dedi Umay telaşlı sesiyle. Nida kaşlarını çatıp arkadaşına baktı.

"Ne oldu? Hasta mısın?"dedi ve arkadaşının kolunu tuttu.

"Hayır. Hayır. Seçkin abimi biliyor. Uygar'ın olduğunu biliyor"dedi Umay. Nida kocaman bir "Ne?!"derken iki arkadaş hızlı adımlarla etrafta bakarak arabaya bindi. "Ne demek biliyor Umay? Nasıl biliyor?"dedi Nida'da telaşlanıp.

"Bilmiyorum Nida."dedi Umay ağlamaklı sesiyle. Nida sakinleşmeye çalışıp "Tamam şimdi sakinleşip mantıklı düşüneceğiz. Elinde ne kadar bilgi var acaba?" dedi Nida en kötü ihtimali düşünmeye başlarken.

"Doğum tarihinden itibaren biliyor Nida"dedi Umay umutsuzlukla. Nida arkadaşına o an teselli olamadı. Çünkü Seçkin'in yapacaklarına dair hiçbir şey bilmiyordu.

"Sence neden şimdi söyledi?"dedi Nida önemli bir noktaya dayanarak. Umay Nida'ya bakarken "Neden elindeki bilgileri paylaşmadı ve sana söyledi? Demek ki bilgileri paylaşmak gibi bir niyeti yok"dedi Nida, Umay'a akıl vermese de umut verdi ve Umay'ın güveni tekrardan kendine gelmiş aklında şekillenen konuşmayla Seçkin'i aramak için hamle yapmıştı.

Deniz AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin