12.Bölüm - Kavuşamasalar da Sevmekten Vazgeçmeyenler

2.1K 86 22
                                    


               Saatlerdir kendimi kaybetmiş bir şekilde deniz kenarında bağdaş kurmuş oturuyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Saatlerdir kendimi kaybetmiş bir şekilde deniz kenarında bağdaş kurmuş oturuyordum. İçim öyle acıyordu ki, ama garip olan tarafı şu ki bir damla gözyaşı bile akmamıştı gözlerimden. Sanırım insan bir süre sonra acıya alışıyordu. Dayanıklı hale geliyordu belki. En büyük acılar karşısında bile tepkisiz kalmayı öğreniyordu. Yüreğin ne kadar yansa da ağlayamıyordun. İçine ağlamayı öğreniyordun bir süre sonra. Siz hiç içinizden ağladınız mı? Hani ağlarsan rahatlarsın derler ya, içinize ağlayınca öyle olmuyor işte. Boğazına bir şeyler düğümleniyor, yutkunamıyorsun. Bir şeyler anlatmak istiyorsun, ama konuşamıyorsun. Eğer konuşmaya başlarsan sesin titreyecek, hıçkıra hıçkıra gözlerin de ağlayacak; biliyorsun. Zor.. Yaşaması ayrı, anlatması ayrı zor. Bizi en çok güvendiğimiz insanlar incitir. Çünkü onlar milyonlarca insan arasından güvenmeyi seçtiklerimiz, en çok inandığımız, en çok sevdiklerimiz.. Ve yine en iyi onlar öğretir; hiç kimseye güvenilmeyeceğini. Eren bana yepyeni bir şey öğretmişti. Hayatın boyunca birinin yasını tutamazsın.. Hayat mütemadiyen devam ederken sen olduğun yerde duramazsın. Bir yerlerden başlamalıyım bir şekilde.. Aslında hiç kazanamadığın, hiç senin olmayan bir şeyin üzüntüsünü ne kadar taşıyabilir ki yüreğin?


"Sanırım birilerinin bana ihtiyacı varmış." gelip yanıma oturdu. Nereden çıktı, beni nasıl buldu bilmiyorum ama iyi ki gelmişti, içim kıpır kıpır oluvermişti birden. Ama ona bakacak ne yüzüm, ne de konuşmaya gücüm yoktu. "Beni gördüğüne pek sevinmedin galiba? Tamam tamam.. Hiçbir şey söylemeyeceğim, hiçbir şey sormayacağım. Sadece yanında olacağım. Ama eğer istersen giderim." kafamı kaldırıp ona baktım.

"Gitme.." dedim titreyen sesimle, küçük bir tebessümle karşılık verdi.

"Git deseydin de gitmezdim zaten. Ben sana bir söz verdim Zeynep. Sen kovsan da gitmem yanından. Ne yaşamış olursak olalım benim kapım her zaman açık sana."

"Şuan öyle utanıyorum ki söylediklerimden. Ben seni üzüyorum, sana hak etmediğin şeyler söylüyorum ama sen benim yanımda kalmaya devam ediyorsun. Sanki hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşanmamış gibi aynı şefkatle, sevgiyle bakıyor gözlerin."

"Çünkü senin kalbini biliyorum Zeynep. Öyle güzellikler barındırıyorsun ki kalbinde. Sadece bazen mantığın ve kalbin arasında çelişiyorsun hepsi bu kadar. Ben senin kötü niyetli olmadığını da, zor bir zamandan geçtiğini de biliyorum. Ben seni bekleyeceğim Zeynep. Zor zamanları atlatıp kendine gelmeni, aklındaki soru işaretlerini bir kenara bırakıp artık önüne bakmaya başlayıncaya dek bekleyeceğim. Ve o gün bir soru soracağım sana. Bu sorunun cevabı geleceğimizi belirleyecek." yüzüne bile bakamıyordum hala. Ve o onca şeye rağmen yanımdaydı..

"Hep böyle mi olur? Hep en beklemediğimiz insanlar mı sarsar güvenimizi? Hep değer verdiklerimiz mi üzer bizi?" dedim uzun süren sessizliğin ardından.

Güneşin Karanlığı | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin