64.Bölüm - Ölümün Soluğunda Üşüyen Çiçekler

769 41 10
                                    



Finalden önce uzun bir bölüm yayınlamak istedim. Umarım beğenirsiniz. Final bölümü çok yakında sizlerle olacak. :))

                 Kumsal, hamile olduğunu söyledikten sonra arkadan bir ses geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Kumsal, hamile olduğunu söyledikten sonra arkadan bir ses geldi. Kerem, elindeki bardağı yere düşürmüş, şaşkın gözlerle Kumsal'a bakıyordu. Sanırım konuştuklarımızı en başından itibaren duymuştu. Ayağa kalktım. Kerem, Kumsal'a doğru yürürken ikisinin arasına geçtim ve Kerem'i durdurmaya çalıştım. Öyle sinirli bakıyordu ki.


Kerem: "B-bi-bir dakika.. Az önce duyduğum şeyin yanlış olduğunu söyle. Kumsal.. Doğru değil dimi?"

Kumsal: "Doğru abi. Sana söyleyecektim-"

Kerem: "Neyi! Neyi söyleyecektin Kumsal! Hamilesin.. Hem de Barış'tan, öyle mi!"

"Kerem dur.. Dur bitanem, sakin ol lütfen."

Kerem: "Ya ne.. Ne sakin olacağım?! İki dakika ya.. İki dakika mutlu oldum! Bu mu battı?! Benim mutlu olmaya hakkım yok mu ya!"

Kumsal: "Biz evleneceğiz."

Kerem: "Sus! Bir de evleneceğiz diyorsun! Kahretsin be! Git.. Git, gözüm görmesin seni!"

"Kerem yapma.. Oturup sakince konuşalım, lütfen."


**


               Araları sadece 5 dakikalığına düzelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Araları sadece 5 dakikalığına düzelmişti. Fazla zaman geçmeden eskisinden de daha kötü oldular. Kumsal'ın kalbini kırmaması ve her şeyin daha kötüye gitmemesi için çabalıyordum ama olmadı. Kerem bağırıp çağırarak bir şey söylemesine izin vermeden evden çıkıp gitti. Kumsal öyle kötü gözüküyordu ki, onu yatıştırmaya çalışıyordum. Akşama doğru o gittikten sonra ben de dışarıya çıkıp emniyete gittim. Kerem, odamda, sinirden tırnaklarını kemirerek bir sağa bir sola yürüyordu. Yanına gittim ve elini tuttum.


"Kumsal çok üzüldü, çok korktu. Keşke sakince konuşsaydık."

"Nasıl sakince konuşayım Zeynep ya? Dediğini duymadın mı? Nasıl olabilir böyle bir şey? O şerefsiz çoktan Kumsal'a yanaşmış da ben ayakta uyuyormuşum meğer."

Güneşin Karanlığı | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin