AZRAİL (TAMAMLANDI )

Siyah Umut (17. bölüm)

Güzel bir sevginin benim içime deşteği mutluluğu hiç bir şiir anlatmazdı. Hiç bir şiir onun gözlerindeki beni anlatmaz, hatta belkide hiç kimse bizim hissiyatlarımıza sahip olamazdı.

Aşk değildi.

Benim ona karşı hissettiklerimin adı herkesin bildiği bir duygu olamazdı.

Aşk herkese hitap ederken, bizim özelimizin üstünü çizer ve bizim varlığımızı karalardı.

Alkım, yarasına deşteği kalbimi umursamadan, yapılan pansuman hiç yokmuş gibi kapıya yöneldi.

"Azra size emanet." Kayla, durmadı. Hızla Alkım' ın peşinden adımladı ve dudaklarını araladı.

"Bende geliyorum."

Tam o anda Alkım' ın kapı kulpuna uzanan eli duraksadı. Alkım, vücudunu bize çevirdiğinde gözlerinin beni bulmasını istedim.

"Nereye gideceksin ki? "

Sesimdeki endişeyi tüm kafeye yaydığımda, bana ait toprağın kazındığını hissettim. Alkım, gözlerini bana çevirdiğinde onun verdiği umudun kolları arasına gizledim ve ona doğru adımladım.

"Alkım, bende geleceğim. "

Eline uzandığımda sessizliğine bir son vermek istediğine şahit oldum.

"Ecevit, al şunları! " Ve Alkım, tam o anda elini çekti ve kapıyı açıp kendini dışarı bıraktı. Onun bıraktığı elime baktığımda, kapattığı kapıyı yüzüme çarptığını hissettim. Kayla, benim içinde bulunduğum durumdan habersiz konuştu.
"Azra, gitmelisin."

Beni dürterek konuştuğunda kalbimde bir ruhun uykuya daldığını hissettim. İncilen kalbimin yok oluşuna neşeyle seslenen Alkım' a yürümek istedim.

"Azra, ona yalnızca sen engel olabilirsin! " Kafamı Ecevit' e çevirdiğimde kendi söylediğine bile inanmadığını düşündüm.
"Bunu nasıl yapabilirim ki? " Adımlarını bize doğru atarken konuşmaya başladı.
"Bilmiyorum. Ona ne yaptığını bizde bilmiyoruz, ama lütfen tek başına gitmesine engel ol!" Ve ne olduysa tam o an oldu. Elimi kapıya attığım gibi aralanan boşluktan kendimi dışarı bıraktım.

Alkım' ın, arabanın önünde telefonla konuştuğunu gördüğümde hızla onun yanına ilerledim. Bir kaç adımda, onun yanına ulaşsam dahi, ruhumda sönen bir yangının buz tutan küllerini izler gibi oldum. Bir kaç adımda içimden geçen sızının, onun ayaklarına dolandığını hisseder gibi oldum.