Düşman (8.Bölüm)

1.5K 198 68
                                    

Hani gökyüzünde maviliğe bürünen bulutların içinde kaybolan karanlığı, gece ismiyle farkeder ve yıldızların parlamasını eşsiz kılıp izleriz ya...İşte o, gecenin içinde kaybolup, küçük küçük görünen beyazlıklar aslında bizim kalbimizin bir diğer gösteri şeklidir. Kalbimizde tıpkı gece gibidir. Lakin, aralarında küçük görünen, ama büyük olan bir fark vardır. İnsanların kalbi, bembeyaz bir sayfa gibidir. Mürekkep aktıkça, kalp siyaha doğru ağır adımlar atar. Kalbin içinde küçük küçük yıldızlar olur, lakin onlar siyah parlar. Ama bazılarının kalbi vardır ki, o küçük siyah yıldızlar, tüm kalbi etkisi altına alır ve insanı, karanlık bir çukura doğru iter.

İşte, biz, o karanlık çukurda siyah toprağın altında birbirimize sığınıyoruz.

Koltukta uzanan Alkım' ın, yine o melek olduğum zamanlardaki gibi tavanı izlemesi, onun düşüncelerini öğrenme isteğimi kalbime doğru itekledi.

Karşısındaki deri koltuğa, kedimi bıraktım ve o zamanlardaki gibi oluşumuza hafifçe gülümsedim. O anlar, Alkım, beni görmüyor ve ben yalnızca anlayamadığım hafif duygulara sahiptim. Ya da duygularım hafif değildi, şu an ki duygularım fazla ağır.

"Ya konuşsana be, adam! "

Alkım' ın gençliğinden elbette haberdardım, lakin davranışları onu genç bir ergen yapmaktan çıkarıyor ve benim gözümde adam yapıyordu. "Ne konuşayım ki? " Meşale bana olan hislerini bana anlatmanı çok istiyorum. Ya da bu kadar, soğuk bakan gözlerinin asıl sebebini, bana anlatmanı da çok istiyorum... Eğer ki, sıralamam gerekseydi, şimdiye mürekkebin bana isyan ettiğini duyan kulaklara sahip olurdun, Alkım.
"Yani, anlat işte bir şeyler. Mesela, niye böyle yorgun davranıyorsun? " Yüzünü bana çevirdi ve gözlerini gözlerime sabitledi.

"Sen anlatsana."

Saf saf baktım "Hı?" Ona ne anlatabileceğimi düşünüyordu ki?

"Anlat işte bir şeyler... Kafamı dağıtmaya ihtiyacım var." Sonradan bana yaptığı bu açıklama ile yerinden doğruldu ve ayaklarını zemine bastı. Salondan ayrıldı, lakin çok geçmeden yanıma geri geldi.

Elindeki kitabı bana verdi ve koltuğa uzanıp, kafasını dizime koydu. Elimdeki kitapın kapağını araladığım da, "Bir şiir okusana " Diye mırıldandı ve yan yatarak yüzünü karnıma sakladı. Ellerini belime sardığı o an gözüme, annesinin kucağına saklanan bir çocuğun masumiyeti büründü.

AZRAİL (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin