Kadife kelepçe (13. Bölüm)

1.5K 171 269
                                    

Aşk, kadife bir kelepçeyi andırmaya başladığı zamanlarda hayal kurmanın pek bir manası kalmazdı. Acı çeken kalplerin birbirine olan vurgunluğu bile hayatın anlaşılmaz bir yolu önlerine sermesine sebepti.

Ya acıydı sevdaya deli divane olan, ya da sevdaydı acıya deli divane olan. Ben, her ikisine de deli divane olan biri değildim, lakin ikisi de beni avcuna almış ve hayatımın bir parçası olmuştu. Sabah uyandığımızdan beri ikimizde hiç bir şey söylememiş ve okula gitmek için yola koyulmuştuk. Arabayı kullanırken onu izlemeyi çok istesem dahi, çok büyük bir duygu tarafından engele tabi tutuluyor ve onu izlemiyordum. Camdan dışarı bakarken, gerimizde bıraktığımız yollara göz gezdiriyordum. Aslında, görmek için çaba sarfettiğim dahi söylenebilirdi, dünü, düşünmek istemiyor aklımı farklı şeylere çalıştırıyordum. Yoldaki beyaz çizgileri dahi saymaya kalkışmış, lakin hemen sonrasında sıkılmıştım.

Acım, daha dikkat çekiciydi be.

"Okuldaki herkesle konuşma!"

Gözlerim zaten onu görmek istiyordu. Yüzümü bir hışımla ona çevirdim.

"Ne? " Yüreğim onu görmenin verdiği mutlulukla sevindi. Ben yüreğimin bu haline şaşırmaya fırsat bile bulmadan, sesi girdi devreye.

"Seninle konuşmaya çalışan o piçlere cevap verme. Biri bir şey derse bana söyle. " Gözlerini yoldan ayırmıyor ve beni umursamıyor gibi davranıyordu. O halde ben ne diye heyecan yapıyordum ki. Önüme döndüm, katiyen cevap vermedim.

Bir süre sonra bana bakan gözlerini yan profilimde hissettim, lakin bu yalnızca saliselerle eşdeğerdi. Tekrardan yola baktığında, arabayı durdurdu. Arabayı her zaman yaptığı gibi aniden durdurmuş ve benim kafamı çarpmamam için eliyle beni yakalamıştı.

"Yavaş be! " Benim cırlamam onun pek umrunda olmamış ve bakışları ile beni yumuşatmıştı.

"İn! " Kafamı iki yana salladım.

Lakin,:o çoktan arabanın kapısını aralamış iniyordu. Kemeri çözdüm ve onun yaptığı gibi kapıyı açıp aşağıya indim.

O hemen benim yanımda bittiğinde, kolumdan tuttu ve beni hızla arabaya yasladı. Aramızda bir adımlık mesafe vardı, lakin onun verdiği nefesleri ben alıyordum, benim verdiklerimi de o.

Aldığı nefes olmak istedim.

"Ne oldu? " Soruma karşılık, elleriyle yüzümü avuçladı. Kafasını bana doğru eğerek onunla dip dibe gelmemizi sağladı.

"Bu yakınlık bana fazla be adam."
Gülümsedi. Bu cidden içten bir gülümseyişti.
"Bak, bir defa söyleyeceğim." Bu yakınlığın bitmesi için uslu olmam lazımdı. Beni cezalandırıyor, kalbimi ödüllendiriyordu.

"Tamam dinliyorum."

"Sana tek bir erkeğin bile yaklaşmasına iznin olmayacak. Birinin bile gözünün içine bakmayacaksın, özellikle..."

Yutkundu.

"Özellikle Pamir' in gözlerine bakmayacak ve ondan uzak duracaksın. Onu ben uyarmam, sen uyar." Ne ilgisi vardı ki?

Sormadım.

Kafamı olumlu anlamda salladım. Hemen o anda alnıma bir öpücük kondurdu ve benden uzaklaştı.

"Uslu olunca çok daha güzel oluyorsun." Göz kırptı.

"Bide utanınca kızarmıyor musun? Of."

AZRAİL (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin