Kelebek (18. bolum)

937 131 173
                                    


...

Kavuşamayan ruhların, kalpleri dert kabul edemeyecek kadar dolduğundan, sevgisiz yaşamaya lanet eder gibi gözyaşı döker ve yanaklarda dua biriktirir. Duaların içinde hafif isyanlara yer verilmiş olsa dahi, gözden kaçmayacak kadar net bir saflık vardır.

Sonsuz bir sevgiyi dileyen kelimeler buluştuğunda, gücü kalmayan bir kalbin bile dünyaya olan nefretini bir kenara ittiğine şahit olan gözlerim, dökülmeye ant içmiş yaşları yanaklarıma akıtıyordu.

Kayla' nın anlamayan bakışlarının gözlerime vurduğu bu ana dökülen gözyaşları konuşmaya devam ediyor ve bizim susmamıza olanak sağlıyordu. Elimin altındaki her iki kalpten biri diğerinin kalbine sürgüne gönderilmiş gibiydi.

Kayla' nın kalbinin atmadığına şahit olan ellerim, yavaşça boşluğa düştü. Ecevit' in kapalı gözlerine baktığımda dudaklarımı araladım.

"Onun kalbi atıyor. " Deniz kurumaya başlamış ve güneşe sarılmak için toprağı yalnız bırakmıştı. Su büyüsüne kapılan her şey Kayla' nın gözlerine taşınmış kalbini gözlerime vuruyordu. Bir müziğin sesi gibi atan kalbin elimin altında hızlanması ile Alkım' a baktım. Lakin, benim gözlerim ona olan hasretine son vermek istemiyor gibiydi. Bir anda içeri giren doktora çevrilen gözlerimin, yorgunluğuna yenik düştüm.
Doktor, benim olduğum yöne doğru yürürken geri çekilmem gerektiğini anladım ve adımlarımı diğer tarafta duran Alkım' a yönelttim.

Umut, ayağa kalkmış ve gülümsemeye başlamıştı.

"Nasıl oldu bilmiyorum, bir anda 'kalbi atıyor' denilince size haber vermek istedim."

Kayla' nın saçlarında uçuşan bir kelebek, üzerine ümidi döküyor gibiydi.

"Uyandırın onu! " Sesini boşluğa asan Kayla' yı duyan doktor, sessizce işini yapmaya devam etti. Lakin, bir emir almış gibi "Lütfen dışarı çıkın! " diyen hemşire bize yöneldi. Tam o esnada içeri giren bir kaç görevli, doktorun yanındaki yerini buldu. Onlar işini yapmaya başlarken, adımlarımız odanın dışına vuruldu. Pamir, duvara yaslanmış bir şekilde yere çökmüş ve gözlerini boşluğa gömmüştü.

Pamir, Ecevit' i öldü sanıyordu.

"Onun kalbi atıyor, Pamir."

Ona bu sözü söylediğim anda, kalbi atmayan Kayla' ya baktım. Camdan içeri bakarken ki masumiyeti, bu mucizeyi hakettiğini haykırır gibiydi.

Üst dudağımı iki dişimin arasına alırken, onların yanına ilerledim. Alkım' ın yanında durduğumda, kolunu omzuma attı ve başımı göğsüne sakladı. İçeri bakmama izin vermediğini düşündüğümde ona sıkıca sarıldım.

"Gökkuşağı..." Kayla, gözlerinden akan yaşları sildi. "...Benim kalbim hayata döndü. " Onun kalbi Ecevit' ti. Mucizeyi bir hüzne tutsak gösteren bu anda bile gülümsemek istedim. Alkım' ın atan kalbinin sesi bana tuzak olmuş ve kalp atışlarımı onun kalbine bağlamıştı. "Bu, bir mucize!"
Pamir' in arkamızdaki varlığı kendini belli ettiğinde, dudaklarımı araladım.

"Bu, bir mucize!"

Belkide aralarında mucizeye rast gelmiş tek insan olduğum için cümleye aşkı karalayabilirdim.

Gülümsedim.

Düşüncemi gözden geçirdiğimde, rast geldiğim kelimeyi kalbime sakladım. O kelime, geçmişimin üzerine düştü ve kanlar içinde kefene sardığı geçmişimi ayaklarımın önüne gömdü.

"Gözlerini açtı!" Kayla' nın yorgun çıkan sesi ile birlikte Alkım' dan ayrıldım.

Kayla' nın, biriken acıları üzerine düştü, üzerine düşen acıları Ecevit' e can verdi. Ecevit, doktorların şaşkın bakışları altında iyi olduğunu haykırdı.

AZRAİL (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin