Kıskançlık (9. bölüm)

1.4K 192 123
                                    

Zihnimde birbirine düşman bütün kelimeleri üst üste yığdım. Mesten tutulan düşünceler, ruhumu bir ipin ucuna asarken, kendimi kanattığımı farkettim. Lakin, bunun farkındalığı ile ruhumu çivilemeye başladığımda, kalbimin bir boşluğuna takıldım ve yere kapaklandım. "Ne düşünüyorsun?" Alkım' ın kulağıma ulaşan sesi, bir müziğin ritmine takılıp, ruhuma değdi. Gözlerimi onun, varlığına adadığımda, yok oluşunun üzerimde oluşturacağı etkinin yüreğime bir darbe misali düşmesine izin verdim.

Soğuğun şiddeti ikimizin deliliğini tescillerken, kaşlarımı çattım.
"Üşümedin mi?" Onun sorusunu es geçtim.

Uzandığı yerden kalktı ve ayakta dikeldiğinde bakışlarını bana çevirdi. Bana üstten bakması garip hissettirdiği için, hemen ayağa kalktım ve gözlerimi onun gözlerine asmaya devam ettim. "İkimizde gebereceğiz!" Söylediği bir emir misali bana ulaştığında, hapşırdım ve haklılığını ortaya serdim. Kaşlarını çattı ve hemen yanıma yaklaşıp, dudağını alnıma getirdi.
Dudaklarını alnıma sürterek "Siktir! " dedi. Sesi alışa gelmemiş bir endişe ile ruhumun kenarlarını dikti. Gözleri gözlerimi bulduğunda,
" Yüzün sıcacık. " diye, mırıldandı. Sonra eli alnıma gitti ve kafasını iki yana salladı "Seni nasıl düşünmem ya? Ne bencilim!" Kendi kendine konuştuğu esnada, yüzümü buruşturup, dudaklarımı araladım.
"Ya yürü be, hiç bir şeyim yok benim!"

"Cırlama lan! " Alnımdaki eli ile dudağıma vurup geri çekildi. Bana arkasını dönüp, yürümeye başladığında homurdanarak, arkasından yürüdüm.

Bazen beni bir çocuk gibi seviyordu.

"Alkım? " Onun yanına vardığımda, kolunu omzumun üzerine atıp yüzümü göğsüne sakladı. "Hm?" Dün gece olup biten her şeyi anlatmak istesem dahi, şu anda mutluyduk ve bu mutluluğumu katletmek istemiyordum.

Vazgeçtim.

Dudaklarımı birbirine bastırdığım esnada, Alkım' ın çalan telefonu kurtarıcım oldu ve söyleyeceğim kelimeleri yutmama sebep oldu.

Alkım, beni serbest bırakmadan yürümeye devam etti. Bir diğer eli, cebinden telefonu çıkardığında elimi beline sıkıca doladım.

"Ulan, Kayla! " Gülümsedim.
" Ne oldu? " Bana cevap vermeden, telefonu açtı ve arabanın hemen önünde durdu.
"Ne var?...Bu gün ? ... Lan, gece işte...Evet...Hayır..." Derin bir nefes aldı ve sesini yükseltti "Kayla!" Dudak büktüm. Alkım, telefonu, cebine yerleştirdiğinde ondan ayrılmak için hareketlendim. Bana izin verdiğinde, hemen karşısına geçtim ve gözlerinin içine baktım.

AZRAİL (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin