Akmayan Kan (27. Bölüm)

932 101 98
                                    

40 Vote...
90 Yorum...

Sınır için bana kızmayın lütfen.

...

Gecenin çığlığında gördüğüm toprak aşkın hecelerinde kendine yer aradığında en güzelini çizen ressamın boyalarında bir eksiklik görüldü. Notalarında onu bulmaya çalışan müzisyenin bir ayrılık sevdasına dahil olan kalbiyle çığlığa ortak olduğunu bilmeme rağmen, bir yağmurun damlalarını gözyaşlarıma sakladım.

Saklanan gözyaşlarım notalarda koyu bir sonu çizmeye başladı. Ressam, sonu getirdi. Notalar ona boyun eğdi.
"Kan..." Gözlerim, Alkım' ın omzunda ki yaraya dokunmaya başladığında sanki en baştan beri beklediği bir sahneyi avuçlamıştı ve kirpikleri ıslatmaya başlamıştı.

Hastaneye sırf Kayla' nın isteği doğrultusunda gelmiştik. Ama şimdi hastanede kalmam için bir sebep karalanmıştı. Koştum. Koridorun diğer kısmına, ona koştum. Sırf ona daha hızlı ulaşabilmek için kendimden geçtim.

"Alkım? " Gözlerim, en sevdiğinde bir gökyüzü bulurken onu tekara sararak  sevdi. Sevdiği gibi sevildiğini de bildi. "Güzelim..." Alkım, elini bana doğru uzatacağı esnada vazgeçti. Vazgeçişinde bulunan kan ile yutkundum. Omzundan gelen kana dokundurmuş olduğu elini bana uzatmaktan çekinmişti.

O elini tuttum. O elini her iki elimin arasına alıp konuştum. "Ne oldu sana?" Alkım, tuttuğum eline baktı. Baktığı yerde bir hayranlık konuştu. Ben onu sevdiğimi söylemezken onun gözleri bana her anında itirafta bulunuyordu.

Artık, tüm çektirdiği acılara rağmen beni sevdiğini anlıyordum.

"Kayla nasıl? Niye buradasınız?" Sorumu es geçti. Kendi sorusunu daha mühim buldu. "Kayla iyi ama okuldan biri Kayla' yı korumak isterken bıçaklanmış. " Yarasına baktım. Biri benim omzunu deşiyor hissine kapıldığımda yine konuştum. "Haydi doktora görün!" Alkım' ın gözlerine baktım. Onun gözlerinde gördüğüm gücü kendi gözlerime de yansıtmak isterdim.
"Doktorluk bir şey değil. Hallettim ben." Gözlerine baktım. Gözlerime yansıyan ifadeyi bilmeden konuştum. "Lütfen..." Çaresizlik notalarına vuran darbelerim bir acıyı daha kalbime indirdi. "... benim için." Alkım, bana bir şiirin dizelerine sığdırılmışız gibi baktı.
Avuçladığım eline baktım.
"Ben senin iyi olduğunu bilmeliyim. Sen olsan bilmek istemez miydin? " Tekrar gözlerinde ki yerimi buldum. "İsterdin dimi?" Bir cevap... Bildiğim onca şeye rağmen onun iki dudağının aldığı nefese çarpan cümlelere muhtaç hissediyordum.
"Alkım? " Pamir' in sesi aramıza girdiğinde avcumda ki elini çekti.

Avuç içime yerleşen sızıyı yok sayarak onun gözlerine baktım.
"Nasıl oldu bu?" Pamir' in sesine yerleştirdiği sert tınıyı umursamadan konuştum. "Acıyor mu? " Ölüm geldi aklıma. Alkım' ın ölmesi gerektiği o geceye sızdım. Kan, sönmüş bir fenerin karanlığında kendini gösterirken damla damla akıtılan canımda hayat buldum. "Saçmalama, tabiki de acımıyor! " Saçmalamış olmayı diledim.
"Ağabey..." Kayla' nın üzüntüyle çıkan sesine çarpan melodi yere düştü. Zeminde parçalanmaya başladığında Kayla, Alkım' a sarıldı. "Şşş..." Alkım, Kayla' nın saçını okşadı. Konuşmadılar. Yalnızca sarıldılar. Sarılırken Kayla' nın ağlayış sesi kulaklarıma dokundu. "Kayla ağlama!" Alkım, netliği ortaya döktü. Kayla' dan uzaklaştığında bir acının sevgisi mırıldandı. Elinde ki kanı umursamadan Kayla' nı yüzünü avuçladı. "Hani olmayacaktı gözlerinde yaş? " Kayla, ağladı. Ağlarken bir kaç yudum nefes aldı. "Ben artık dayanamıyorum. " Alkım, Kayla' nın gözlerinden akan yaşları sahiplenmek istercesine baktı. Kayla ile Alkım' ın birbirine olan bu bağlılığı beni hiç rahatsız etmedi.

AZRAİL (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin