O,ansızın çalan kapımdı.
Neden kanatlanmış ve uçmuş gibiydi, bilmiyorum. Şu an tam karşımda olmasına rağmen ben onu gökyüzüne teslim etmiş gibi hissediyordum. Gökyüzü, benden nefret eder miydi?
"Alkım, ne oluyor?" Bana bakmadı gözleri duvarda oyalanıyor,gündüzü kendine küstürüyordu.Gündüzün dert ettiği bu adam,tam da şu anda acı çekiyordu.Benim içimdeki, acının sebebi neydi,bilmiyordum.Lakin acımın karşımda duran adam olduğunu tahmin etmediğim söylenemezdi.Derin bir nefes aldım, nefesim bana şükür olarak geri dönerken adımlarımı, siyaha doğru attım. Gündüzü dehşete düşüren gözleri yutkunamama sebep oldu. "Neler oluyor?" kafasını bana çevirdi,tam o anda kalbim çırpınmaya başladı.Lakin çırpınan kalbimi vücudumun her bir yerinde hissediyordum. Kalbim, tükenen gücüne rağmen siyaha karşı fazla beyazdı. Beyazına rağmen, siyaha heyecanla karşılık veriyor ve ne yazık ki toparlanamıyordu.
Kalp göz bebeklerime kadar ulaşmış ve titremesine sebep olmuştu. Alkım, bana öyle bir bakıyordu ki, bir an ağlayacak ve beni gözyaşları ile ıslatacak sandım.
Alkım ağlasa, gözyaşları siyah mı akardı?"Biliyor musun?" Ansızın,sorduğu bu soru ile kafamı iki yana sallamak istedim olmadı.Cevap vermek istedim,lakin dudaklarım birbirine tutundu,aşkları büyüktü.Şu an onları ayıracak gücüm yoktu. Nefessiz kaldım, sonra bir şey oldu.Alkım, bana yaklaştı ve nefesini yüzüme üfledi.Şu an, tam şu anda nefesi yağmur oldu bende güneş olarak, Alkım' ın renklerini etrafa saçmasına izin verdim.
Alkım, gülümsedi.
Gökkuşağı.
Evet,gökkuşağını tam da karşımda hissettim.
Dilek tutsam gerçekleşir miydi?
Kendi düşüncemi bile aptalca buldum.Doğrusu, gökkuşağı karşımda duruyordu ve benim ondan başka dileyecek başka hiçbir dileğim yoktu. Ya da hayır, hiçbir zaman onu dileyebilecek bir yaşama sahip olmamıştım. Benim hayalim bile olmayacak adam, tam da şu anda bana aitti.
"Bilmiyor musun?" dedi. Gözlerim boş bakıyordu, içimdeki kıyamete rağmen, gözlerim çok boş bakıyordu.
Gözlerini benden kaçırdı ve derin bir nefes aldı. Gözlerim tam şu anda ona sövmeye başlamıştı.Gözlerim tam şu anda ona olan sevgisine lanet etmek istedi.
Kaşlarım benden bağımsız havalanırken sessizliğimi korudum, konuşması gereken oydu."Bugün yapmamam gereken bir şey yaptım." Gözlerime bakmıyor, gözlerimi cezalandırıyordu.
Gözlerimin tam şu anda, ne denli bir isyan içinde olduğunu bilseydi; gözlerime, şaşkın gözlerini teslim ederdi.Suskunlukları, cevap vermemi istemesindendi, biliyordum.
Lakin, ben susmam gerektiğini düşünüyor ve bu düşüncemi ihanet etmiyordum. Gözleri tekrar gözlerime tutunduğunda,söylemek istediklerini yuttu."Boş versene " Gözlerimin hayretle ona baktığına emindim. Ama boştu işte, o hayretimi göremiyordu.
" Seni ilgilendirmez " İçimde kopan fırtınanın durulduğunu hissettim. Kalbim, vücudumu esaretten koparmış ve kendi yerine geri dönmüştü. Dudaklarım, benim iznime gerek duymadan aralandı. "Buda ne demek?" Bir bulutun damla damla akıttığı yağmurunu, gözlerimde hissettim.
"Ne demek, seni ilgilendirmez?" Afalladı.Evet yanağımda gördüğü damlaya şaşkın şaşkın baktı. Benden daha dolu bakıyor, benden daha çok belli ediyordu kendini.
Yanaklarımı ıslatan gözyaşlarım, ona selam verdi. Lakin, okulun koridorlarına dolan ses ile yanaklarımı sildim.Zil çalmıştı.
Göz kapaklarımın yorgunluğu gözlerimi örterken sessizce etrafta gezinen öğrencilerin seslerinin, kulaklarıma dolmasına izin verdim. Sonra Kayla' nın sesini işittim "Ağabey!" Gözlerimi aralarken, sesin geldiği tarafa baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRAİL (TAMAMLANDI )
FantasiAzrail' in insan oluşunu anlatan mürekkep, kararırken aşkı mırıldanıyor... Kapak tasarımı; İrkeladeyna