Hikaye başlıyor

8.8K 231 226
                                    


Lokiseverleri yeni hikayeme bekliyorum ❤️
Hikâye adı : Wanna Play ?
Profilimden ulaşabilirsiniz. ❤️

---

Yine sıradan bir güne Merhaba. Her zamanki gibi sabah 7 de uyandım. Kalkıp üzerimi giyindim hafif bir makyaj saçımı da tepeden topuz yaptım ve hazırım. Bekle beni otobüs ben geliyorum .

Ah kendimi tanıştırmadım. Ben İrem . 25 yaşındayım. İstanbulda yaşıyorum. Ailem İzmirde. Çalışmak için geldim buraya ama gelin görün ki işler istediğim gibi gitmedi ve uğruna canım memleketimi bırakıp geldiğim bu şehirde küçük sevimli bir kafede garson olarak iş buldum. Yoktan iyidir değil mi ?

Çalıştığım kafeyi seviyorum yeterli ücret alıyorum ama huzurlu bir iş ortamı. Bence maaştan önce ortam önemli. Mutsuz olduğum ortamda trilyon uğruna çalışamam. (belkide abartmışımdır azıcık. )

Dönelim şu ana. Şu an otobüsün arka tarafında camdan dışarıyı seyrediyorum. Yaklaşık 40 dakikalık bir yolculuktan sonra çalıştığım kafeye varıyorum. Malum İstanbul !

Camdan dışarıyı seyrederken cama vuran yansımamı inceledim. Koyu kahve saçlar omzumun biraz aşağısında, kahverengi gözler,1.68 boy (ne kısası ekonomik boy bi kere ) ne zayıf ne kilolu bir fizik... Muhteşem sayılmazdım ama fena da değildim.

Böyle dalmışken ineceğim durağa varmıştım. Otobüsten indim ve kafeye doğru yürüdüm. İçeri girer girmez Emre beni karşıladı. Emre hoş bi çocuktu uzun boylu, kumral,hafif yapılı ama fit görünümlüdür. Yani her kızın gördüğünde beğeneceği türden.1yıldır beraber çalışıyoruz burada. Emre dışında Elif,Banu,Murat vs bi kaç çalışan daha var. Emre hepsinden farklıdır benim için.

"ooo güzellik geciktin sanki bu sabah ?" dedi muhteşem bi türlü anlamlandıramadığım o sevecenlik dolu gülümsemesiyle.Bu çocuk nasıl bu kadar erken gelebiliyordu anlamıyorum sanki patron ya.

"Evet trafik vardı biraz e anca."

"İrem seninki gene atarlı bugün. Dikkatli ol görünmemeye çalışırım yerinde olsam. Sabah fırçası yemek istersen o ayrı."

"Amann bıktım onun atarından. Yemin ediyorum başka seçeneğim olsa durmam 1 dakka burda ama elde olanın en iyisi bu "

"Vayyy artist beğenmiyor musun bizi ?"

"Yok be olum yaa biliyorsun yani ben istifa etcem ya da o 'KOCAGÖBEK' beni bi gün kovacak. " Bunlar genelde yaptığımız sohbetlerdir Emre ile. Ortam güzel demiştim değil mi ? Genel olarak öyle sadece her ortamda olan burnu kaf dağında , buraları ben yarattım,çekilin bakayım ben buraların ağasıyım havasındaki şahısta bizim 'MR. KOCAGÖBEK'. Koca göbek diyorum çünkü öyle. Kendisinden 1 dakika önce gelen bir göbeği var. Beni çok sevmez. Ona gereken cevabı vermişimdir hep. Hazır cevabımdır biraz. Ama işimi iyi yaptığımdan katlanır bana. Pardon başka iş bulamadığımdan ben katlanırım ona. Ya da bunu bildiğinden beni bir güzel fırçalar, ben cevabımı veririm. Hadi işinin başına der ve işime dönerim. Aman Tanrım ! Ne kadar da uysal bir kız !! Neyse ki bu sabah karşılaşmadım onunla özel misafirleri varmışmış. Pehh "who cares"

"Emre masa 15 bende götürüyorum siparişi"

"Tamam ben yukarı çıkıp bakayım müşterilere."

"Tamamdır."

Bugün çok yoğun değildi. Malum haftaiçi. Ama kafenin kazancı iyi. Kendi çapında ünlüdür. Saat sonunda 8 olmuştu.

"Oh be nihayett."

"Çok sevinme sabah gene geleceksin."

"Aman Emre ya felaket tellalı mısın ? "

"Belki biraz.Ama yakışıklı olanından." diyip göz kırptı. Ona gülümsemeyle karşılık verip kafeden çıktım. Durağa doğru yürüken yine hayatımı sorguladığım bir anda buldum kendimi. Bu hep böyle mi gidecekti ? Hep bu kafede çalışıp sabah işe gel akşam eve dön mü yapacaktım ? İstediğim hayat bu mu ? Peki değişmesi için ne yaptım ? Hiç çabam olmadı ki biraz hazırcıyım sanırım. Elimdekiyle yetinmeyi bilirim ama. Otobüs durağına geldim ve otobüsümü beklemeye başladım. Uzun bir kuyruk oluştu bile harika!! Aa ama ben onlardan önce geldim durağa sonuçta önce binmek benim hakkım. Otobüsün geldiğini görünce çaktırmadan öne doğru yürümeye başladım ki otobüs tam önümde dursun da bende önce bineyim. Ve sonuç hüsran...Son binen ben oldum,ayakta bir yolculuk en sevdiğim...

Kendimi içeri atar atmaz üzerimdekilerden kurtuldum.Hemen bi duş alıp kendime gelmeliydim. Ev arkadaşım evde yoktu. Sevgiliyle dışardadır kesin diye düşündüm. Sevgili mi ? Bünyeme yabancı bir kelimeyi cümle içerisinde kullandım.Yakın arkadaşlarım duysa duygulanırdı.Duşumu aldıktan sonra kendimi yatağa attım ve güzel bir uyku için gözlerimi kapattım...

Böyleydi işte buydu hayatım. Amacı olmayan,monoton,sıkıcı ve buna benzer tüm sözcükler...

Ama belkide böyle geçen son günlerimdi. Kim bilir ?

Merhaba arkadaşlar. Hikayenin ilk bölümü sıkıcı gelebilir. Bu ilk hikaye deneyimim.Bölümler ilerledikçe eminim daha akıcı ve güzel olacaktır. Hikayenin okunduğunu bilmem için yorumlarınızla destek verirseniz sevinirim. Tavsiyeleriniz varsa onları da iletebilirsiniz. Karakterlerle ilgili fazla detay göremeyebilirsiniz. Fakat zamanla yeri geldikçe detaylara gireceğim. Umarım hepimiz için keyifli bir hikaye olur. İyi okumalar. :):)

Belki sıkıcı diyebilirsiniz. Ama bilirsiniz her filmin ilk 20 dakikasından sonra olaylar başlar :)

" Ice & Fire " Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin