"Nasıl olur bu mümkün değil gerçek olamazsın!"
"Apaçık ortada ki gerçeğim ve seni öldürdüğümde herkeste görecek.Geçmişi hemen de unutuyorsunuz. Yaptım ve yine yaparım!"
"Ne ? Geçmiş mi daha öncesi mi bu ne demek ? Ne öldürmesi hayır lütfenn bırak bizi bizden ne istiyorsun ?" Korkudan ne
yapacağımı şaşırmıştım. Karşımdakine mi şaşırmalıydım yoksa gerçek olmasına sevinmelimiydim ? Kesinlikle yanlışlık vardı. Şuan sevinç çığlıkları atıp "YAŞASIN GERÇEKSİN" dyerek koşup sarılmam gerekirken korkudan olduğum yerde sinmiş ve ağlıyordum."Rahat bırak bizi masum insanlardan uzak durr defol git geldiğin yeree" bağırmaktan başka yapabileceğim birşey yoktu. Fakat karşımdaki Tanrı benden korkmuyordu. Bunu beklemem de saçmalıktı.
"Bu cesaret..." dedi ve bekledi düşünüyor gibiydi. Hayır kesinlikle cümlesi hazırdı gizem yaratmayı sevdiği belliydi.
"...tam bir aptal işi."
"Bak lütfen bırak bizi sana bi zararımız olmadı biz sana ne yaptık ?"
"YALVAR Kİ DAHA ÇOK İŞKENCE YAPAYIM"
"Sen Tanrı falan değilsin ölümlüsün işte sana bıçak geçmez, kurşun işlemez mi ölümlüsün sende !" sesim biraz yüksek çıkmıştı ama Loki bunu umursamadı. Dudakları yukarı kıvrıldı isyanımdan zevk alıyordu. Ayağa kalktı ve yanıma doğru yürümeye başladı. Korku ve heyecan tüm duygularım karışıktı ağırlıklı korku tabi. Bende ayağa kalkıp karşısında durdum. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. KUSURSUZ... Koyu yeşile dönmüş gözlerine baktım. Nefretten başka bir duygu yoktu. Anlamadığım bir hareketle kolunu uzattı ve belime dokundu. Kulağıma yaklaştı
"Dene istersen ?"
Ne olduğunu anlayamadan sağ tarafımda bir acı hissettim. Hançerini saplamıştı sanırım.
Derin nefesler alarak uyandım. Ter içindeydim resmen. Bir dakika ben ne arıyorum burda ? Nasıl geldim buraya ? Loki nerede ?"Uyandın sonunda nasıl hissediyosun?" Sadece bakıyordum anlamsızca ve boş.
"Loki nerde? Noldu ordaki insanlara? Be-ben-beni bıçakladı . "
"İrem kim bıçakladı ne Lokisi ?"Emre yüzüme dehşetle baktı Akıl sağlığımdan şüphelendi sanırım.
"1 Dakika Loki mi dedin ? Yapma yinemi izledin yeter bak rüyada blie görüyosun."
"Ya Emre ne diyosun dün gördük ya meydanda. Patlama oldu sandık insanlar diz çökmüştü Loki ordaydı ben bayıldım sonra
bıçakladı hani" Emre iyice telaşlanmaya başlamıştı söylediklerim normal değildi elbette."Hastaneye gitmeliyiz hemen"
"Saçmalama iyiyim ben ya ne diyosun anlamıyorum asıl sen iyimisin ?"
"Gayet iyiyim. Dün biz beraber değildik ki hatırlamıyomusun ? Kafeden çıkınca Banu bi yerlere gidelim dedi sonra beni babam aradı eve gitmek zorunda kaldım. Banuda yolda annesini gördü tuttu kolundan götürdü annesi eve. İrem hayal gördün sanırım."
"Ne nasıl anlayamıyorum. Peki ben buraya nasıl geldim ?"
"Dün meydanın ordayken ayrılmıştık zaten sende orada bayılıp kalmışsın. Ordan bi adam aradı.Son aramada beni görünce beni aramış. Bende gelip seni aldım hemen."
" Yani bu mu ?"
" Ama Emre çok , bu çok...." tamamlayamadım cümleyi ne diyecektim ki. Hayalmiş demekki. Emre 10 dakika snra işe gitmek için ayrıldı yanımdan. Ev arkadaşım Elif yanımdaydı. Ama oda yarım saat sonra çıktı iş için. Neydi bunlar ne demekti ? Hiçbişey anlamamıştım.Peki orada o anlarda Banu ve Emre nasıl oradalardı ? Anlaşılan çözemeyecektim ve düşünmeyi bıraktım. Kalkıp elimi yüzümü yıkamalıydım.Yataktan doğrulduğum sırada sağ tarafımda bir sızı hissettim ama önemsemedim. Banyoya gittim duş almaya karar verdim. Üzerimi çıkardım dişimi fırçalamak için aynaya döndüm ve bu ne ?
"Bu ne böyle bu izde ne ?" paniklemiştim. Sanki buz tutmuştu sağ tarafım. Küçük bir izdi ama buz gibiydi ve sızlıyordu. Sıcak bir duş aldım e yatağıma döndüm. Bu iz neyin nesiydi şimdi ? Ben bir yere çarpmadım ki ? Hava almalıydım kesinlikle. Biraz daha uzandıkan sonra kalkıp giyindim. İyiydim neden yatıyordum ki ? İşe gitmeye karar verdim. Kafeye girince MR. KOCAGÖBEK beni karşıladı.
"İrem arkadaşların rahatsız olduğunu gelemeyeceğimi söyledi. İyi görünüyorsun ? " baştan aşağı inceledi beni.
"Murat Bey evet rahatsızdım biraz ama kendimi iyi hissedince gelmek istedim"
"Peki. Ama 3 saatlik paranı kestim. Şimdi işine dönebilirsin."
"Teşekkürler."
"İrem " arkamı dönmüş gidiyorken seslendi yeniden.
"Efendim buyrun ?"
"Bu arada geçmiş olsun." ağzım açık kalmıştım. Bu adam arada şaşırtıyordu böyle. Çalışanlarını çok umursayan bi tip değildir.
Geçmiş olsun demesi şaşırtıcıydı.
"Teşekkür ederim Murat Bey sağolun." gülümsedi ve kapıdan çıktı.
"İrem ne işin var burda senin ? Dinlenmen gerekiyo."
"İyi hissediyorum Emre boşuna evde kalmak istemedim. Sıkılıyorum."
"Off gerçekten iyisin değil mi ?"
"Evvettt bomba gibiyim :) " gülümseyerek giyinme odamıza doğru ilerledim. Önlüğümü giyip yanlarına geldim tekrar.
"İrem şu karşıdaki uzun saçlı adamı gördün mü ? yeni geldi gidip siparişini alır mısın ?"
"Tabi ki " Emrenin gösterdiği masaya doğru ilerledim. Siyah uzun saçlı bir adam oturuyodu. Üzerinde siyah bir takım elbise vardı. Siyah rengine aşık bir insan demekki. Bende çok severdim siyahı. Yanına yaklaştım yüzüne bakmadan
"Hoşgeldiniz efendim ne alırdınız ?"
"Doğru söyledin efendinim " dedi tiksinerek. Bu kim ya Çattık gene!
"Hımm menüye bakıyorum da dikkatimi çeken bişey olmadı. Hah buldum korku ve yanına da itaat alayım lütfen ?" Dalga geçiyordu benimle kendini beğenmiş ne bu saçmalık ! Yüzüne doğru döndüm oda yüzüme bakmadan konuşuyordu.Kafasını kaldırıp hafifçe gülümseyerek baktı. Ama bu yüz ,bu gözler bana birini anımsatmıştı.Lokiye benziyordu. Gerçek olması imkansızdı sonuçta öyle bir gece yaşanmamıştı ki. Bilinçaltım oyun oynuyor olmalıydı bana.Biraz daha bakakaldım işin garibi oda dikkatle bakıyordu. Beni önceden tanıyormuş gibi. Kendime gelip cevap verdim.
"Üzgünüm menümüzde bunlar yok efendim. Bi kahve ve yanında bir dilim pastaya ne dersiniz ?"
"Deneyebilirim."
Yanından ayrılıp mutfak kısmına geçtim. Kahvesini ve pastayı hazırlayıp tekrar yanına doğru yürüdüm. Değişik biriydi. Etrafa bakıyordu ve yüzünde garip bir gülümseme vardı. Hem buraları çok iyi bilen hem de o derece yabancı biri gibi...
"Buyrun efendim afiyet olsun." Bir teşekkür beklemiştim ama gelmedi. İnat ettim başında biraz daha bekledim.
"Defol!" sesiyle kendime geldim. Ne kadar kabaydı bu adam. Arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Arkamdan bakıp güldüğüne emindim. Cevap vermek zorundaydım. Arkamı dönmüştüm ki kafasını önüne eğmiş bir kağıda birşeyler yazıyordu. Ah umursamamış bile. Tezgahn yanına gitim ve beklemeye başladım. Sonrasında uzun saçlı adamın masadan kalktığını gördüm.Masaya doğru ilerleyip boş fincan ve pasta tabağını alacaktım. Tabağı kaldırırken dikkatimi kağıt çekti. Bu birşeyler yazdığı kağıt olmalıydı. Durun tahmın edeyim "NASIL DALGA GEÇTİM APTAL " falan yazmış olmalıydı.
Kağıdı da elime aldım ve cebime koydum. Belki de beni beğenip numara falan bırakmıştır ha ? Boş tabak ve fincanı alıp mutfağa bıraktım. Kağıdı cebimden çıkarıp okumak için açtım. Bu-bu ne demek ? Biliyordum dün gece yaşananlar gerçekti.
Emre ve Banu hayal desede yaşadığımdan emindim. Aradaki boşlukları dolduramıyordum ama gerçekti işte. Bu kağıtta kanıtıydı.
"BIRAKTIĞIM İZİ BEĞENDİN Mİ ?" yazmıştı.
Loki buradaydı,o gerçekti...!
Hikayenin gidişatindan memnun musunuz ? ☺