Kliplerimiz; https://drive.google.com/file/d/1FElHtJaIutrcYpEnmXeCFIAWz7cl1RCm/view
(Flüt Solo Mustafa Tuna- Sebebim parçasının fonu eşliğindedir.)
https://drive.google.com/file/d/125EOhG4QD5jEcZVhUcCjZWMTXhBGGexh/view?usp=sharing
Bu hikaye tüm hakl...
Asil ve Gazel çalışması için kadim dostum @MrsHoppalaa 'ya teşekkür ediyorum.❤️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'' Yolunu şaşırdın herhalde.''
Gizem kalkık kaşıyla, mutluluğunu ele vermeden söylemişti kelimelerini. Selim'e çok kızgındı çünkü.
'' Bilakis, doğru adreste olduğumu düşünüyorum. Bir yerde okumuştum, sporun stres atmaya yaradığını.''
'' Onu nerede okuduğunu bilmiyorum ama bizi daha çok fazla kilolarını atmak için kullandıkları kesin.''
Selim Gizem'in dik dik bakıp hararetle konuşmasına gülümsedi.
''Hiç değişmemişsin. Hâlâ aynı asi kızsın.''
'' Ve başına buyruk ? '' diyen kıza katıldığı için başını salladı.
'' Belki bir parçada sinirli...''
Gizem gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Öyle kolay yumuşayacağını, bu sevimli hallerine kanıp onu affedeceğini sanıyorsa çok yanılıyordu.
'' Ve biraz da acelesi var.''
'' Patronun seninle hemfikir değil bence...''
'' Selim,'' dedi küstahlığına kızarken.
'' Gerçekten ama gerçekten bunu merak ederek soruyorum; sen ne istediğini biliyor musun ? ''
'' Hayatım boyunca ne istediğimi bildim Gizem. Ama...'' dediğinde omuz silkti.
'' Hiç bu kadar kaybederken zorlandığım biri olmadı.''
'' Emin misin ?'' diyen kızın sesi haklı olarak alaycı çıkıyordu.
''Sen beni, şu boktan dünyada hiç yargılamadan anlayan tek kişiydin.''
'' Şansına küs!'' dedi nazını sürdürürken. Ofisine doğru yürüdü hemen ardından. Adamın peşinden geldiğini kaygan zeminde çıkan ayak seslerinden anlayabiliyordu. Ona çaktırmadan gülümsedi. Ama yoktu öyle yağma; azıcık daha o burnu sürtecekti beyefendinin. '' Ben dilediğin zaman üzerine süngü çekeceğin, dilediğin zaman da geri döneceğin o kürkçü dükkanı değilim. Sözümü tutuyorum işte. Sana bulaşmıyorum, kendi haline bırakıyorum,'' derken çantasını alıp omzuna attı. Duşunu, yeni müşterisi, yani Selim gelmeden önce aldığı için rahattı. Onun yanından geçtiğinde kolunda bir baskı hissetti. Gözlerini yukarı kaldırdı. Selim'in gözlerinde yalnızlık kol geziyordu. Kendisine duyduğu muhtaçlık öyle netti ki, sanki aynada kendi suretini görür gibiydi.
'' Seni incittim değil mi Gizem ? ''
'' Haddinden fazla hem de. Öylece def edilmeyi hak etmediğimi sen de biliyorsun.''
'' Mecburdum. Sen de bunu biliyorsun,'' derken oldukça üzgündü.
'' Peki şimdi ne değişti ? ''
Sesini çıkarmayan adam üzerine başını salladı iki yana.
