Hafifçe geri çekilerek boynuna sardığım kollarını yavaşça çözdü. Şaşkın gözlerle ona baktım.
"İşe yaramayacak,Ige." Gözleri için için yanan bir alevle parlasa da ses tonu keskindi.
"İşe yaramayacak olan ne?"
"Beni baştan çıkararak istediğini elde etmeye çalışıyorsun." diye yanıtladı kaşlarını çatarak. Gözlerimi kırpıştırarak Valentine'e bakmaya devam ettim. Mutlu olduğum için kendimi tutamamıştım fakat beni yanlış anlamıştı. Konuşmamızın gerginliğini üzerinden atamamıştı anlaşılan, savunmasını indirmiyordu. 'Komik olan ne?' diye sordu kaşlarını çatarak. Gülmemek için dudaklarımı ısırmak zorunda kaldım.
"Bu sefer reddedilenin ben olması garip geldi." Bu sözlerim hoşuna gitmemişti fakat kendimi gülümsemekten alıkoyamıyordum.
"Peşinde yalvarmama çok alıştın herhalde."
"Sadece biraz...' Parmaklarımı ceketinin yakasında gezdirmeye başladım fakat çok fazla ilerletemeden homurdanarak parmaklarımın ilerleyişini durdurdu. "Bu sefer yalvaran taraf ben olabilirim, sorun değil."
"Ani değişimin beni tedirgin ediyor,Ige." Durdurmak için bileklerimi kavradığında dudaklarımdan bir kıkırdama kaçtı. "Bana dokunmayı keser misin artık?"
"Neden? Sadece sen istediğin zaman mı dokunabilirim?"
"Hayır, istediğin zaman dokunabilirsin elbette ama..." Ne diyeceğini bilemeden saçlarını karıştırdı gergince. Onun için cümlenin devamını getirdim.
"Ama şu an kendine güvenmiyorsun. Söylememen gereken şeyler söyleyebileceğinden korkuyorsun."
"Kullandığın kelimeler hiç hoşuma gitmiyor,Ige. Hakarete uğramış hissediyorum." Kızgın ruh haline aldırmadan kendimi Valentine'nin geniş göğsüne yasladım. Birkaç saniye tereddüt etse kollarını bana sardı tekrar.
Mutluydum. Kat etmem gereken daha çok yol olsa da kendi düşüncelerimden ve Valentine'nin hislerinden emin olmam içimdeki o koca endişenin kalkmasını sağlamıştı. Valentine'nin ihtiyacı olan şey zamandı. Bunu başından beri bilsem de belirsizlik korkmama, endişe duyamama neden oluyordu.
Zaman..Zaman gerekiyordu fakat o süreç içinde benden uzaklaşırsa? Ya onu yanlış anlıyorsam? Ya ben her geçen gün ona daha da derin duyular beslerken o bundan bunalırsa? Beynimin köşesinde beni dürtüp duran yüzlerce soruya verecek bir cevabım vardı artık.
Valentine'nin benimle değil, kendisiyle ilgili soru işaretlerini çözmek için zamana ihtiyacı vardı. Onun kendi belirlediği sınırlarına bu kadar yaklaşmama izin vererek benimle ilgili düşüncelerini belirtmiş olmuştu zaten. Yapmam gereken tek şey ona saygı duyup sabırla beklemekti.
"Davranışlarımda ya da sözlerimde art niyet arama,Valentine." dedin sakin bir sesle gözlerimi kapatıp kollarında olmanın verdiği sıcak hissin keyini çıkararak. "Farklı davranmamın nedeni değişmiş olmam değil, hislerimi dışarı vuracak cesareti bulmam."
"Bunun iyi bir şey olup olmadığından bile emin değilim." diye homurdansa da tutuşunu daha da sıkılaştırmıştı.
"Senden tek bir şey isteyebilir miyim, Valentine?"
"Hmm? Nedir?"
"Ne olursa olsun benimle konuş,olur mu? Kızacağımı ya da üzüleceğimi düşünsen de tahminlerine göre hareket etmek yerine konuş benimle."
"Zor olsa da öğrendim bunu artık. Elimden geleni yaparım." Başımın üzerine bir öpücük kondurduktan sonra benden uzaklaştı. "Şimdi üzerinde düşünmemiz gereken daha önemli bir şey var."
![](https://img.wattpad.com/cover/64348655-288-k23728.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKİZ- CEHENNEMİN KANATLARI (TAMAMLANDI)
Viễn tưởng"Bildiğim tüm doğrular, dudaklarından çıkan bir cümleyle paramparça olmuştu. Avuçlarımda kalan tek gerçek, bir insan olmadığımdı. Tutunabileceğim tek şeyse onurumdu." Çocukluğundan beri zor zamanlar geçirse de hiçbir zaman şikayet etmemişti, Ige Wis...