Bölüm 51

266 51 1
                                    

 "Fabian." Yürümekte olan asker keskin bir u dönüşü yaparak bana döndü.

"Buyrun, efendim?"

"Ige'ye gece yarısı toplantı olacağını orada hazır bulunmasını söyle."

"Emredersiniz."

"Bir de biraz ciddi giyinmesini." Yüzü buruşur gibi olsa da onayladı. Benim emrimle bile olsa Ige'ye ne giyeceği konusunda talimat verme fikrinden hoşlanmıyor gibi görünüyordu. Haklıydı,onu suçlayamazdım.

Odama döner dönmez kafamdaki tüm düşünceleri bir kenara bırakıp sonraki saatler boyunca kendimi komutanların raporlarına verdim. Dışarıda çok fazla şey olmuştu. Ige'nin burada olması tüm ilgimin kaleye yönelmesine neden olmuştu fakat dışarıda olup bitenlere daha fazla önem vermeliydim. Şu an Ige'den başka bir Ryujin'in izine rastlanmasa da işleri her zaman için kontrol altında tutabileceğimizin bir garantisi yoktu.

Kurenai cephesinde bir değişiklik yoktu. Her zamanki gibi tarafsızlıklarını korumaya devam ediyorlardı. Görünüşe göre Ige'nin ailesine yakınlaşmaya çalışan Ryujinleri uzak tutmakta ve onlara derslerini vermekte oldukça iyi bir iş çıkarıyorlardı. Bayan Wisteria tehlikeli bir pozisyondaydı. Ryujin güçleri olmasa da üstün ırka dönüşme halinde potansiyel güçlü bir askere dönüşme ihtimali vardı. Kabul etmek istemesem de kadını yıllar boyunca korumayı başarmaları etkileyiciydi.

Peki Prenses Kristianna'yı neden koruyamamıştı?

Kalemi parmaklarımın arasında gezdirerek düşünmeye başladım. Kristianna ve Kurenai'nin ilişkisi herkes tarafından bilinen bir şeydi. İlişki derken nereden bahsettiklerinden kimse emin değildi fakat Kurenai'nin koruması altında olduğu kesindi. Ryujinler nasıl olmuştu da Prensesi ele geçirip öldürmüştü?

Kurenai'nin üssünden mi kaçırmışlardı?

Hayır, imkansız bir olasılıktı bu. Ancak canına susamış bir aptal böyle bir şeye teşebbüs ederdi. Kureani'nin üssü duvarları olmayan geçilmez bir kaleydi.

Prenses mi kaçmıştı? Peki ama neden? Ige'nin anlattıklarına bakılırsa oldukça mutlu olabileceği bir yerdi, üstelik seviliyordu da. Bir kadın neden mutluluğa sırtını dönüp giderdi ki?

Belki de mutlu değildi.

Belki de başka çaresi yoktu.

Çaresizlik...Nasıl bir çaresizlik buna neden neden olabilirdi? Efsanevi Kurenai'nin bile engel olamadığı bir şey-

Başıma saplanan ağrı kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Bir Ryujin beynime girmeye çalıştığında bünyemin verdiği bir tepkiydi bu, uyarır gibi. Neden şimdi ortaya çıkmıştı?

"Valentine?" Sesin geldiği yöne çevirdim bakışlarımı. Ige başını araladığı kapının ardından uzatmış, meraklı gözlerle bana bakıyordu. Onu görür görmez endişeli ruh halimin yerini daha hafif ve rahatlatan bir his aldı.

"İçeri gelsene."

"Gece yarısındaki toplantı için gelmiştim." diye mırıldandı yavaşça içeri girerken. Kaşlarımı çatarak gökyüzüne baktım. Neredeyse vakit gelmişti, zaman tahmin etiğimden çok daha çabuk geçmişti. "Bitirebildin mi?" diye sordu masanın üstündeki ve yerdeki dosya yığınını göstererek.

"Evet, sadece biraz düşünüyordum."

"Öyle mi? Ne hakkında?"

"Kristianna." Dudakları büzüldü.

"Neden?"

"Sadece merak ettiğim bazı şeyler olduğunu fark ettim. Muhtemelen sen biliyorsun ama Kurenai ve Kristianna hakkında bana pek bir şey anlatmayı sevmiyorsun."

SEKİZ- CEHENNEMİN KANATLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin