Bölüm 3

393 55 1
                                    

"Öldürülmeli!Başını kesip yakmalıyız."

"Öyle bir gücü harcayamayız, bir şekilde kaçırıp kendimiz için kullanmalıyız."

"Risk alamayız! Ne kadar güçlü olduğunu, neler yapabileceğini bilmiyoruz. 

Hep bir ağızdan konuşan öfkeli topluluğu izledim sessizce. Her kafadan bir ses çıkıyor, kendi fikirlerini kabul ettirmeye çalışıyorlardı.Öfkeliydiler, evet fakat gözlerindeki korkak ışığı görebiliyordum. Şaşkındılar, bilmedikleri bir durumla karşı karşıyaydılar ve bu onları korkutuyordu.

Yeni bir Soğuk, Ryujin.

Ölüm korkusu...

Bunun tek sebebi Ryujinlerin her yeniden doğuşunda daha da güçlü olmaları değildi. Panik vardı çünkü ilk defa son Soğuk'tan sonra yeni bir tanesi bu kadar kısa bir zaman dilimi içinde ortaya çıkmıştı. Normalde yüzyıllar alması gereken süreç bu sefer sadece birkaç yıl sürmüştü. Bu da yetmezmiş gibi Efsanevi Kurenai denilen adam da resmen kızı koruması altına aldığını bildirmiş, iki tarafta da ortalık birbirine girmişti. Binlerce yıldır tarafsızlığını koruyan bu savaşçı şimdi ne olmuştu da böyle bir karar almıştı?

"Beyler..." diye araya girdim alçak fakat otoriter bir sesle. Bu,hepsinin tartışmayı kesip bana dönmesini sağladı. "Bana öyle geliyor ki çoktan kararlaştırılmış bir durum için oldukça gereksiz bir tartışma içerisindesiniz." Kısa süren bir sessizlikten sonra çoğu kişinin sormaya cesaret edemediği soruyu Komutan Kim sordu.

"Peki son karar nedir,Prens Valentine?"

"Ryujin burada isteniyor. Canlı olarak." Sanki mümkünmüş gibi ortamın havası daha da gerildi. Nedenini anlayabiliyordum çünkü kararı ilk duyduğumda ben de benzer bir tepki vermiştim. Odadakilerin çoğu gibi öldürülmesi taraftarıydım. Kalede yeterince Ryujin sürtüğü vardı zaten, yeni bir tanesi sınırları zorlamaktan başka hiçbir anlam ifade etmiyordu.

"Bu kabul edilemez! Kaledeki dört Ryujin kadını çok büyük bir felakete sebep olacak."

"Bir şikayetiniz varsa Kral'a bildirin Komutan Ryan." dedim soğuk bir sesle. Tek yaptıkları boş boş konuşmaktı. Derin bir nefes alıp öfkemi bastırmaya çalıştım. "Şu anki imkanlar dahilinde mümkün olmasa da hazırlıklı olmalıyız, her an kızı ele geçirmek için bir fırsatımız olabilir. Henüz büyü gücü harekete geçmemiş, büyük olasılıkla neler olup bittiğinden haberi yok ve hala insan."

"Kolay hedef gibi görünüyor. Neden saldırıp kızı hemen almıyoruz?" diye önerdi içlerinden biri. İçimden beşe kadar saydım. Bu klanın kesinlikle daha zeki adamlara ihtiyacı vardı.

"Ryujinlerle girdiğimiz en sonki savaşta ağır kayıplarımız oldu." diye açıklama yaptı en başından beri sessizliğini koruyan Fransız savaşçı o ağır aksanıyla. Kelimelerini anlayabilmek için çaba sarf etmem gerekiyordu. "Bu durumu göz ardı etsek bile kızı ele geçirmeye çalışan sadece biz değiliz. Kaldı ki iki taraf da gururuna yediremese de normal şartlar altından bile Efsanevi Kurenai ile baş etmek mümkün değilken elde güçlü bir avantaj olmadan saldırmak aptallık olur." Başımla onlayladım.

"Chlothar durumu gayet net bir şekilde açıkladı." Komutan Kim tekrar söz aldı.

"Sanırım asıl sorun Kurenai'nin nasıl bir yol izleyeceğini bilmiyor oluşumuz.Hala insan olduğuna göre sadece uzaktan korumakla yetiniyor olmalı."

"Şimdilik öyle görünüyor. İnsan olması herkes için büyük bir sorun. Güçsüz, öldürmesi kolay ve eğer dönüşmezse büyük olasılıkla büyü vücudunu parçalayacak. Eğer dönüşürse de bu sefer kontrol edilmesi bir güç ortaya çıkacak. Ryujinlerin kızı bizden önce ele geçirmesine izin veremeyiz. Yaşayan en güçlü Ryujin bizde olsa da kızın karşısında güçsüz kalacaktır." Komutanlardan biri nahoş bir kahkaha attı.

SEKİZ- CEHENNEMİN KANATLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin