Bölüm 2

718 64 0
                                    

Yavaşça yaklaşıyordu avcım, göremiyor fakat hissedebiliyordum. Ağır vücudum sinsice yanıbaşıma sızan tehdide tepki veremiyordu. Tek yapabildiğim gözlerimi kapatıp bu kabusun olabildiğince çabuk bitmesini beklemekti. Örtüme sarılıp sıcaklığın içinde sonsuza kadar kaybolabilmeyi diledim. Fakat ne yazık ki hayat, ihtiyacım olduğu zaman asla bana şans tanımazdı.

Kapı hızla ardına kadar açıldı ve popoma yediğim şaplakla yatağımda sıçradım.

"Saat kaç haberin var mı? Bu yaşa geldin hala ben mi uyandıracağım seni?"

"Silah tutan elinle nasıl öz kızına vurursun?!' diye isyan ettim popomu ovarak. Haşlanmıştı resmen.

"Bir de yüzsüzce karşılık veriyor!" İkinci şaplağı ellerimi kaldırarak zorlukla durdurdum.

"Tamam tamam,özür dilerim. Saniyeler içinde aşağıda olacağım." Mavi gözleri şüphe içinde kısıldı.

"Sözünü tutsan iyi edersin. Beni babanı yollamak zorunda bırakma."

Anında örtüyü üzerimden atarak yataktan çıktım. Annemin en kötü hali bile babamın gelmesinden iyiydi. En son patates çuvalıymışım gibi ayağımdan tutarak sürüklemişti beni alt kata. Acımasız herif....

Hızlıca yüzümü yıkayıp saçlarımı taradım. Üzerime de rahat bir şort ve tişört geçirdikten sonra çantamı alarak alt kata indim. Annem içeceklerimizi dolduruyordu, küçük kardeşim Sally ise tüm zarafeti ile kızarmış ekmeğine reçel sürüyordu. Beni görünce kaşları alaycı bir edayla kalktı.

"Şeref verdiniz,Ige."

"Sus da yemeğini ye." diye tersledim sandalyeme otururken. Benim aksime Sally herkese karşı kibar, erken kalkıp işlerini hızlıca bitiren güvenilir biriydi. Güvenilir olmadığımı iddia etmiyordum fakat insanlarla pek iyi anlaştığım söylenemezdi.

İşleri zamanında bitirebildiğim de....

"Fazla kısaltmadın mı?" diye sordum çenesinin altına gelen saçlarını göstererek. Hep omuz hizasında tercih ederdi.

"Dövüşürken kolay oluyor."

"Dövüşmek mi?" Açıklama için anneme baktım.

"Sally Aikidoya başladı. Hocası çok başarılı ve yetenekli olduğunu söylüyor."

"Tabii ki öyledir." dedim gözlerimi devirerek. Ben koşmayı bile beceremezken Sally elini attığı her şeyde bir ödülle dönerdi.

"Günaydın Wendy." Sesin geldiği yöne bakmadım. Daha seslenmeden bile annemin gözlerinin parlamasından gelenin babam olduğunu anlamıştım. Masaya geldi, daha çantasını yere bırakmadan başımı çevirmeme neden olacak kadar yoğun bir istekle annemi öpmeye başladı.

"Yemek yemeye çalışırken yapmasanız?" diye sordum öfkeyle babamın elleri hoş olmayan yerlere gitmeye başlayınca. Dudaklarını annemden ayırıp sırıtarak bana baktı.

"Sevgilin bile olmadığı için kıskanıyorsun."

"Tanrı aşkına, bu kendi seçimim. İstersem her hafta sonu farklı bir erkek getirebilirim."

"Diyor Ige Wisteria..." Sally'ye ölümcül bir bakış attım.

"Boynunu kırarım, çocuk."

"Kırabileceğin tek şey kendi boynun olur."

"Sabah sabah öfkelenmene gerek yok, kızım." Yaklaşan babamı elimle durdurdum.

"Annemi o şekilde öptükten sonra yaklaşma bana, pislik herif." Kahkahalarla yerine oturdu ve annemin onun için özenle hazırladığı kahveyi içmeye başladı. Ömrümde böyle arsız herif görmemiştim. Kırk yaşına gelmişti hala çapkın liseli gibi ortalıkta caka atarak dolanıyordu.

SEKİZ- CEHENNEMİN KANATLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin