'Buraya geldiğinden beri yaptığın en saçma şey bu oldu, farkında mısın?' Sora'nın kınama yüklü yargısına omuz silkerek karşılık verdim. Kaşları daha da çatılarak başı onaylamaz bir ifadeyle sağa sola sallandı. 'Aklından tam olarak ne geçiyor anlatır mısın lütfen?'
'Aklımdan bir şey geçtiği yok.'
'Doğru, mantık çerçevesi dahilinde aklından herhangi bir şey geçiyor olsaydı söylediği şeyi kabul etmezdin.'
'Neden bu kadar şiddetle karşı çıktığını anlamıyorum,Sora.' Sıkıntıyla nefesini dışarı üfledi.
'Karşı çıktığım şey birlikte olmanız değil, buna karar verirkenki koşullar.İkiniz de yetişkin insanlarsınız. İstediğiniz şeyi yapmakta özgürsünüz. Fakat dışarıdan bakan ve her ikinizi de önemseyen bir göz olarak ortadaki sağlıksız durum beni rahatsız ediyor.'
'Sağlıksız olan ne?'
'İkinizin de sorunları var!' diye yanıtladı hayretle böyle bir soru sorduğuma inanamaz gibi. 'Bu sorunları birlikte aşma düşüncesi bile beni mutlu eder fakat sizin için aynı şey geçerli mi? İkiniz de birbirinizden sorunlarınızı gizleyip içinizde yaşamaya çalışıyorsunuz. Kendi sorunlarınızı gizli tutmak konusunda o kadar endişeleniyorsunuz ki karşınızdakinin ördüğü duvarlardan öteye bakmaya cesaret edemiyorsunuz. Sen bakarsan o da bakmaya cüret edecek çünkü. Haksız mıyım?'
Homurdanarak başımı çevirdim. Sora'nın haksız olduğu nerede görülmüştü? Her zamanki gibi haklıydı ve beni sinir ediyordu.
'Bahsettiğin şey o kadar kolay değil, Sora. Zamana ihtiyaç var.'
'İşleri zorlaştıran sizlersiniz. Ayrıca bunu söylüyor olmamın nedeni senin materyalizm odaklı bir ilişki içinde olmak istemeyeceğini bilmem.Zamanı bahane ederek sorunlarınızı erteliyorsunuz sadece.'Sinirle dişlerimi gıcırdattım. Sora'ya söylemenin bir hata olduğunu biliyordum. Sadece öfkeyle bağırıp çağıracağını,kesinlikle karşı çıkacağını söyleyeceğini düşünmüştüm fakat hayallerimin ötesinde bir bilmişlikle bacak bacak üstüne atıp neden Valentine ile birlikte olmamın yanlış olduğu hakkında nedenleri sıralarken böylesine sinir bozucu olabileceğini tahmin etmemiştim.
'Yemin ederim aynı babam gibisin.' Sözümü kanıtlarcasına babamın attığı o azarlayan bakışlardan fırlattı.
'Bu konuşmanın olacağını biliyordun. Buna rağmen bana söylediysen seni de rahatsız eden çok şey var demektir.'
'Hayır, zaten anlayacağın için en azından benim ağzımdan duy istedim. 'Kaşları kalktı.
'O zaman şu soruma cevap ver. Valentine'nin ne istediğini biliyor musun? Seks dışında.'
'Senin antrenmanın yok mu? Gitmeyecek misin?' diye patladım en sonunda öfkeyle. Yüzünde kendini beğenmiş bir gülümseme belirdi.
'Peki daha önemlisi, sen ne istediğini biliyor musun?'
'Kardeşim olmasan yemin ederim suratına yumruğu geçirmiştim,Sora.'
'Öfkelenme,birbirinizi tanımamanız sorun değil. Asıl sorun tanırken birbirinize dürüst olmamanız. Bunu aşarsanız endişelenmeye gerek kalmaz.'
'Git, Sora.' dedim son kez uyarırcasına. Omuz silkerek koltuğundan kalktı.
'Valentine de geliyor zaten. Şuan onu görmek istediğimden emin değilim.' Yaklaşan ayak seslerini tabi ki o da fark etmişti. Bana son kez uyuz bir bakış atıp pencereden kendini aşağı bıraktı. Birkaç saniye sonra da Valentine her zamanki gibi odaya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKİZ- CEHENNEMİN KANATLARI (TAMAMLANDI)
Fantasy"Bildiğim tüm doğrular, dudaklarından çıkan bir cümleyle paramparça olmuştu. Avuçlarımda kalan tek gerçek, bir insan olmadığımdı. Tutunabileceğim tek şeyse onurumdu." Çocukluğundan beri zor zamanlar geçirse de hiçbir zaman şikayet etmemişti, Ige Wis...