'Ige... Gitme...' Omzunun üzerinden keskin bir bakış attı bana.
Gidecekti. Konu burada kapanmıştı.
Fakat konuyu kapatmayı reddediyordum. Her seferinde Ige'nin yaptığım gibi kollarımı koala misali beline doladım.
'Biraz büyüye ara ver. Kanın zehir gibi oldu,tadına bile bakamıyorum artık.'
'Büyüden kaynaklanıp kaynaklanmadığını bile bilmiyoruz.' Hırsla altımdaki kumaş parçasını çekiştirdi. Kırış kırış olmuş tişörte kaşlarını çatarak bir süre baktıktan sonra kollarımı belimden çözdü ve kendine dolaptan yeni bir şey almak için ayağa kalktı. 'Bu konuyu araştıracağını söylemiştin, Valentine. Kütüphaneye bile uğramadın.'
'Zamanım olmadı.' Pantolununu giyerken bana bir bakış atmak için duraksadı. Bakışlarından alev saçıyordu. 'Son zamanlarda neden bu kadar huysuzsun?'
'Kütüphaneye girişimi yasakladığın için olabilir mi acaba?'
'Kütüphaneye girişin yasaklı değil. Sadece belli bölmelere erişemezsin.'
'Teşekkür ederim.' diye yanıtladı alayla. Pantolonunun permuarını koparacakmış gibi çekiştirdi.
'Askerlere de çok çıkışıyormuşsun. Normalde olduğundan daha azla.' Öyle bir bakış attı ki istemsiz olarak gerildim. Çarşafı hafifçe kendime doğru çektim. Savunmasız hissettirmişti.
'Öğrencilerimle olan ilişkime karışma istersen.'
'Eleştirmiyorum, sadece bir süredir neden gergin olduğunu anlamaya çalışıyorum.' diye açıklama yapmaya çalıştım. Her gün daha da hassaslaşıyordu. Üstelik ortada elle tutulur bir sebep bile yokken. Parmaklarıyla dağınık saçlarını hızla taradı ve yüksekten topuz yaparak şiş tokayı topuza geçirdi.
'Nedenini ben de bilmiyorum. Normalde sabrettiğim şeylere olan tahammülüm azalmış gibi hissediyorum. Farkına bile varmadan kendimi bağırıp çağırırken buluyorum.'
'Büyü ruh halinle oynuyor.'
'Büyü bana iyi geliyor.' diye itiraz etti. Sonra yüzüne acımasız bir gülümseme yayıldı. 'Canımı sıktığı zaman zihnine girip Miranda hırpalamak çok eğlenceli.'
'Aynı zamanda acımasızlaştın da.' dedim dümdüz bir sesle. İnce kaşlarından biri kalktı.
'Ne o? Miranda'yla uğraşmamdan rahatsız mı oldun?' Gülecektim ama ses tonunda ve bakışlarında bir şeyler dikkatli olmam konusunda beni uyarmıştı. Ciddi miydi, dalga mı geçiyordu?
Ciddiydi.
'Kendin gibi davranmıyorsun,Ige. Neyin var?' Dümdüz bana bakmaya devam etti. Sert yüz ifadesi bozulur gibi oldu. Sonra dudakları titredi ve ağlamaya başladı.
Ben ne demiştim şimdi!
Panik içinde yataktan fırladım. Yarı yolda dönüp çarşafı alarak beline doladım. Çıplak olmak ilk defa rahatsız hissettirmişti. Sakinleşmesi için sarılmayı düşündüm ama söylediğim bir şey içinse ters tepebilirdi.
'Beni eskisi gibi çekici bulmuyorsun.' dedi hıçkırıklarının arasında. Hayretler içinde bakakaldım ona.
'Bunu da nereden çıkardın?'
'Senin gözünde değiştim. Aynı kişi değilim.' Bir süre algılamaya çalıştım. Hala durumu tam olarak kavrayabilmiş değildim. Bundan çok daha eleştirel yorumlara gülüp geçer ya da aynı şekilde geri ateş ederdi. Onca süre içine mi atmıştı söylediklerimi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKİZ- CEHENNEMİN KANATLARI (TAMAMLANDI)
Fantasía"Bildiğim tüm doğrular, dudaklarından çıkan bir cümleyle paramparça olmuştu. Avuçlarımda kalan tek gerçek, bir insan olmadığımdı. Tutunabileceğim tek şeyse onurumdu." Çocukluğundan beri zor zamanlar geçirse de hiçbir zaman şikayet etmemişti, Ige Wis...