Bulutların ardına gizlenmiş ayın görkemli gümüş ışıklarını bastırıyordu.Sonu görünmeyen sıcak denizin karanlık sularında bir festival vardı sanki. Işıl ışıl ve büyülü... Sakince sahile vurup geri dönen dalgaların üzerinde gülümsüyordu yakamozlar çömertçe. Ne kadar güzel bir gece, belki yarın daha güzel olacak diye fısıldar gibiydiler.
Fakat yarın olmasını istemiyordum. O ışıltılı maviliğe günlerce bakmak, herkesten her şeyden uzakta yakamozların büyülü dünyasında kaybolmak istiyordum.
Kayalıklardan birinin üzerine oturup çıplak ayaklarımı suya soktum. Parmaklarım suya değer değmez ışıl ışıl parlamış, ılık su biraz daha aydınlanmıştı. Ne kadar da güzeldi.
Suyun derinliklerinden bir karartı yaklaşarak yüzeye çıktı. Bu bir insandı.Saçlarında yavaşça sönen yakamozlarla kaşlarını öldürecek gibi çatıp kollarını göğsünde kavuşturdu.
'Burada ne işin var,Ryujin?' diye sordu adeta tükürür gibi. Donuk bir şokla suyun içindeki adamı inceledim. Yüzü karanlık olsa da o öfkeli gözlerin derin bir orman yeşili olduğundan adım gibi emindim.
'Asıl sen suda ne yapıyorsun?' Sanki anlama özürlüymüşüm gibi aşağılayıcı bir ifadeyle dik dik baktı yüzüme. Bir elini kayaya yaslayıp hafifçe yana eğildi. Suyun içinde bir kuyruk çırpınıyordu. Tekrar adamın yüzüne bakıp tekrar kuyruğa çevirdim bakışlarımı. 'Bu senin mi?' diye sordum hayretle.
'Başka biri mi var etrafta?'
'Deniz kızı mı oldun?' Öldürücü bir bakış attı bana.
'Kız gibi mi görünüyorum?' En az yakamozlar kadar göz alıcı olan parıltılı pullarla kaplı kuyruğunu gösterdim.
'Balık olmakla ilgili bir sorunun yok yani?'
'Zekanı sorgulamaya başlıyorum,Ryujin.' Gülmemi bastırmaya çalışarak görüntüyü inceledim.
'Suyun altında gömlek giymek sorun olmuyor mu?' diye sordum her zamanki kar beyazı gömleğini işaret ederek. İşin garibi ütüsü hiç bozulmamış,tertemiz duruyordu.
'Çok az kişi vücudumu görme şerefine erişebilecek kadar yeterli seviyede.' Gözlerimi devirmekten kendimi alamadım. Tipik bir davranışıydı.
Yüzü birden değişti. Tüm alaycı havası dağıldı, ciddi gözlerle elini bana uzattı.'Benimle gel.' Başımla reddettim.
'Burası çok güzel. Burada kalmak istiyorum.' Kayaya tutunarak biraz daha yaklaştı bana. Ürkerek geriledim.
'Yanılıyorsun,burada gördüklerin gerçek değil.' Etrafıma bir göz gezdirdim.Çok güzeldi, nasıl gerçek olmazdı. 'Benimle gel.' Yutkunarak bana uzanan ele baktım.
'Sen buraya gelsen olmaz mı?' Başını salladı.
'Benimle gel.'
'Ama orası çok karanlık. Korkuyorum.' Elimi hafifçe kavrayarak yavaşça suya dalmaya başladı.
'Elini bırakmayacağım.' Güldüm.
'Herkes deniz kızlarının elini tutup peşinden gitmemesi gerektiğini bilir.' Beklenenin aksine gülümsedi. Gözlerinin kenarları kırışmış,yüreğim sıcacık olmuştu.
'Benimle gel,Ige.'
Ige...Bendim bu,değil mi? Evet bendim. Ne istiyordum?
Onunla gitmek istiyordum. Onun beni götüreceği yeri görmek istiyordum.
Onunla beraber yavaşça kayanın üzerinden suya doğru kaydım. Yüzündeki gülümseme daha da büyüdü. Kollarını şefkatle belime sardı, alnıma sıcak bir öpücü kondurdu ve ikimizi de suyun karanlığına çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKİZ- CEHENNEMİN KANATLARI (TAMAMLANDI)
Fantasy"Bildiğim tüm doğrular, dudaklarından çıkan bir cümleyle paramparça olmuştu. Avuçlarımda kalan tek gerçek, bir insan olmadığımdı. Tutunabileceğim tek şeyse onurumdu." Çocukluğundan beri zor zamanlar geçirse de hiçbir zaman şikayet etmemişti, Ige Wis...