Bölüm 56

243 46 0
                                    

 "Ige..." Cevap vermeden rüzgarın havalandırdığı perdeleri izlemeye devam ettim. "Ige?" Gözlerimi kapattım. Fakat güçlü kollar beni zorla çevirerek kendisine bakmamı sağladı. Gözlerinde muzip bir ışıltı vardı. "Daha ne kadar yokmuşsun gibi davranmaya devam edeceksin?" Utanç içinde yüzümü göğsüne gömdüm. Gülerek beni kendine sıkıca bastırdı. "Şu haline bakan da utangaç biri olduğunu sanacak."

"Öyle biriyim zaten."

"Son birkaç saattir hiç de-" Omzuna sertçe vurunca tok bir kahkaha attı.

"Gülme." diye inledim ellerimle yüzümü kapatırken. Çarşafların arasında kaybolmak istiyordum, kahretsin. Valentine de hiç yardımcı olmuyordu. Serin dudakların saçlarıma değdiğini hissettim.

"Saklanmanı gerektirecek bir şey yok,Ige. Benden utanma."

"Ben sadece..." Ne söyleyeceğimi bilemeyerek bir süre öylece boşluğu izledim. Utanılacak bir şey olmadığını biliyordum elbette. Fakat o kadar uzun süre insanlardan ve kendimden şüphe etmiş, kendimi öylesine saklamıştım ki o kişi Valentine bile olsa, birine kendimi bu şekilde teslim etmek çok savunmasız hissettirmişti.

Aynı zamanda mükemmel.

Fazla mükemmel.

Gözümün önünde görüntüler canlanınca yanaklarım alev aldı.

"Ige.."

"Hmm?" Göğün bilinçsizce gezdirdiğim parmaklarımı avuçlarına alıp bana iyice sokularak yüzünü boynuma gömdü. Burnu tenimi gıdıklıyordu.

"Bu şekilde oynamaya devam edersen günlerce bu odadan çıkamayız." Uyarırcasına söylediği bu sözler beni kendime getirmekten ziyade heyecanlandırmıştı. İstemsizce bedenimi Valentine'e yasladığımda tek bir hareketle beni üzerine çekti. Birden kendimi Valentine'e yukarıdan bakarken bulmuştum.

"Saçlarım mahvolmuş." diye mırıldandım iki yanımdan Valentine'in üzerine dökülen birbirine girmiş saçlarımı görünce.

"Yardım etmemi ister misin?"

"Eder misin gerçekten?"

"Elbette." diye yanıtladı yaramaz bir gülümsemeyle. Hafifçe yerinde doğrulurken bacaklarımı beline sardı. Sonra tek eliyle uzanıp parmaklarını saçlarıma geçirdi ve yüzümü kendine doğru çekti.

Kıkırdayarak dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurdum.

"Yardımseverliğine minnettarım fakat sanırım kendim halledebilirim."

"Neden? Başka bir pozisyon mu denemek istiyorsun?"

"Sonra." diye yanıtladım kollarımı boynuna dolarken. "Şimdi konuşmamız gerekiyor."

"Konunun ne olduğunu bilmiyorum ama bunun kesinlikle konuşma pozisyonu olmadığına eminim." Parmağıyla göğüslerimi dürttü. "Gerçekten konuşmaksa bahsettiğin üzerine bir şeyler giyinmen gerekiyor. Odaklanamıyorum."

Valentine'i bu şekilde etkilediğimi bilmek gururumu okşamıştı. Bunu daha sonra kullandığımdan emin olacaktım. Fakat şu an anlatmam gereken şeyler vardı. O yüzden istemeden de olsa kucağından kalktım ve dolaptan hafif bir elbise alarak üzerime geçirdim.

Valentine ise beni beklerken yatağın yakınındaki raftan bir kitap seçmiş öylece sayfaları karıştırıyordu. Ona bakınca kalbimin teklediğini hissettim. Her zaman düzgün olan gece karası saçları darmadağındı. Yüzünde rahat bir ifade vardı ve vücudunun çok azını örttüğü çarşafların arasında göz alıcı kaslarının her bir kıvrımı sanat eseri gibi sergileniyordu.

SEKİZ- CEHENNEMİN KANATLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin