Bölüm.19

252K 10.1K 891
                                    

Eğlenceli bir bölüm geliyor. Keskin kaldığı yerden devam ediyor. Bu arada bir yandan da 21. Saç Teli'ni yazıyorum.

Kuzgun... Has adam. Onu bilmeyen yoktur.

Hepinizi çok seviyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hepinizi çok seviyorum. Beni takip etmeyi ve hikayelerimi okuma listenize eklemeyi unutmayın.
Sevgiler...

Keyifli okumalar...

&

Adının Yusuf olduğunu söyleyen adama tepkisiz bir şekilde bakıp kaşlarımı çattım, sonra da cevap bile vermeden yürümeye devam ettim. Sonuçta Uygar'a kimseyle konuşmayacağıma dair bir söz vermiştim. Arkamdan bakakalmıştı, bunu hissedebiliyordum. Umursamadım bile. Hem bu ne cüretti?

Asıl sorun şuydu ki bunu Uygar'a nasıl söyleyecektim. Deli olacaktı; ama artık ondan hiçbir şey saklamayacaktım. Yaşadığım bunca kötü deneyim bana büyük ders olmuştu. Fakat ileri gidecek bir hareketi olmamıştı ve sebepsiz yere olay çıksın istemiyordum, ayrıntılara girmeden anlatmaya karar verdim.

Otelin yemek salonuna girip etrafıma baktım. Uygar biraz ileride durmuş Kadir'le konuşuyordu. Elleri ceplerinde, kaşları her zamanki gibi çatıktı. Bir sorun olup olmadığını merak ettim. Sanki benim orada olduğumu hissetti ve başını çevirip bulunduğum yere baktı, kaşları kalktı ve hafifçe gülümsedi.

Gülümseyerek ona doğru yürüdüm. O sırada bakışları arkama kaydı ve yüzündeki gülümseme bir anda soldu. Ne gördüğünü tahmin ettim ve arkamı dönüp bakmadım.
Uygar hızla yürüyüp yanıma geldi, sonra gözlerini yanımızdan geçen adamdan ayırmadan dişlerini sıkarak konuşmaya başladı: "Tesadüflere inanmam, hatta nefret ederim!"

Sert bakışlarını bana çevirdi ve sordu: "Bana söyleyeceğin bir şey var mı güzelim? Yoksa kendi yöntemlerimi mi uygulayayım?"

Yutkunarak cevap verdim: "Aslında sadece karşılaştık. Bana kendini tanıttı o kadar, ona cevap bile vermedim Uygar. Büyütecek bir durum olursa senden gizlemem. Lütfen olay çıkarma, her şey öyle güzel ki bu büyü bozulsun istemiyorum."

Uygar ölümcül bakışlarını gözlerime dikti ve çenesini sıkarak, "Anladım!" dedi.

Ağzından çıkan bu tek kelime beni huzursuz etmişti. Tanıdığım Uygar sadece bu kelimeyle yetinmezdi, ben de susmayı tercih ettim. Eğer adam ileri gider ve tekrar böyle bir şey yapmaya cesaret ederse o zaman Uygar istediğini yapabilirdi.

Elimden tutup yürümeye başladı. İçimden olay çıkmasın diye dualar ederken ona ayak uydurdum. Kesinlikle bu Yusuf denilen adamla bir daha aynı ortamda bile bulunmayacaktım. Gergin bir şekilde asansöre bindik.

Odaya vardığımızda Uygar'ın gergin hali artık gözle görülür bir hâldeydi. Kendisine viski doldurdu ve terasa çıkıp içmeye başladı. Üzgün gözlerle ona baktım ve dayanamayıp yanına yürüdüm. Terasın kapısına tutunarak onu seyrettim. Gömleğinin üst düğmelerini açmıştı. Sıcak meltem ve ay ışığı sanki onunla bütünleşmiş ve ona daha ilâhî bir güzellik katmıştı. Kokusu rüzgârla burnuma gelince daha fazla dayanamadım.

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin