Bölüm.25

209K 9.6K 406
                                    

Evet canım okuyucularım, bu bölüm 1. kitabın finalinden önceki bölüm. Biraz kısa, yani diğer bölümlere göre kısa. Destek olan ve severek okuyan herkese sevgiler...

Bu arada 21. Saç Teli'ni okumanızı ısrarla tavsiye ederim.

Instagram ve Wattpad hesaplarımı takip ederek duyuru ve kitaplarımla ilgili her şeyi öğrenebilirsiniz.

Hadi bakalım, kız istiyoruz canlar, çalsın davullar, çeyiz taşıyacağız...

Hadi bakalım, kız istiyoruz canlar, çalsın davullar, çeyiz taşıyacağız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar...

&

Sabahtan beri bir o yana bir bu yana koşturup durmuştum. Annem çok heyecanlıydı, Fatma teyze de anneme ve bana yardım ediyordu. Yerleri paspaslamayı nihayet bitirmiştim. Fatma teyze ikramlık börek ve baklava açmıştı. Annem de yaprak sarması ve biberli ekmek yapıp adet yerini bulsun diye üzüm şerbeti kaynatmıştı. Evimiz eski olmasına rağmen annem sayesinde yine ocağı tüten bir yuva haline gelmişti. Bütün mahalle fısıldaşıp dedikodu yapıyor ve damadı görebilmek için gizli gizli pencerelerden bakıyordu. Ama Uygar gelecek miydi, işte bundan emin değildim. Sabahtan beri ne o beni aramıştı ne de ben onu aramıştım. Bu sessizlik hayra alamet değildi.

Annem içeriden seslendi: "Zeynep, buraya gel kızım." Elimdeki temizlik malzemelerini banyoya bırakıp arka odaya yürüdüm. Annem ve Fatma teyze ellerinde kırmızı kurdeleyle bir şeyler bağlıyordu. Annem beni görünce kutuları ve yorganları göstererek açıklama yaptı: "Bu kutularda mutfak eşyaları var. İğne oyası ve kanaviçeleri bağladık. Gelin takımını alamadık ama bir tane uyku seti var. Acaba yeter mi?"

Hayretler içinde onlara baktım. Ben bu eşyaları nereye taşıyacaktım? Zaten Uygar'ın evinde her şey vardı. Şimdi yok desem annem üzülecek ve mahcup olacaktı. Peki ne yapacaktım ben? Boğazımı temizleyip cevap verdim: "Yeter anne. Yani biliyorsun ev döşenmiş, fazla eşyaya gerek yok." Annem gülümseyerek cevap verdi: "Çeyizin yeri başka olur güzel kızım, bunlar el emeği göz nuru. Neyse, haydi sen duşunu al. İki saat kaldı, ancak hazırlanırsın." Gülümsemeye çalışırken başımı salladım. Ah, Uygar bu kutuları görünce kim bilir ne tepki verecekti.

Bir saat sonra hazırlıklar bitmişti ve ben de hazırdım. Annem odasında giyiniyordu, Fatma teyze de sonra kocasıyla gelecekti. Ellerimi kucağımda birleştirmiştim, yatağın ucunda oturuyordum. Uygar hâlâ aramamıştı. Dudaklarımı büktüm ve ağlamaklı bir şekilde nefes aldım, o sırada telefonum çalmaya başladı.

Heyecanla yerimden kalkıp aynanın önündeki telefonu elime aldım. Ekrana baktım ve gözlerimi devirdim. Bugün belki onuncu arayışıydı. Hemen cevap verdim: "Efendim Ramon?" Ramon heyecanla sordu: "Ay merak ettim be yavrum. Ne oldu sonra, aradı mı?" Bıkkınlıkla cevap verdim: "Hayır, hâlâ aramadı. Biz hazırlığımızı yaptık ve misafirler gelmek üzere. Bütün mahalle pencereye çıkmış bekliyor ve annem de çok heyecanlı." Sonra iç çektim ve konuşmaya devam ettim: "Yani anlayacağın bomba gibiyim." Ramon ağlamaklı bir sesle yakarmaya başladı: "Ah herkese rezil olacağız! Mahalledeki kocakarılar bizi dedikodu kazanına atıp çiğ çiğ yiyecekler Yarabbi!"
Gözlerimi devirerek bağırdım: "Kes artık dövünmeyi. Hem sen neredesin? Ne zaman gelmeyi düşünüyorsun acaba?"

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin