İşte oradaydı...
Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geçirmişti. Yavaş yavaş yanına yaklaştım ve tam önünde durup ona baktım.
O kadar güzeldi ki...
Bir papa...
İlginiz için çok teşekkür ediyorum. Bir bölüm daha geliyor. Lütfen yorumlarınızla süsleyin bölümü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Keyifli okumalar...
&
Çok şükür ki Derin bana korktuğum gibi bir tepki vermemişti, hatta anlattığına göre gece beni idare bile etmişti. Ömer'e benim bir arkadaşımı gördüğümü söylemişti. Ben belirli bir zaman sonra gelmeyince de yalandan bayılarak Ömer'le eve gitmişti. Sonra da yoldan beni arama numarası yaparak eve taksiyle gelmemi söylemişti. Zavallı Ömer de zaten Derin'i böyle görmenin şokuyla beni unutmuştu.
Derin'den kesinlikle korkulurdu. Ona dün gece yaşadıklarımı anlatırken mest olmuş bir haldeydi. Hatta Uygar'ın bana kesinlikle körkütük âşık olduğunu bile söylemişti. Düşüncesi bile kalbimi titretiyordu, sevinç çığlıkları atmak istiyordum ama yine de korkuyordum. Çünkü Uygar bazen hiç normal davranmıyordu, onun kontrol edemediği bu takıntılı halleri beni ürkütüyordu. Yine de ona çok âşıktım ve onsuz yapamıyordum.
Otele doğru yürürken soğuk rüzgârı hissetmemeye çalıştım. Kesinlikle kendime kalın bir mont almam lazımdı, yoksa bu gidişle zatürreye yakalanacaktım.
Otelin sıcak ortamına girince soğuktan moraran ellerimi ceplerimden çıkarıp birbirine sürttüm, sonra hızla personel odasına girip üstümü değiştirdim ve işimin başına geçtim. Geç kalmak istemiyordum.
Ece beni görünce tatlı ama bıkkın bir şekilde gülümsedi ve konuşmaya başladı: "Hoş geldin Zeynep. Bugün çok yoğun bir gün. Uygar Bey'in Mısır'dan misafirleri gelecek. Herkes telaşla koşturuyor. Hele Ethem Bey'i hiç görme. Uygar Bey'e yaranacağım diye herkesi haşlayıp duruyor. Bugün işimiz iş vallahi."
Uygar bana bundan hiç bahsetmemişti. Merakla sordum: "Otele kaçta giriş yapacaklarmış?"
Ece kıvırcık saçlarıyla oynarken cevap verdi: "Saat onda burada olacaklar. Anlayacağın bugün buralıyız. Allah'tan sen varsın, tek başıma o Ethem domuzuna katlanamazdım."
Gülümseyerek başımı salladım. Ethem Bey gerçekten çok disiplinli bir adamdı ama işini mükemmel yapıyordu. Önümdeki dosyaya bakarak sordum: "Oldukça kalabalık bir liste, hepsi geliyor mu?"
Başını sallayarak cevap verdi: "Uygar Bey Mısır'a otel zinciri kurmak istiyor. İlk otelin açılışı da bir ay sonra, kesin onunla bir ilgisi vardır. Arap erkekleri de çok yakışıklı olur derler, görelim bakalım doğru mu?"
Ece'nin söylediklerini duyunca gülümseyip gözlerimi devirdim. Ece çok matrak bir kızdı, onu bazen Derin'e benzetiyordum. Başımı çevirince Ethem Bey'in asistanıyla telaş içinde bize doğru yürüdüğünü gördüm. Ece'ye gözümle karşı salonu işaret ettim. Ece suratını büzüştürerek ayağa kalktı ve çaktırmadan kulağıma eğilerek fısıldadı: "Buyur işte, geliyor domuz. Allah bilir şimdi ne yumurtlayacak?"
