İşte oradaydı...
Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geçirmişti. Yavaş yavaş yanına yaklaştım ve tam önünde durup ona baktım.
O kadar güzeldi ki...
Bir papa...
Sürpriz... Dedim ki uyumadan kuzulara bir Keskin bölümü daha göndereyim. Nasıl, güzel düşünmüş müyüm?
O zaman buraya bir Uygar fotoğrafı bırakıyorum, tüm çileden çıkaran yanlarına rağmen pek bir sevilir kendisi 🥰
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Keyifli okumalar... &
Uygar bu gece çok önemli bir toplantıya katılacaktı. Toplantının gece olmasının sebebini tahmin ediyordum. Bu toplantı karanlık kişilerle yapılacaktı. Huzursuzdum. Onun bu işlerle uğraşmasını istemiyordum ama yapabileceğim bir şey de yoktu. Onunla bu yola çıkarken her şeyi başından kabul etmiştim ve maalesef ki katlanmak zorundaydım.
Gelinlik provası için Ramon'un atölyesindeydik. Derin'in de bugün provası vardı. Elbisesi harikaydı ama onda garip bir şeyler seziyordum. Çok düşünceli ve huzursuzdu. Ramon Derin'i beğeni dolu gözlerle inceledi ve iç çekerek konuşmaya başladı. "Ay! Bebeğim, ota boka karışıyorsun ama Allah'ım sana her konuda cömert davranmış. Güzellik var. Fizik on numara. Ah! Ömer olacak yavru zaten taş gibi. Daha ne olsun."
Sonra Derin'in asık suratına baktı ve kaşlarını çatarak konuşmaya devam etti. "Ay! Ama hâlâ utanmadan suratını asıyor. Allah'tan daha belanı mı istiyorsun acaba? Azıcık şükret be yavrum. Bak bana; aşk hayatım uzatmalara kaldı. Bir penaltı bile yok. Peşimde pembe saçlı bir yer cücesiyle dolanıyorum. Aşık olduğum adamdan da hayır yok. Ama bu haldeyken bile senin gibi somurtup oturmuyorum!"
Ramon'a hak vererek başımı salladım ve sordum. ''Ramon haklı Derin. Neyin var senin? Yoksa Ömer'le kavga mı ettiniz?''
Ramon birden gözlerini açarak bağırdı. ''Ay etmiştir bu salak. Ah! Sonunda kaçıracak gül gibi çocuğu Allah'ım. Anlat! Ne bok yedin yine sarı kafa?''
Derin gözlerini devirerek cevap verdi. ''Tabii ki hayır. Ömer'le kavga etmedik. Sadece biraz kararsızım! Ne yapacağımı bilmiyorum. Ömer benimle evlenmek istiyor. Dün beni boğaza yemeğe götürdü. Sürpriz hazırlamış. Çiçekler ve keman vardı. Beni dansa kaldırdı ve önümde eğilerek bana evlenme teklif etti. Her şey çok güzeldi ama evlilik bambaşka bir şey. Kendimi hiç hazır hissetmiyorum. Sizce neden böyle hissediyorum? ''
Ramon suratını buruşturarak çemkirmeye başladı. ''Ay götüm! Salaksın da ondan. O dalyan gibi çocuk yıllarca seni bekledi. Millet koca bulamıyor, bu gerzeğin söylediklerine bak. Ay! Yeminle ağzına kürekle vurasım var senin. Belki o zaman aklın başına gelir.''
Çok mutlu olmuştum. Ömer kesinlikle haklıydı. Yıllarca gizli gizli Derin'i sevmiş ve hayatına kimseyi almamıştı. O kadar yakışıklı olmasına rağmen hiç kız arkadaşı olmamıştı. O, Derin'den başkasına kördü. Sevdiği kadınla evlenmek istemek onun en büyük hakkıydı.
Derin'e bakarak konuşmaya başladım. ''Derin, sen Ömer'i seviyorsun. Seni anlıyorum. Evlenme düşüncesi başta insanı korkutuyor. Ama Ömer senin hayatının erkeği. O yıllarca hep seni bekledi. Defile olayından sonra nasıl yıkıldığını, onsuz nasıl eksik hissettiğini hatırla. Lütfen mantıklı düşün. Pişman olacağın şeyler yapma! Peki, Ömer'e ne cevap verdin? Yoksa hemen hayır mı dedin?''
