Selam, nasılsınız bakalım bugün? Şunu belirtmek isterim ki her hikayeme gösterdiğiniz yoğun ilgi müthiş, Nirvanaya ulaşmak gibi. 😇🥰
Uygar, Zeynep'le yaşadığı geceden sonra iflah olmaz bir hale gelir. Zaten normal olmayan adamımız, daha da takıntılı, daha da kıskanç olur. 🤦♀️
Hepinizi seviyorum kuzularım.
Keyifli okumalar...
&
Kasıklarımda hissettiğim yoğun bir sancıyla gözlerimi açtım. Gözlerimi açar açmaz zihnime geceden kalma anılar düştü ve sanki yüzüme kan sıçradı. Bir yanım delice utanırken diğer yanım yaşadığı muhteşem geceyle sanki mutluluk dansı yapıyordu.
Allah'ım, o kız gerçekten ben miydim? Gözlerimi daha da sıkarak yorganı başıma kadar çektim ve kendime art arda küfürler saydım. O anda Uygar'ın o ahenkli kahkahası odada yankılandı. Yorganı yavaşça yüzümden çekip doğruldum. Uygar gözlerini kısarak bana bakıyordu.
Gözleri bir anda vücuduma kayınca alt dudağını dişlerinin arasına alarak sert bir soluk verdi. Hızla başımı indirip kendime baktım ve isyan ederek yorganı üstüme çektim. Uygar beni kolumdan tuttu ve hızla kendisine çekerek altına aldı. Sonra açıkta kalan göğsüme minik bir öpücük kondurarak yüzüme baktı, kendinden geçmiş bir şekilde konuşmaya başladı: "Artık saklama kendini benden, o taptığım vücuduna bakmamaya bundan sonra dayanamam. Sakın kendini esirgeme çünkü sana dokunmadan geçen her saniye eziyet benim için. Lan nasıl bir bağımlılıksın sen? Şu hâlime bir bak."
Gözlerini kapatıp dişlerini gıcırdattı ve başını sağa sola sallayarak boğuk sesiyle konuşmaya devam etti: "O dudaklarınla bana yaptıramayacağın hiçbir şey yok ve bu çok tehlikeli. Benim gibi bir adam için uçurumun kenarında gözleri kapalı yürümek gibi; ama öyle bir razıyım ki öl de ölürüm senin için kadınım!"
Bu sözler içimi eritirken gözümden süzülen bir damla yaşı tutamadım. Uygar tam gözyaşlarımdan öperek başını çıplak göğsüme koydu. Elimi saçında gezdirirken hâlâ utansam da belli etmemeye çalışıyordum. Uygar sızlayan kasıklarımda elini gezdirerek sordu: "Canın çok yanıyor mu güzelim?"
Derin bir nefes alarak cevap verdim: "Hayır. Şey, yani iyiyim."
Bu konu beni utandırmaya devam ediyordu, bu sebeple sesim çok zayıf çıkmıştı. Uygar sesimin tonundan huzursuz oldu, başını kaldırdı ve kaşlarını çatarak yüzüme baktı. Sonra endişeyle sordu: "Sen yoksa pişman mısın?"Başımı sağa sola salladım, ama o konuşmama fırsat vermeden konuşmaya devam etti: "Çok istedim seni, kendime hâkim olamadım. Tüm bedenim hâlâ delice seni istiyor, Zeynep. Sana zarar vermekten çok korkuyorum. Çünkü konu sen olunca kontrolümü kaybediyorum. Ben ilk defa ruhumla ve isteyerek seviştim, beni affet."
Dayanamayıp yanaklarından tuttum ve yaşadığım utancı umursamadan cevap verdim: "Asla pişman değilim. Öyle güzeldi ki kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyordum. Bana hayatımın en güzel dakikalarını yaşattın sen, nasıl pişman olurum? Senin kadının olmak ve seni hissetmek beni inanılmaz derecede mutlu etti. Canım acımadı ki."
Gülümseyerek konuşmaya devam ettim, "Yani tamam, biraz canım yandı ama çok güzeldi. Ben sadece biraz utanıyorum, Uygar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESKİN
Romansaİşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geçirmişti. Yavaş yavaş yanına yaklaştım ve tam önünde durup ona baktım. O kadar güzeldi ki... Bir papa...