Selam...
Final'e birkaç bölüm kala son hız bir bölüm daha arıyorum. Bu bölüm Kadir'le başlıyor. Onu çok sevdiğinizi biliyorum. En sevilen karakterlerden biridir Kadir. Adam gibi adamdır. Hikayeye oy gönderip, sayfamı takip ederseniz mutlu olurum. Herkese sevgiler...Keyifli okumalar...
&Kadir
"Durum ne, Erdinç?"
Erdinç, kafeye bakıp cevap verdi: "Herkes dağılmak üzere. Zeynep Hanım'ın annesini eve bıraktık. Evin önünde adamlar bekliyor. Her şey temiz ve ortam sakin. Az sonra arkadaşları da çıkacak. Bir sorun yok. Ben depoya geçiyorum. Uygar Bey bizi bekliyor. Senin de bir emrin yoksa ben gidiyorum. Görüntüleri incelemem lazım."
Ellerimi belime koydum ve kafeye bakarak cevap verdim.
"Sen git. Ama önce otelden Ayan'ı al. Toplantıda o da bulunacakmış. Abim öyle emretti."Düşünceli bir şekilde bana baktı ve kaşlarını çatarak konuşmaya devam etti.
"Emin misin abi? Beni gördüğüne pek sevinmeyecek. Nedense benden hiç hoşlanmıyor."Tek kaşımı kaldırdım ve sert bir şekilde cevap verdim.
"O zaman tut kolundan getir. Ayan senden hoşlanmak zorunda değil. Kız işini yapıyor. Onu görünce saçmalayan sensin. Lan karşısında konuşamıyorsun bile. Hepiniz işinize bakın. Birbirinizle dalaşmayın. Abim aranızdaki bu gerginliği fark etmesin. Zaten adam delirmiş durumda. Ona göre davranın ve ayağınızı denk alın. Anladın mı beni?"Başını salladı ve hızla arabaya doğru yürüdü. Erdinç eğitimli bir ajandı. Tam anlamıyla profesyoneldi. Beş dili ana dili gibi konuşabiliyor, muhteşem silah kullanıyordu. Yıllardır abimin yanındaydı. Ona en az benim kadar bağlıydı. Ama Ayan'ı görünce şaşkına dönüyordu. Zorlukla konuşuyor, bakışları bile değişiyordu. Aşktan nefret etmemin sebebi işte buydu. En akıllı adamı bile ne hale getiriyor, resmen maymuna çeviriyordu. Başımı sağa sola doğru sallayıp kafeye girdim.
Kalabalık dağılmıştı. Derin ve Ömer masada oturmuş sohbet ediyorlardı. Müzik sesine sinir oldum ve yüzümü buruşturarak piste baktım. Ramon ve Mert'i çiftetelli oynarken görünce gözlerimi devirdim ve gülümseyerek onları izledim. Tencere düşmüş, kapağını bulmuş gibiydi.
Masalara baktım. Oradaydı işte. Gülümseyerek Ramon ve Mert'i seyrediyordu. Kıvırcık saçlarını ne hale getirmişti. Sinirle kaşlarımı çattım. Bu kıza sinir oluyordum. Gözlerimi ondan almak istedikçe kendimi hep ona bakarken buluyordum. Ramon onu çağırınca gülümseyerek başını sağa sola salladı. Kaşlarımı havaya kaldırdım. Bir an vücudumu ateş bastı. Salon çok sıcak olmalıydı. Alnımdaki teri silerek tekrar ona baktım.
Usulca yerinden kalktı. Dişlerimi sıkarak elbisesine baktım. Bu kadar kısa giyinecek ne halt vardı sanki? Şu kadınları anlamıyordum. Utana sıkıla yürüdü ve Ramon'un yanına gitti. Tek kaşımı kaldırdım ve kızaran yanaklarına baktım. Ne yani, utanmış mıydı? Lan madem utanıyordu, ne diye kalkıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESKİN
Romanceİşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geçirmişti. Yavaş yavaş yanına yaklaştım ve tam önünde durup ona baktım. O kadar güzeldi ki... Bir papa...