Bölüm.15

245K 10K 687
                                    

Denge bozan bir bölüme hazır mısınız? O zaman lütfen sakin olmaya çalışarak okuyun bu bölümü...
☺️

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar...

&

Ertesi gün Uygar çok daha iyiydi ve taburcu olmak istiyordu. Bir an olsun beni yanından ayırmıyor, hatta sanki yaralı olan benmişim gibi üstüme titriyordu. Çok huzursuzdum ve her geçen dakika huzursuzluğum artıyordu. Annemin o hâli gözlerimin önüne geldikçe yerimde duramaz olmuştum.

Uygar son kontroller için muayeneye götürülünce odanın içinde bir o yana bir bu yana yürümeye başladım. Bu böyle olmayacaktı, belki de Uygar'a söylemeliydim. O bir yolunu bulur ve annemi kurtarırdı. Ama ya o bulamadan anneme bir şey yaparlarsa diye düşündüm ve sinirden saçlarımı çektim. Uygar'ı da bırakamazdım, çünkü onsuz yaşayamazdım.

Telefonum çalınca çantamı açıp telefonu çıkardım. Mesaj gelmişti. Mesajı açar açmaz ekranda annemin fotoğrafı çıktı ve âdeta yıkıldım. Zavallı annem bir yatakta yatıyordu ve gözleri kapalıydı. Yüreğimin acısı içimi yakarken gözümden bir damla yaş süzüldü.
Kim bilir ne veriyorlardı ona? Mesajın altındaki notu okuyunca ellerim buz kesti.

Son gün. Bu akşama kadar yanımda olacaksın. Eğer gelmezsen olacakları biliyorsun, prenses. Ayrıca annene verilen ilacın dozunu biraz artırdık. Bak, ne güzel uyuyor. Çabuk gel, seni özledim!

Çaresizce elimle ağzımı kapattım. Boğazımdan derin bir hıçkırık koptu ve sessizce ağlamaya başladım. Uygar'ı canımdan bile çok seviyordum. Eğer konu benim canım olsaydı, onun için seve seve verirdim ama arada annem vardı. Onu bu şekilde bırakamazdım. Gitmeye mecburdum. Eninde sonunda Uygar her şeyi öğrenecekti ve biliyordum ki bizi kurtaracaktı. O güne kadar sabırlı olmam gerekiyordu, yoksa annemi kaybedeceğimden korkuyordum.

Hemen çantamdan bir kâğıt ve kalem çıkardım ve bir mektup yazmaya başladım. Ağlıyordum ve gerçek anlamda çaresizdim.

Uygar...
Olmuyor, ben artık yapamıyorum...
Bunca zamandır seni seviyormuş gibi rol yaptım. Üzgünüm.
Ben en başından beri sadece Selim'i seviyorum, nihayet onu buldum ve ona gidiyorum.
Artık onsuz yapamıyorum. Beni unut ve bizi lütfen rahat bırak!

Beni affet...

Zeynep

Gözyaşlarım yağmur gibiydi. Sevdiğim adama bu satırları yazmak ölmekten beterdi. Bu acıya nasıl dayanacaktım.

Mektubu masaya koyup hızla çantamı aldım ve odadan dışarı çıktım. Kimseye görünmeden hastaneden nasıl çıkacağımı düşünürken aklıma gelen bir fikirle ilk yardım ünitesine girdim. Burası özel bir klinikti ve diğer hastaneler gibi yoğun değildi. Gözyaşlarımı silip etrafıma baktım. Hareket etmek üzere olan bir ambulans vardı. Kimseye görünmeden arkasına binip saklandım. Beş dakika kadar sonra ambulans hareket etti ve hastaneden çıkmayı başardım.

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin