Bölüm.48

183K 7.1K 1.1K
                                    

Merhaba,
Geri sayım başladı. Final için "3" diye geri saymaya başladım...

&Dışarıdan gelen bağırma sesiyle yerimden sıçradım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

&
Dışarıdan gelen bağırma sesiyle yerimden sıçradım. Önce nerede olduğumu algılayamadım. Sonra yaşadıklarım bir film şeridi gibi zihnime düştü ve sıkıntıyla doğruldum. Bağırma sesleri arttı.
"O nerede? Onu görmek istiyorum."

Bu ses bana tanıdık geliyordu. Yusuf'un iğrenç kahkahası depoda yankılandı ve cevap verdi.
"Sakin ol şampiyon. Seni duyuyoruz. Ama böyle bağırırsan onu korkutursun. Biraz sakinleş."
Korkuyla yataktan kalktım. Yusuf bu sözleri kime söylemişti? Adam cevap verdi:
"Zaten aylardır bekliyorum. Anlaşmamızı unutma! Şimdi beni ona götür."

Ayak sesleri yaklaşınca korkuyla birkaç adım geriye gittim. O sırada kapı açıldı ve Yusuf iğrenç bir ifadeyle içeri girdi. Gözlerini kısarak bana baktı, elini dudaklarına götürerek "Sus!" der gibi bir işaret yaptı. Elinde silah vardı.

Tiksinerek ona baktım. Kenara çekildi ve duvara yaslanarak arkasından gelen kişiye yol verdi. Odaya giren kişiyi görünce adeta dondum. Aylar sonra işte yine karşımdaydı. Gülümseyerek beni inceledi ve konuşmaya başladı.
"Sevgilim! İşte nihayet yine kavuştuk."
Ağzım açık kalmıştı. Selim karşımdaydı. Bakışlarımı hızla Yusuf'a çevirdim. Tek kaşını kaldırdı ve arsız bir şekilde bana gülümsedi. Gözlerim dolmuştu. Titreyen ellerimi sıkarak tekrar Selim'e baktım. Allah'ım, nasıl bir oyunun içindeydik biz?

Nefretle dişlerimi sıktım ve başımı dikleştirdim. Selim ellerini ceplerine koydu ve beni baştan aşağı süzmeye başladı. Ondan iğreniyordum. Hiç değişmemişti. Tam anlamıyla bir ruh hastasıydı. Hayranlıkla bana bakıyordu.

O sırada Yusuf'un sert bir şekilde soluk aldığını duydum ve bakışlarımı ona çevirdim. Selim'e bakıyordu. Gözlerindeki nefreti görmemek imkansızdı. Selim de bakışlarını ona çevirdi. Bu iğrençliğe daha fazla dayanamayarak, resmen haykırdım:
"İkiniz de iğrençsiniz. Ne istiyorsunuz benden?"

Cevap bile vermediler. Tek yaptıkları birbirlerine meydan okuyan bakışlar atmaktı.
Birden Selim kolumu tuttu ve beni dışarıya çekmeye başladı. Hırsla kolumu çekmek istedim ama bırakmadı. Aynı anda Yusuf da diğer kolumu tuttu ve nefretle Selim'e baktı. Ağlamak üzereydim ve kendimi çok zor tutuyordum. Selim beni çekmeye devam edince, baskı hissederek durdu ve başını çevirerek arkasına baktı. İkisi de kafayı yemişti. Akıllarını resmen benimle bozmuşlardı.

Selim dişlerini sıkarak haykırdı: "Dokunma ona!"
Yusuf sahte bir kahkaha attı ve nefretle cevap verdi.
"Sakin ol ve asıl sen çek elini. Onu hiçbir yere götürmezsin."

Selim beni kendisine doğru çekmeye çalışarak bağırmaya devam etti.
"Senden izin alan kim? O benim! Anlaşmamızı unutma. Ben senin istediklerini yaptım. Büyük patron onu benim kaçırdığımı zannediyor. Tüm oklar beni gösteriyor. Hepsi benim peşimde. Şimdi sen de benim istediğimi yapacaksın. Zeynep benim hakkım. Onu senin gibi bir psikopatın yanında bırakacak değilim. Zaten Keskin'in burayı bulması an meselesi. O bulmazsa da diğerleri bulacak. Senin derdin Keskin’in yerine geçmek değil miydi? Git ve planını uygula. Ama Zeynep benim, anladın mı?"

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin