Uzun bir aradan sonra herkese merhaba...
Keskin'i çok özlediğinizi biliyorum. Bana gönderdiğiniz, sevgi dolu mesajlar ve o güzel yorumlar için hepinize ayrı ayrı teşekkürler.Biliyorsunuz, yakında Keskin kitap oluyor. Ama ben, bu süreçte sizler için finalden bağımsız özel bölümler hazırladım. İstedim ki kahramanlarımıza hasret kalmayın😊
Ama özellikle şunu belirtmek istiyorum ki özel bölümlerin finalle, ya da hikayenin gidişatı ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu bölümler sadece geçmişte olan ve yazılmamış anılardan ibadettir.
Kitabın ne zaman çıkacağını ve hangi yayın evini seçtiğimi çok yakında sizlere açıklayacağım.
İsterseniz beni instagram'dan takip edebilir ve duyurularımı oradan dinleyebilirsiniz. Yakında bir canlı yayın yapmayı düşünüyorum ❤İnstagram hesaplarımız 👇
Keskin_wattpad
Ya da
Berna.ilnKahramanlarımız, bu macerada kamptalar 😄
Keyifli okumalar...**********
Üniversitenin kampüsünde oturmuş ilkbahar güneşinin tadını çıkarıyordum. Bugün nisan ayının ilk günüydü ve hava mis gibiydi. İlk iki derse girmiştim, ama şimdi iki saat boşluğum vardı ve elimde kahvemle bir ağacın altına oturmuş, huzurla keyif yapıyordum.
Telefonum çalmaya başlayınca elimde ki kahveyi yeşil çimlerin üstünde bıraktım ve çantamdan telefonumu çıkardım. Arayanın kim olduğunu bakınca resmen gözlerim parladı. Çünkü arayan O’ydu. Hemen derin bir nefes aldım ve heyecanla cevap verdim.
“Canım. ”Kısa bir sessizlikten sonra o hayran olduğum sesini nihayet duydum.
“Canım, canına kurban olsun.”Gözlerimi kapattım ve elimi kalbimin üstüne koyarak nasıl hızla arttığını dinledim. Benden ses gelmeyince Uygar kahkaha attı ve konuşmaya devam etti.
“Bu sessizlik hayra alamet değil. Ne oldu? Yoksa söylediğim sözler ağır mı geldi?”Gözlerimi devirerek cevap verdim.
“Bilerek yapıyorsun.”
Derin bir nefes aldı ve sordu.
“Neyi bilerek yapıyor muşum? Aklını başından almayı mı?”
Gözlerimi kısarak isyan ettim.
“Kes şunu! Hem, aklımı başımdan aldığın falan yok. Çünkü aklı başında olmayan sensin Uygar Ezeloğlu.”Boğazını temizledi ve cevap verdi.
“İnkar etmiyorum Zeynep Maral. Aklımı başımdan aldın ve almaya da devam ediyorsun. Lan ölüyorum sana! Ve yalan değil her bir zerremi inim inim inletiyorsun.”Resmen yüzüme kan sıçramıştı. Zorlukla nefes aldım ve heyecanımı belli etmemeye çalışarak cevap verdim.
“Sen kaşındın. Peşimden koşan sendin. Defalarca kapımı kıran da sendin. Yoksa şimdi şikayetçi misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESKİN
Romanceİşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geçirmişti. Yavaş yavaş yanına yaklaştım ve tam önünde durup ona baktım. O kadar güzeldi ki... Bir papa...