Bölüm.37

192K 8.4K 746
                                    

Merhabalar,

Keskin yine zirvede. Var olun. Bildirimlere ve mesajlara yetişemediğim için telefonumun sesini kapatmak zorunda kaldım. Uygar'a veryansın edenler şimdi Zeynep'e sardı. Öyle yorumlar ve öyle mesajlar geliyor ki içim içime sığmıyor. Tekrar tekrar teşekkürler...

İyi ki doğdun Zeynep Ezeloğlu...

Keyifli okumalar...
&

Uygar

Adamlara kampüsü göstererek bağırdım: ''Gözünüzü dört açın!''

O sırada Kadir de üniversiteye geldi. Hızla arabayı park etti. Koşarak yanıma geldi ve ceketinin önünü ilikleyip konuşmaya başladı: "Tam tahmin ettiğin gibi abi. Şirket adı altında mafyacılık oynamaya kalkmış ibneler. Her türlü dalavere var. Uyuşturucudan tut, küçük yaştaki kızlara tacize varana kadar. Lise çağındaki kızları kandırmak için eli yüzü düzgün olan piçler ayarlamışlar. Kızları kandırıp ağlarına düşürüyorlarmış. Sonra da uygunsuz videolarını çekip şantajla istedikleri her şeyi yaptırıyorlarmış. Ellerim kaşınıyor abi. Vallahi zor tutuyorum kendimi."

Dişlerimi sıktım ve,''Hepsini ibret olsun diye yakmazsam adam değilim. Sen adamları topla. Bu gece bu iş bitecek. O götverenlerin kökünü kurutacağım'' dedim ve hemen içeriye yürüdüm ve merdivenlerden çıkarak defile salonuna girdim. Kadir'in gösterdiği tarafa girerek etrafıma baktım. Ortam oldukça kalabalıktı. Ama gözlerim kadınımı arıyordu. Özlemiştim onu. Kokusunda can bulmak istiyordum. Ona ihtiyacım vardı. Derin beni görünce koşarak yanıma geldi ve selam verdi:''Hoş geldin Uygar.''

Başımı salladım. "Zeynep nerede?"

Derin gülümseyerek cevap verdi. "Derse gitmiş. Aslında bitmiş olması lazım. Aradım, cevap vermedi. Derste genelde sesini kapatıyoruz. Galiba duymuyor. Şimdi gelir. Otur istersen."

Kaşlarımı çattım ve hızla Kadir'e baktım. Kadir yutkunarak ona sordu: "Ders hangi salonda?"

Derin şaşkın bir şekilde cevap verdi. "İkinci katta. Davranış bilimlerine girecekti. Şimdi gelir zaten."

Koşar adımlarla yürümeye başladım. Kadir peşimden geliyordu. İkinci kattaki salonlara bakmaya başladım. Telefonumu çıkardım ve hemen onu aradım. Cevap vermiyordu. Kadir öğrencilerden birine dersin adını söyledi ve amfiyi sordu. Öğrenci tam karşı salonu gösterince oraya gittik.

Salon boşalıyordu ve ders bitmişti. Koştum ve öğrenci listesine baktım. O an bedenimdeki her hücrenin tek tek yandığını hissettim.
Çünkü Zeynep derse girmemişti...

&
Zeynep

Hissettiğim tek şey sadece soğuktu. Kesinlikle hareket edemiyordum. Zihnim sadece ara sıra geliyor ve sonra yine beni derin bir karanlığa teslim ediyordu. Sanki beynim artık vücudumu kontrol edemiyordu. Parmak ucumu bile oynatamıyordum.

Hiçbir şey hatırlamıyordum. Her şey silik ve belirsizdi. Ben kimdim? Adım neydi? Tek hatırladığım bir deniz kenarıydı. Ve babamı bekliyordum. Elimde bir değnek parçası vardı ve kumlara şekiller çiziyordum. Güneş batmak üzereydi ve galiba mevsim sonbahardı.

Peki ama neden hareket edemiyordum? Bir anda etrafımda garip sesler duymaya başladım:
"Titremeye başladı. Ne yapacağız?"

Kimden bahsediyorlardı? Titreyen kimdi? Ellerimi oynatmaya çalıştım ama sanki boşluktaydım. Kendimi suya atılmış cansız bir varlık gibi hissediyordum. Tekrar bir konuşma sesi geldi kulağıma:
''Ağır bir sedasyon uygulanmış. Anladığım kadarıyla iğne vurmuşlar. Kendinde değil. Zihni açık olabilir ama tepki veremiyor. O sebeple titriyor. Şok da geçiriyor olabilir. Tansiyonu oldukça düşük ve onu kesinlikle burada tutamayız. Hastaneye götürmek lazım.''

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin