Bölüm.23

229K 10.6K 827
                                    

"Öfke karanlık bir kuyudur; öfkeden sakının..."

Merhaba kuzular. Bugün de yeni bir bölüm gönderiyorum size. Umarım iyisinizdir.
Görelim bakalım, kahramanlarımız bu bölümde neler yaşıyorlar.

⚠️Bu arada küçük bir sitemim var. Ya arkadaşlar, mesaj kutum ve panom "yeni bölüm" diye yakarışta bulunanlarla dolu. Var olun da, ya bölüm atıyorum, tek bir kalp ve tek bir "eline sağlık" yazmıyor çoğu. Mesaj yazarken o tuşlara giden eliniz, neden yorum yazmaya gelince geri çekiliyor?
Destek olmak güzeldir, karşınızdakini motive eder 😘

Keyifli okumalar...

&

Hani ruhumuzun en derin yerinde gizli bir odamız vardır, hiç kimseye göstermek istemez, hatta kendimiz bile girmeye korkup, geri kapatırız o odanın kapısını. Eskimiş, tozlu ne kadar hayal kırıklığı varsa o odaya saklarız ve yüzleşmeye cesaret edemeyiz. Hani unutmuş gibi yaparız da ama bunun bal gibi yalan olduğunu da aslında içten içe biliriz.

İşte şimdi ruhumdaki o odanın kapısını açmış ve kendimle yüzleşiyordum. Sakladığım her şey karşımdaydı ve sanki kendi içimde de kaybolmuş gibiydim.

Babam geldi aklıma. Ağaçtan düştüğüm bir sabah beni öperek yerden kaldırışı ve gözlerime bakarak söylediği o sözler: "Hayat çok kısa, meleğim. Maalesef her düştüğünde seni kaldırmak için yanında olamayacağım. Kendi yaralarını kendin sarmayı öğren. Unutma! Hayatta aldığın her yara, daha dikkatli olman için sana verilen bir ders; ve her zaman başka bir yol vardır. Güçlü ol!"

Gözyaşlarımı silerken derin bir nefes aldım. Uygar giderken bana "bitti" demişti. Bitti...
Ne kadar kolay söylenen bir kelime. Kısa ve öz; ama anlamıyla bir insanı yıkabilecek kadar güçlü olan bir kelimedir bitti.

Ona engel olamadım, zaten olamazdım da. Çok kırgındı ve çok öfkeliydi. Haklıydı da!
Her seferinde bile bile yaptığım yanlışlar onu da beni de fazlasıyla yıpratmıştı. Sırf biraz daha özgür kalabileyim diye peşime adam takmıyor ve arkadaşlarımla görüşmeme engel olmuyordu, aslında amacı sadece beni mutlu etmekti. Ben istediğim için Sahra ve Özge'yi bile çevresinden uzaklaştırmıştı.

Benden istediği tek bir şey vardı, ne olursa olsun ondan gizli bir iş yapmamamı istiyordu; ama ben maalesef ki yine kendimi böyle bir durumun içinde bulmuştum.
Ama tabii ki madalyonun bir de diğer tarafı vardı, beni her seferinde bu olaylara iten aslında oydu.

Öfkesi, tepkileri ve takıntılı halleri beni korkutuyor ve her seferinde hata yapmama neden oluyordu. Bu sebeple bazı konularda kendime de hak veriyordum.
Ama ne olursa olsun bana bitti demişti ve artık o evde durmam anlamsızdı. Olanları düşündüm. Gidişinden sonraki o buz gibi saatleri...

Ayaklarımın dibindeki haplara bakmayı bırakıp yatak odasına doğru yürümüş ve üstümü giymiştim. Kaskatıydım, sanki kanım çekilmişti. Ne ağlıyor ne de herhangi bir duygusal tepki verebiliyordum. Odadan çıktıktan sonra çantamı elime alıp içine baktım. Kendi evimin anahtarı hâlâ oradaydı.

Acı içinde derin bir nefes aldım. Hayatımın odak noktası olmuştu. Nasıl bu kadar kolay bitti diyebilirdi? O anda çenem titredi ve gözümden bir damla yaş süzüldü. Hemen kendimi toparlamaya çalışıp gözümdeki yaşı sildim. Karar vermiştim, bu sefer güçlü olacaktım.

Ama emin olduğum bir gerçek vardı ki, o benden de beter durumdaydı. Beni sevdiğinden emindim ve pişman olacağını da adım gibi biliyordum. Titreyen elimle çantamı omzuma astım ve hızla o evi terk ettim.

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin